Akşam gazetesinden Serdar Turgut ve Oray Eğin, twitter’a ilk adapte olan gazeteciler arasında. 70-80 kişilik bir medya mensubu, bu yeni mecraları anlamaya çalışıyor. Yazılarının arasına atıştırıveriyor.
‘Twitter’da yazmıştım….’ cümleleri daha sık yer alır oldu.
Sosyal medyanın içinde uzun zamandır olan ve yoğun olarak kullananlar da, arada bir bu ortamlara yeni olanlarla gırgır geçmeyi ihmal etmiyor. Hakları olan durumlar olmuyor değil…
‘Twitter’ı msn gibi kullananların uyanmasını sabırla bekliyoruz’ genellikle yorumlar arasında…
Medya mensuplarının gelişen iletişim teknolojilerini denemeye başlamış olması bana ümit veriyor. İletişim sektörünün içinde olup da bu araçların nasıl işlediğini anlamamak kabul edilir olmamalı. Bu yüzden, twitter’ı -msn gibi de olsa- kullananların olmasını ben müthiş destekliyorum. Uzaktan izlemektense, içine girip deneme yanılma yöntemiyle öğrenmek en etkin olanı.
Twitter ilk çıktığında onu ilk benimseyen bizler de bu aracı nasıl kullanmamız gerektiği konusunda benzer davranıyorduk. İçine girdikçe, öğrendikçe, nasıl kullanmamız gerektiğini daha iyi öğrendik. Ve her gün, yeni bir şey daha öğreniyor ve öğrendiklerimiz yönünde taktik geliştiriyoruz.
Twitter’ı ilk kullanmaya başladığımda, aklımda sadece nasıl bir çizgide durmak istediğim konusunda net bir fikir vardı. Daha sonra, bu alanın ilklerini ve en popüler olanlarını incelemeye başladım. Hürriyet Daily News’da her Cuma Girişimcilik üzerine yazdığım yazılarımdan ‘Cut Your Teeth On Twitter’ da etkin bulduğum 3 stile yer verdim. Fast Company, bu konuda benden daha yoğun bir araştırma yapmış olan Dan Zarella’ya kulak vermiş. Zarella, 9 ay boyunca 5 milyon tweet ve 40 milyon re-tweet’i (RT) incelemiş. Tweet’ler yapıldığında, hangi kelimeleri kapsadığını, linklerinin olup olmadığını gösteren bir dizi faktörü analiz etmiş.
Örneğin ben URL’leri kısaltmak için adjix.com kullanırdım. Bunun bile çok uzun olduğundan artık itibar görmediğini ve daha kısa bir URL kısaltma servisi kullanmam gerektiğini öğrendim. Yeni tercihim ow.ly.
Biz Türkler için Twitter’ın faydalı olabileceği enteresan bir alan olduğunu düşünüyorum.
Kendimizi kısa ve net olarak ifade edebilme yeteneği.
Sebebine gelince. Soru sorulması gereken bir ortamda kaçımız tek bir cümle ile sorumuzu sorabiliyoruz?
Kaçımız 5 dakika kendimizi ifade etmeye çalışma zorunluluğu hissetmeden sorumuzu açık ve anlaşılır olarak sorabiliyoruz?
Kaçımız düşüncelerimizi net ve keskin bir dille ifade edebiliyoruz?
Genele baktığımızda ortaya çıkan tablo biraz yorucu. Bu sebeple, twitter belki bizlere düşüncelerimizi toparlayabilmeyi, netleştirebilmeyi ve daha etkin ifade etmeyi sağlar. Düşünceleri 140 karaktere sığdırabilmek o kadar kolay değil. Belki iyi bir pratik yapmamızı sağlayan faydalı bir platform olabilir twitter.
Hedefiniz kendinizi daha net ifade edebilmekse, twitter bir araç olabilir. Bu noktada uzmanlaşmaksa, farklı bir takım araçları ve yöntemleri sıkça kullanmak ve bolca pratik yapmakla mümkün.
Tecrübe dediğimiz şey, işte aslında bu sebeple mühimdir.
