Kurumsal Girişimcilik Geliyor, Hazır mısınız?Girişimcilik yükselen bir değer olarak giderek daha önemli bir rol oynar oldu. Girişimci dediğimizde aklımıza genellikle ve ilk olarak kendi şirketini kuran, yeni bir ürün ya da hizmeti piyasaya sunmak için kendi iş girişiminde bulunanlar akla geliyor.
Oysa, girişimciliğin bir de kurumsal tarafı var.
Girişimcilerin başka şirketlerde çalışarak kurumlara fayda sağlayanlarına “intrapreneur” diyoruz. Bu terimi ilk olarak 1985’de ortaya atan Gifford Pinchot isimli bir sosyal girişimci.
Girişimci yapıları destekleyen şirketler “kurumsal girişimcilik” kültürüne sahiptir. Kurum kültürü de bir şirketi farklılaştıran en önemli faktörlerin başında geliyor. Farklılaşma üzerine tonlarca konuşma yapılır ama çoğunluğu ürün ve hizmetler üzerine olur. Oysa bir şirketi faklılaştıran en temek faktör nasıl bir kurum kültürüne sahip olduğudur. Neden mi? Çünkü, inovasyon dediğimiz şey, şirketlerin yaratıcılığa ve yenilikçiliğe bakış açısı ile yakından ilişkilidir.
Geleceği yönetecek olan şirketlerin kurumsal girişimcilik kültürünü oluşturacak yönetim ve sistemleri kurgulayacağını ve girişimci bireylere artan oranda ihtiyaç olacağını öngörüyorum. Girişimci kişilerin kurumlarda yeşerebilmesi için mutlaka ve mutlaka girişimciliğe elverişli sistemlerin ve anlayışların olması gerekir. Aksi halde, giirişimci kişilerin kurum yapıları içerisinde körelmesi söz konusu olacağı gibi kurumları tercih etmemesi ya da ayrılması büyük olasılıktır.
Intrapreneur’lerde (girişimci yöneticiler) görülen en büyük farkın ne olduğu araştırılmış ve iki temel fark bulunmuş. Bunlardan birincisi Cesaret, ikincisi Insiyatif Alma Yetisi çıkmış. Çok ilginçtir, diğer tüm faktörler girişimci olmayanlarda da görülmüş.
Peki bu iki fark ne anlama geliyor?
Cesaret: Tüm girişimciler, işlerini içselleştirmiş ve işten çıkarılmaktan kesinlikle korkmadıklarını belirtmişler. Diğer yöneticilerle girişimci yöneticileri ayıran en temel faktörlerden biri bu.
Insiyatif Alma: Girişimci yöneticiler her daim onay almakla ilgilenmiyorlar, bazen, özellikle onaylatamadıkları ya da ikna edemeyeceklerine inandıkları durumlarda, işi yapıp arkasından “ben bunu yaptım, sonuç bu oldu” demeyi tercih ediyorlar. Bu davranışlarının sonuçlarını da kabulleniyorlar.
Dolayısıyla, temel bir gerçek var ki girişimciler kesinlikle tipik “yönetici” kategorisinde değiller. Intrapreneur’leri yönetmek de bu sebeple kolay değil, çünkü kurumda intrapreneur’lerin olmasının temel sebebi şirketi ileriye götürmek, değişim ve gelişim getirebilmektir. Tipik yöneticilerin göreviyse verilen görevi yerine en iyi şekilde getirebilmek.
Kimin girişimci olup kimin olamayacağını bilmek ise mümkün değil, çünkü araştırmalar yine gösteriyor ki, şartlar zorladığında herkes girişimci olabiliyor. Ancak girişimci yapıya sahip olanların en temel üç baskın ihtiyacı var: kontrolden kaçınma, öz etkinlik ve başarma ihtiyacı.
Kontrolden kaçınma: mikro yönetimden hoşlanmıyorlar, geliştirmeleri ve değiştirmeleri için özgür düşünce ve harekete ihtiyaç duyuyorlar.
