Türkiye’de son zamanlarda “imaj yönetimi” danışmanları yada “imaj maker” diye kendini konumlandıran profesyonel kişiler yer almaya başladı. İmaj elbette önemli ama imaj yaratmak ve yönetmek kişinin kendisinin “ekstra bir enerji” sarfetmesi anlamına gelir. Imaj yönetmek demek, temelde olmadığınız ama olmak istediğiniz bir kişiliği yaratmak ve algıları kontrol etmek anlamına geliyor.
Ben size daha etkin bir yol göstermek istiyorum. Imajınızı değil, kendinizi yönetmeyi öğrenmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü başarılı bir profesyonel olmak, ancak kendimizi yönetebilmekle mümkündür. İtibar dediğimiz şey, kendimizi yönetmekten başka birşey değildir. Ama olmadığımız bir insan haline bürünmeye çalışmak, bize yarar değil zarar bile verebilir…
Kendimizi yönetebilmek için kendimiz hakkında bilmemiz gereken konulardan bir tanesi “okuyarak” mı yoksa “dinleyerek” mi performans sağlayabildiğimizi anlamaktan geçiyor. Çünkü insanlar genelde ya okuyarak ya da dinleyerek öğreniyorlar. Ikisi birden olması ise hemen hemen mümkün değil.
Pazarlama biliminin en önemli isimlerinden Peter Drucker “Managing Oneself” isimli makalesinde bir kişinin hangi işte daha başarılı olacağı nasıl yeteneklerine bağlıysa, o işte nasıl bir performans göstereceği de okuyarak mı yoksa dinleyerek mi daha etkin olduğunu bulmasıyla alakalı.” diyor.
Nasıl daha etkin bir performans sergileyeceğimizi ise nasıl ögrendiğimize bağlı olarak değişiyor. Okullarda tek tip ögrenme sistemine itildiğimizden, birçok öğrenci okuldan sıkılabildiği gibi verimsiz bir ögrenim dönemi de geçirebiliyor.
Nasıl öğreniyoruz sorusuna Drucker birçok farklı yöntem olduğuna dikkat çekiyor. Bazı kişilerin “yazarak” öğrendiğine dikkat çekiyor. Ve yazarak öğrenenlerin ne “okuyan” ne de “dinleyen” kişilikler olmadıklarının altını çiziyor. Örneğin Winston Churchil yazarak öğrenen bir yönetici. Beethoven’da inanılmaz sayıda “not alarak” ögrenen kişiliklerden ama müziğini yaparken hiçbir zaman notlarına bakmayı tercih etmeyen bir kişiymiş.
Bazıları yaparak öğreniyor, bazılarıysa kendi kendilerine konuşarak…Drucker, konuşarak düşünen bu kişilere de bir örnek veriyor: Küçük ve ortalama bir şirketi başarılı bir lider şirket haline getiren bir yönetici haftada bir çalışanlarını toplantıya çağırıp, çeşitli konular hakkında konuşurmuş. Çok nadiren toplantıdaki kişilerin fikirlerini sorarmış. Yüksek sesle düşünerek ne yapmak istediğini bulurmuş. (Drucker kendisinin de bu çesit bir öğrenici olduğunu söylüyor)
Kendinizi yönetmek için sormanız gereken ilk iki soru size: Okuyucu muyum yoksa dinleyici mi? Nasıl öğreniyorum?
Chip Conley,Measuring What Makes Life Worthwile’a bir kulak verelim…
8 Comments
Murat
kendimiz yönetmek, imajımızı yönetmek anlamına gelmiyor mu zaten?
Stajara.net
İmaj çok daha biçimsel, içi dolu olmayan bir kavram.
İmajla çevreye olduğundan farklı görünebilirsiniz fakat kendiniz kişiliğinizle daha sağlıklı ve daha başarılı olabilirsiniz…
Arwen
Şimdi, elbette kişinin kendini tanıyıp,sınırlarını bilmesi çok çok önemli. Ancak bence, şu dönemde birçok kişi, ben bu işi, işi hiç bilmediği halde, yapabilirim inancında. Çünkü gerçekten kendi sınırlarını bilmiyor, buna ek olarak sınırlarını aşmak anlamında da birşey yapmaya yanaşmıyorlar. İmaj yönetimi aslında, bence kendini tanıyan insanlar için kullanılamayacak bir kavram. Genelde o insanlar, zaten konuşmaları, davranışları, yazışmaları ile farklıdırlar. Bu tip insanlar kendileri ile barışık, ama kendi gelişimleri yönünde savaşan insanlardır. Asıl aşmak istedikleri yine kendileridir çünkü…
Asli
Imaj nasıl önemli olmaz? Her gün bir ton reklama maruz kalıyoruz imajın nasıl olması gerektiği ile ilgili. Biz imajımıza önem vermesek de toplumun çoğu imaja bakıyorsa, o zaman ister istemez önemi oluyor.
Bülent Çamlıbel
arwen’e katılıyorum. ama benim düşüncem şu, herşeyi yapabileceğimize inandıran secret tarzı kitaplar bence insanın kendi sınırlarını bilmesini zorlaştırıyor.
Murat Batu
Bende arwene katiliyorum, zaten kendini iyi tanimlamis kisiler imaj olusturmakla vakit harcamazlar. zaten imaj yaratabilmek cok buyuk caba ve yillar ceker, bir gun gelir kisi bu imaji tasimaktan yorulur. kendisi olmak ister ve hayatinin ne kadar mutsuz oldugunu gec de olsa farkeder.
“isi bilmeyip de nasil olsa yaparim” hem iyi hem kotu. isi bilmeyip hizli kavrayip ogrenirse guzel, ama koltukta oturup is bitiremezse, o zaman zor sanirim:)
Pingback: İşten Çıkarılmak, Kariyerinizi Sekteye Uğratıyor mu?: Blog Katalog
Staj Ara Bul
Kendisini yönetebilmek için insan önce kendini bilmelidir.