24 Comments
Sibel Sevinç
twitter nasıl sevilmez. sağım solum her tarafım twitter konuşuyor. Bu mereet varken nasıl iş yapılır bilemiyorum.
Aslı
Bana gazetecilerin twitterı kullanma şekilleri özenti geliyor. Nedense genelde bizlerin yaptığı bir çok şeyi böyle değerlendirme eğilimim var. Neden bizler yaratamıyoruz? Neden bizler böyle şeyler düşünemiyoruz? Neden popüler hale getiremiyoruz? Şirketler neden yabancılar tarafından satın alınıyor olmayı bir marifetmiş gibi duyururlar? Yabancı satın aldıysa önemliyiz diye düşünürler? Twitter kullanımında bari önde olalım ama şirketler hala web sitesi linklerini reklamlarda veremiyor, twitter hadi bakalım hayırlısı!!
Erhan
Aslı, tebrik, bana diyecek pek laf bırakmadın 🙂 Ama yaratıcı olup, biraz da ben yazayım, en azından kendi dilimle yineleyim.
Öyle özentiyiz ki, öyle böyle değil, had safhada batı özentisiyiz. Hazıra konmayı, kolaycılığı çok severiz. Gerçekten standartları hep batı mı koyacak ve biz yiyeceğiz? Ben açıkçası kimlerin Twitter’ı çok kullandığını iyi biliyorum ama girmiyorum. Ama şunu söyleyim, “çoğu” özenti.
Aslı, bu ülkede büyük düşünen insanlar yok ki, facebook’lar, twitter’lar çıkarsın. TR’deki birçok ün kazanmış web sitesine bakarsak, onlar da A.B.D. muadilleri, evet büyük düşünmemenin yanında yaratıcılık kullanmak da yok. Anca A.B.D. çıkarır, biz de zavallım “aaa maaa süper mükemmel” demeyi biliriz. Acı verici bir durum. Bunu diyenler ülkemizdeki “cahillerin efendisi” ama global arenada batının ağzına bakan insanlar. Diyorsun ya, şirketini satar ona övünür, sebebi sadece kendini düşünmesi ve batı hayranlığı. A.B.D. 80’lerde yalandan da olsa “We are the world” derken, bunun gibi insanlar daha marşını bile sıkılarak söyler, o derece batı özentiliği.
Çok ziyanız, üzülsem mi gülsem mi bilemiyorum :)(Güldüm)
Tibet
Twitter bu konuda umarım faydalı olur. 🙂 Ben de aynı durumu farkeden hatta bazen aynı duruma düşenlerdenim:)
Erhan, şü senin sürekli eleştiren yorumların beni koparıyor. Herşeyin iyisini biliyorsun ama galiba yaptıklarını bir türlü kimseye kabul ettiremiyor olabilir misin? Başarı bu yeteneği de gerektiriyor. Sen bir şeyler yarat çıkartta biz kullanalım. Eğer çıkarttın da ben bilmiyorsam, affola, söyle öğrenelim.
Erhan
Valla dediklerimi kabul etmemek o kişiyi bağlar. 🙂 Ben söylemiş olayım da, sosyal bir insan olarak içimde kalmasını sevmiyorum. Ama iyi bir satışçı olmadığımı biliyorum, akıcı konuşurum ama karşımdakini kaosa sokarım 🙂 Zaten her işi de ben yapmamalıyım, değil mi? 😛
Projelerim var, Tibet, ama titiz çalışmalar olduğundan biraz daha zamana ihtiyaçları var. Emin ol, yukarıda dediğim tarz benchmark veya kopya değiller. En önemlisi de ulusal bir devlet projesi, ama yanlış anlama özel de birçok var. Bunlardan bir tanesi de global bir portal, ama daha çoook çalışmam lazım 🙁
Yücel
Twitter facebook gibi oldu. birden herkes ondan bahsediyor. kullanmıyorum, kullanmayı da düşünmüyorum. Ben anlam bulamıyorum twitter olayında. aslında neden bu kadar çok paylaşma ihtiyacı doğdu onu anlamıyorum. galiba yaşım ortaya çıktı.