Öz etkinlik: Kişinin kendi yeteneğine, gücüne ve becerilerine ilişkin düşüncelerinin kuvveti olması ve bu yeteneklerini kullanabilecek ortamın olması/verilmesi
Başarma ihtiyacı: Tipik ve düz bir başarı değil, zoru başarmaktan hoşlanıyorlar ve buna ihtiyaç duyuyorlar.
Girişimci yöneticiler kurumların can damarıdır. Dünyanın en başarılı CEO ve C düzeyinde yöneticisinin girişimci yönetici olduğu biliniyor. Kurumların farklılaşmasını sağlayabilecek olanlar girişimci kişiliğe sahip olanlardır. Onların fayda sağlayabilmesi ve kurumların daha yenilikçi olabilmesi için de kurumsal girişimciliği destekleyen sistemlere ihtiyaç vardır.
Fatmanur Erdogan, Hürriyet Daily News köşe yazısı: Build Intrapreneurship To Foster Innovation
6 Comments
Musa Ünalan
Firmalar daha dinamik ve kompleks bir ortamda hayatta kalabilmek ve başarılı olmak için intrapreneurlerle çalışmak zorundalar.Zor olan kısmı kurumsal girişimciler ile bunların ortak özelliklerinde yenilikçi,risk alan,özerk olmayı seven gibi birtakım özelliklerin olması yönetici açısından sorun yaratıcaktır.Karşılıklı etkileşim yönetici tarafından doğru bir şekilde yapılırsa; firmalar arası rekabette büyük bir yol katedilebilir.
Sinan Ardaç
Bu konuya değinen Türkiye’de tanıdığım tek yöneticisiniz. Tebrik ediyorum. Görüşmek isterim. mesaj atıyor olacağım.
Aykut İçöz
Bu konuya değindiğiniz ve bu güzel yazı için teşekkürler. Girişimci yönetici kavramının farkına varan şirket ve yöneticilerimizin artmasını dilerim.
Uğur Özmen
Ukalalık edeceğim (ama tanıyan ve ukalalığıma alışan kimsenin yadırgamayacağına eminim) benden bahsetmişsin.
🙂
“Cesart” ve “Insiyatif alma” başlıklarında kendimi gördüm. Turkcell’e “Pazarlama’yı Hukuk’a kurban veriyorlar” diye kızdığım yazıları da hatırladım. Hukuk, hatta Teftiş Kurulu’nun “sakın ha” dediği işleri yaptım. Gerekirse hesap vereceğime inanarak.
Kontrolden kaçınma / Öz etkinlik / Başarma ihtiyacı maddeleri de beni anımsatıyor. “2000 > 3800″ diye yazmıştım.
Türkiye’de bu gibi firmaların olmadığı inancı yanlış. Genç arkadaşlar, fikir ishali ile yenilikçilik kavramlarını karıştırıyor.
Bazı şirketlerde yönetim statükoyu korumaya odaklansa bile, büyük çoğunluk kendini”yenilik yapan yönetici” diye görmek ister. Onun bu duygusu ile sizin başarma azminiz birleşirse şirket fikirleri uygular.
Yöneticiliğin getirdiği özellikler ile yenilikçiliğin getirdikleri farklılaştığında hangisini seçeceğinize karar vermek gerekiyor.
Belki de çalıştığım kurumların çoğunluğunda bana tolerans gösterilmesi, kurumlara çok da olumsuz bakmamı engelliyor. Türkiye’de de kurumsal girişimci’leri destekleyen yapılar olduğunu da ispatlıyor.
Genç Girişimci
İlk defa duyduğum bir kavram… Kurumsalgirişimcilik yine şirketler adına çok önemli bir nokta
Yigit
Aslında bir girişimci için en önemli konu da bu. Kurumsallığı bilmeden girişimci olunmaz. Çünkü girişimcilikte ilerki zamanla insanı zaten kurumsal bir yapının içerisinde olmaya itiyor.