Mediha
Fatmanur hanım merhaba,
kurumsal iletişim yöneticisi olarak sizin bu konuların çok içinde olmanızı takdirle karşılıyor ve tebrik ediyorum.
aslında medya iletişim ajansları da şırket yönetimleri de bu konularda çok gerilerdeler. sizin gibi yöneticilerin olması da beni mutlu ediyor.
Cihan
medya mensuplarinin twitter uzerinden ne dediklerine atif yapmalirini komik ve komedi buluyorum. bunun umit verici bir noktasi da yok. “ben twitter kullaniyorum” zamani takip ediyorum demeye calisiyorlar baska bisey degil. twitter kullanmis olmak kimseyi gunu yakalamis yapmiyor.
acizane gorusumdur.
Hayati
Aslında olayın farklı bir boyutundan bahsetmek istiyorum. Daha önceki nesil sosyalleşme siteleriyle başlayan, facebook’la hayatımıza daha da giren, son olarak da twitter ile devam eden; insanların kendi hayatlarını reklam etme koşuşturmalarını izlemekteyiz. Bunu anlamamaktayım. Neden insanlar hayatlarının bir çoğunu başka insanların görmesini bu kadar ister? Arkadaşlarınla eğlence, sohbet, gırgır kısmını geçtim. Bilmem ne meydanında çekilen fotoğraflar facebook’ta veya anlık olarak yaptıkların twitter’da. Ego tatmini, büyüklük gösterisi, başkasını etkileme, sanal dünyayı fethetme veya dış dünyanın bize baskısı ..vsvs bunlar mıdır?
“Siz bunlardan birisini kullanıyor musunuz” diye soru gelebilir. Evet facebook kullanmaktayım. Ama yukarıda bahsettiğim gibi hayatımı reklam etmek gibi bir kaygım veya çabam yok. 🙂
Erhan
Hayati, Facebook vb. siteleri ortaya çıkaran insanlar olgun insanlar değil ki, bahsettiğin ve haklı olduğun mahremiyet gibi konularda duyarlı olsunlar.
Zeki ama daha olgunluğa ulaşmamış bu insanları “çakal” melek yatırımcılar buluyor, ahlaki sonuçları ne olursa olsun sadece kar getirebileceği için bu siteleri destekleyip, büyütüp, dünyaya mal edip, yanlış da olsa bir standart koymuş oluyorlar.
Ego tatmini demişsin, haklısın. İnsanlar negatif duyguları yanlış davranışlara çevirip kendilerini tatmin ediyorlar buralarda, pozitif duyguya çevrilecek bir ortam değil çünkü. Herkesin bir pozisyonu var ve dikkatli, çoğu gülücük bile içinde bir korku ve yaranma barındırıyor. Sosyal çaba içinde olan insanlar da var ama onların oluşturduğu grupların da amacı büyük oranda adminlerinin ego tatmini. Ben bu tip ortamlarda sosyal konularda birebir konuşmayı veya en fazla status update yapmayı tercih ediyorum. Sosyal bir kaygı var ise, bu tarz sosyal grupların bir yerlere gidemediğini hep birlikte görüyoruz, somut sonuçlara varmış değiller, zaten bu işlerin yeri de oraları değil, bu işlerin yeri bir partiye üye olmak ve çalışmak veya yasanın tanıdığı bir hak olan eylem yapabilme cesaretine sahip olmak. Eylem yaparak televizyon gibi daha güçlü bir mecra aracılığıyla sesini duyurmak. Bildiğimiz gibi ülkemizde birçok vatandaş darbelerden sonra eylem yapma konusunda pasif ve çekimser, ancak yeni gençler sosyal medyada konuşuyor. Ama bir mouse tıkıyla sosyal olunamıyor, bu biraz tembel ve korkutulmuş işi.
İnsan Hakları Bildirgesi’nde mahremiyet altı çizilen bir kavram ve insanın temel bir hakkı. Düşünsenize, öyle bir standart oluşturuldu ki, insanlar bu haklarından da çoğunluk vazgeçtiği ve çoğunluğa ayak uydurmak için vazgeçtiler. Özellikle bebek resimleri çok ilginç. Ego tatmini anne babalarda da had safhada: “Bak, bu bizim bebeğimiz, altını değiştiriyoruz, canavar gibi delikanlı olacak, yaaa, senin bebeğin var mı?” dercesine eski mahremlik durumlar şimdi çarşaf gibi ortada. Yeni şeffaflık anlayışı diyebilirler, peki bu şeffaflığın bana faydasi ne sevgili aile babası? Bu senin açıkça bir ego tatminin.
Ben Twitter konusunda Fatmanur Hanım’a katılamıyacağım. 140 karakter insan doğasına aykırı ve en önemlisi dil ve ifade zenginliğini yok ediyor. BRB – I’ll be right back toplumu A.B.D.’yi baz alırsak kısa konuşmak bir trend ve Twitter’da standartlaştırılmak isteniyor. Ama bence kısa yazmak, sadece okumak ile arasi iyi olmayan insanlar icin bir çözum. Yani bu bağlamda, Twitter’ın trendi insanları kitapları okuyan insanlardan kodlarla çalışan robotlara dönüştürüyor. Biz insanız, bize ifade gücü veren bu beyine saygı duymamız gerekir, bırakın o işleri robotlar yapsınlar.
Eğer Twitter’daki bu amaç -yani kısa yazmak- zamandan kazanmak ise, arkadaşlar bir zahmet hızlı klavye yazmayı öğrensinler. Ama bu platformdaki insanların büyük bir bölümü de chat kültüründen ve hepsi hızlı yazabiliyor. Hele ki gazetecilerde hızlı yazamama veya text okuyamama gibi bir sorun olamaz, onlarınki açık ki batının koyduğu her yeni standarta kendi adapte etme zorunluluğu gibi bir çeşit özentilik bazlı yönelim.
Cihan
Hayati’nin sorulari cok da yerinde. Gercekten bunun egodan baska ne sebebi olabilir ki?
Erhan
Okumayı seven bir millet değiliz, o yüzden Tibet :]
Fatmanur Erdogan
Merhaba Hayati,
İnsan doğasında görünmek var… Şimdiye kadar toplumlar kendini görünür yapabilecek platformlara sahip değildi. Elit bir azınlığın elindeydi görünürlük… Şimdiyse dengeler değişti…İmkan var ve bir grup insan bu imkanı kullanıyor.
Facebook kullanıp hayatımı deşifre etmek istemiyorum diyen, blog yazıp ‘kimsenin okuması gibi bir isteğim yok’ diyen bir çokları var…Oysa bilinçaltı farklı şeyler söylüyor. Kimsenin yazılarımızı okumasını istemiyorsak, not defterine yazı yazabiliriz. Ama yapmıyoruz. Kimsenin facebook resimlerimizi görmesini istemesek oraya resim eklemeyiz. Oysa ekliyoruz.
Şirket ortamlarında çalışanların çoğu ‘görünmezdir’ çünkü pozisyonları ve yetkileri kısıtlıdır. Oysa sosyal bir platform oluşturun, insanlar yeteneklerini ortaya koymak ve kendilerini göstermek için sıraya girer haklı olarak. Çünkü hayatları muhasebe memuru ya da ar-ge mühendisi olmanın çok ötesindedir. Onlar birer sanatçıdır, edebiyatçıdır, dansçıdır vs…belki bir gün keşfedilmeyi bekleyen…
Pelin Baysan
Twitter’ın kendimizi net ifade etmemizi sağlayacak bir araç olması fikrini sevdim. Sadece nereden başlayacağını bilmeyenler için yine çok zor bir araç olacaktır.
Neyi nerede ne zaman ve nasıl söylememiz gerektiğini nerede öğreniriz? 28 ya da 48 yaşına gelip de hala öğrenemediysek bize kim öğretir?
Erhan
Kim öğretir Pelin? Twitter mı? :]
Twitter diye bir tencere ortaya konuluyor ve biz de elimizde boşta duran kulpu sorgusuz hemen yapıştırıyoruz.
Düne kadar kısa ve öz değildik, şimdi ise bunu bize Twitter öğretebilir demek yaratıcı bir yaklaşımdır ama bir kulptur.
Bence bize kısa ve öz olmayı Twitter değil, 10 yılı aşkın bir süredir zaten SMS kullanımı öğretiyor ve SMS kullanımı çok çok daha yaygın ve yıllardır var. Adı üzerinde “Kısa” Mesaj Servisi…
Twitter promosyonel ve statüsel bir araç, statüsünü Twitter ile güçlendirenlerin bir stratejisidir Twitter’ı övmek. Yoksa pek bir numara yok. Çoğunluğa katkısı diğer sosyal araçlarla karşılaştırmada kaydadeğer değil. Azınlık kesim gerçek faydayı alıyor. Ve o azınlık da Twitter’a çoğunluğu taşıyıp avantaj kazanmak istiyor. Çünkü kitleye ihtiyaç var. :]
Fatmanur Hanım Hayati’ye birşey söylemiş ona da değineyim.
Grup psikolojisi nedir biliyor muyuz? Trend koyucu, trend izleyicisi nedir bunu biliyor muyuz? Biliyoruzdur.
Facebook’taki olay bir zincir reaksiyonu. Özellikle TR gibi muhafazakar bir ülkede bile bu gerçekleşti. Biri domino taşını atıp resimlerini yayınladı, iyi bir geri besleme aldı ve diğer herkes birbirine uyma ve sürüden ayrılmama kaygısıyla özellikle grup psikolojisi gereği ve alınan iyi geri beslemelerin egolarına faydalarını görerek kendi resimlerini de yayınlamaya başladılar.
Ben muhafazakar bir insan değilim ama mahremiyetimi ego tatmini uğruna kullanacak kadar narsist de değilim. Facebook’taki çoğunluğun bu hastalıklı trend yüzünden narsistleştirildiklerinin farkında değil misiniz, Fatmanur Hanım? Sanırım psikoloji üzerinde de çalışıyordunuz. Bence bir düşünün.
Yazı yazmak ise resimlerden çok ayrı bir konu. Facebook’taki narsistleri yazı yazan insanlarla karşılaştırırsak, yazı yazanları da narsist sınıfına sokarız. Resim, dış görünüş vb. şeyler somut ve ilkelce ifadelerdir, ama yazıda soyut ve zihinsel öğeler vardır. Resimler Facebook’taki narsistlerin egolarına hizmet verirken, yazı ise ego ve ego dışındaki her yaşamsal, bilimsel ve sosyal konuya hizmet verir.
Farklı sınıflandırılması gereken yazı, Facebook’ta görsel öğelerin yanında çok fazla gözükmemektedir. Böylelikle yazı yazmaktaki entellektüel çaba sosyal medyadaki yozluklarla Hayati’ye cevabınızdaki gibi aynı sınıfa sokulmamalı, bir arada ve aynı tez içinde ortaya konulmamalıdır.
Bahsettiğiniz herkesin öne çıkma eğilimi ve isteği ise yukarıda anlattığım gibi narsistliktir ve bu bir psikolojik rahatsızlık olup, Facebook örneğinde ise sosyal psikoloji konusudur. Bu anlattığınız gibi doğal bir insan davranışı değildir, toplumu kaosa sokar ve irade dışıdır.
Türkiye’yi Hollanda’ya çevirebilir.
Fatmanur Erdogan
Erhan, gözden kaçırdığın bir nokta var. O da egonun bize ait olduğu ve o kadar da kötü bir şey olmadığı. Sen de sonuçta yorumlarınla insanları etkilemeye çalışıyorsun. Bir nevi kendini gösterme durumu yani…Bunu bilinçli veya bilinç dışı yapıyorsun. Narsist olduğunu sanmıyorum ama;)
Erhan
Ego bize ait, bizim tarafımızda sorun yok ama sorun karşı tarafa yansımasında. Hele bu ego ve narsizm fırtınası toplumda Facebook mecrasıyla yayılmaya başlayınca, işte orada psikososyal bir tehlike var. Büyük resim bu.
İnsanları etkilemek demişsiniz. Fatmanur Hanım, iyi ki kendimi açıklama fırsatı verdiniz. Kısaca anlatayım da yanlış anlaşılma olmasın neden yazıyorum, siz ve birkaç kişi yanlış anlıyor gibi gözüküyor.
İnanın takdir edilmek gibi bir kaygım yok, olsaydı duvara yazar gibi zaman kaybetmezdim, takdiri rahat alabileceğim yerlere giderdim. (Böyle çok yer ve “çok yazış tarzı” biliyorum.) Ben hayatımda da kendimle değil sadece yaptığım işlerle takdir edilmek isterim. Ve burada bir iş yapmıyorum, bilgilendirici yorumlar yapmaya çalışıyorum. Öyle bir kaygım yok diyorum çünkü derdim başka. Hayatta doğrular kolay elde edilmiyor, okumak, düşünmek, objektif olmak gerekiyor. Eğer siz bir yazı yazıyorsanız ve benim bu konuda vardığım noktalar var ise paylaşıyorum ve buradaki amacım sadece yorum değil aynı zamanda bilgilendirme. İnsanlarımız zamanlarını yukarıda belirttiğim gibi doğruyu bulmak yolunda okuyarak ve düşünerek – özellikle düşünerek geçirmiyorlar ve bu temel olmadan yanlış yorumlarda bulunabiliyorlar. Ben de bu yanlışları düzeltmiyorum, daha ileri gidip eleştiriyorum. Çünkü eleştirmek hem “kardeşim sen neden temelsiz yazıyorsun deyip onu bir silkelemek” hem de bildiğin doğruyu ortaya koymaktır. Eleştirmek ilk başta tepki alır, ama şok etkisi olduğundan mesajı karşıdakinin bilinçaltına daha rahat yollayabilirsiniz. Değişime de en etkili bu şekilde yol verilebilir düşüncesindeyim. Evet, derdim statükodan kurtulmak, değişmek, ikna etmek ve değiştirmek, daha farklı bir dünyada ve daha farklı bakışlı insanlarla olabilmek. Dediğiniz etkilemenin amacı bu yani, takdirlerle doğrudan değil, değişim ile dolayı olarak fayda sağlamak.
Allah aşkına Fatmanur Hanım, egomu düşünseydim herhalde soyadımı da yazardım, değil mi? :]
Bade
Fatmanur hanım merhaba,
Güzel bir noktaya değinmişsiniz. Gazeteciler bile bu yeni iletişim araçlarına adapte olmaya başladı da pr sektörümüz ne durumda diye baktığımda hala acı bir tablo görüyorum. Çoğu bu araçlardan bir haber olduğu gibi, bu gibi araçların nasıl kullanılması gerektiği konusunda da bilgisizler. Durum böyle olunca, ne yazık ki, öncü, yenilikçi olamıyorlar. Öncü olabilmek için bu araçların hayatımızı nasıl etkilediğini farketmemiz lazım. Buradaki yorumların bazıları da her gün duyduğum benzer lafları kapsıyor. Hep öyle değil midir? Ne olup bittiğini anlayamadığımızda saldırıp, beğenmeyip, itip felaket tellallığı yaparız. Sonra sular durulur… PR sektöründe çalışan meslektaşlarımın daha aktif olmalarını umud ediyorum.
Erhan
Bade, isim verseydin daha medeni olurdu. :]
Ne olup bittiği yazılarımda açıklandı, satır aralarına bakmamışsın.
Pelin
Badeye katılıyorum. UyuÅŸmuÅŸ bir dolu kiÅŸi sanki pr’ın en rahat meslek olduÄŸu düşüncesinde olsa gerek ki bu sektöre doluÅŸmuÅŸ. aralarında çok iyiler var ama istisnalar kaideyi bozmuyor. Kaç pr uzmanı tanıyorsunuz sosyal medyadan anlayan? Valla ben 3 ajans deÄŸiÅŸtirdim, sosyal medya ne diye soran oldu. facebook allahtan popüler oldu da, ÅŸimdi ÅŸimdi facebook örneÄŸi veriyorlar. acınacak haldeler desem?
Özcan
Öncelikle Herkese merhabalar.Bu siteyi oluşturan ve yazılarıyla anlamlı kılan Fatmanur Hanım’a teşekkürler..
Konumuza dönecek olursak;ki yazılan yorumları ana hatlarıyl okudum; Twitter konusunda ben farklı bir yaklaşım ortaya sunucam.Bunu söylemeden de gerek Türkçe yazılmış gerek İngilizce yazılmış pek çok sitede bu Twitter ile araştırmada yaptım.Konuya genelde Twitter da Msn gibi kullanılıyor? öyle kullanılmalı gibi yaklaşılmış.Yorumlardan edindiğim izlenimlede çoğu yorumcu arkadaşımız uzun süre twitter kullanmamış veya bellir bir hedef için kullanmamış.Öncelikle “Social Bookmarking” akımının son ürünlerinden olan Twitter’ın bu kadar popüler olması ve değer kazanması msn gibi olmasından degil,ilgilendiğiniz alanda yeni başlayandan tutun bu konuda yıllarını vermiş olan insanlara da ulaşabilmenizi saglamasıdır.En önemli faydası da sizin belki hiçbir zaman denk gelemeyeceginiz ve sizin ilgi alanınızla alakalı olan yazıları twitter sayesinde ( link paylaşımı ve yorumu ile) ulaşabilmenizdir.o yüzden 140 kelimede hayatı degil,beğendiniz bir makale,yazı,resim,video,oyun ve tüm diğer şeyleri tek bir mesajla ve anında takipçilerinize ulaşabilmesidir.Ayrıca Bing ve Google’unda Twitter ile anlaşma sağlaması onlarında ne kadar önem verdiğinin göstergesidir.
Özetleyecek olursak;ki biraz dagınık olduysa kusura bakmayın;Ülkemizde önemi idrak edilse pek çok insanımızın böyle güzel projeleri oluyor ama ülkemizde internete yatırım istenilen düzeyde degil,dolaysıyla bu projelerde çok büyük olmadan sönüp gidiyor.En basitinden ülkemizdeki en büyük internet reklam yayıncısı “Google Adsense”dir ve ordaki çoğu reklam insanların ceplerindeki paraları kontür yoluyla çalmaya kalkışan hırsızların reklamlarıdır.
Hande
Erhan Bey söylemiş olduğu bir iki cümleyle bana tercüman olmuş:
“..ama mahremiyetimi ego tatmini uğruna kullanacak kadar narsist de değilim. Facebook’taki çoğunluğun bu hastalıklı trend yüzünden narsistleştirildiklerinin farkında değil misiniz?”
Kesinlikle katılıyorum. İnsanların bazı şeyleri abarttığını düşünüyorum gerçekten. İnsanlar genellikle kendisiyle ilgilenilsin, yorum yazılsın, sürekli kendisi hakkında düşünülsün istiyor… Bu sırf Facebook için de geçerli değil ama saniye saniye abartılı bir şekilde hayatında ne yaptığını dışarıya Facebook, MSN vb. araçlarla raporlayan insanlar bana biraz rahatsızlık verebiliyor bazen 🙁
Natali Yeşilbahar
Değerli bilgiler paylaştığınız için teşekkür ederim. Kendimi kısa ve net ifade etmeyi öğrenebilmek için dah asık twitter kullanmayı deneyeceğim.
Ahmet Kara
Merhaba,
Öncelikle değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkürler.
Bana göre twitter düşünce dünyanızı, dünyaya bakış açınızı ya da yaşam şeklinizi paylaşmak için çok etkin bir araç.
Kimileri 140 karakterden paylaşım mı olur diyorlar. Dosdoğru ve net olduktan sonra neden olmasın!