Eminönünde kahve satıyor olmak büyük bir çoğunluk için pek de gelecek vaad eden bir iş olmadığı gibi heyecanlı bir iş olarak da görülmez. Sonuçta kimse kahve satmak için dünyaya gelmiyor. Üstelik kahve satarak kazanacağınız gelirin de pek yüksek olmayacağı düşüncesi olayı daha da sevimsiz bir hale getirir.
Oysa hepimiz ilham almayı severiz. Ilham geldi mi coşarız. Benim sevdiğim bir duygu bu. Sırf bu yüzden seminerleri, konferansları kaçırmamaya özen gösteriyorum. Içim coştuğu zaman aklıma gelen binbir fikri hemen, o gün, mümkünse o anda hayata geçirmek için sabırsızlanıyorum. Aynı etkiyi konuştuğum insanlardan da alabiliyorum. Özellikle heyecanını yakalayabildiğim kişileri seviyorum.
Birkaç hafta önce, dünyanın en büyük şirketlerinden birinin Kurumsal Iletişim Direktörü ile sohbet ediyordum. Etkisi altından kurtulmak mümkün değil. Bir çok sebebi var. Önce, Türkiye’de sürdürülebilirlik konusunda böylesi bir bilgi birikimi, ilişki yönetimi ve stratejik zekası olan yöneticilere rastlamak henüz pek kolay değil. Bu konuda kendi bilgi ve tecrübelerimin benchmark noktasında olduğunu düşünürüm ama karşımda duran kişi stratejik boyutta “aşmış” bir noktadaydı. Böyle ilham verenlerle bir arada olmak, onları izlemek bana heyecan veriyor.
Onu etkili bir insan yapan konuyla ilgili bilgisinin ötesinde bir durumdu. Bilgisini nasıl aktardığı ve karşısında duran kişiyle nasıl ilişki kurmayı seçtiğiydi.
“Mesela, sıcak ve dost bir yaklaşımı seçmiş olması. Kesinlikle heyecanlı bir yapısı olmasıydı. Ünvanı ve yaptığı iş kişiliğinin bütünü haline gelmemişti. Konuşurken doğal ve içten olması, yargılanırmıyım endişesi içerisinde olmamasıydı. Güvenli ve özgüvenli insanlarda gördüğümüz özellikler bunlar.”
Eminönünde kahve satmak da heyecanlı ve tahmininizden daha eğlenceli hale gelebilir. Dünya devi şirketin Kurumsal Iletişim Direktörünün yoğun iş hayatını ilişki tarzıyla ve iş yapış anlayışıyla eğlenceli hale getirdiği gibi. Iş sahibi olmak sadece para kazanmak için değil, iyi bir hayat yaşamak ve elbette toplum tarafından değer görebilmek için de. Bu düşünce size şunu kazandırır:
Eminönünde kahve satmayı iyi bir hayat tarzına nasıl çevirebilirsiniz? Toplumun yaptıklarınızdan ilham alması için neler yapabilirsiniz?
Ilham almak istiyorsanız, benim yıllardır tebessümle seyrettiğim Rus asıllı Amerikalı Gary Vaynerchuck’ı seyredin. Neden mi? Gary’nin ağzından dinleyelim “sabır ve tutku” ile ilgili olanları…
Gary babasının New Jersey’de bulunan küçük bir şarap dükkanında satışları nasıl artıracağını düşünür. Bilirsiniz, şarap içmek bir “kültür” ve hafif üst kültür olarak pazarlanır. Yani, şaraptan anlamanız beklenir önemli iş toplantılarında. Hatta şarap satmadığında fiyatını artırırlar. Çok bilinen bir şarap satma takdiğidir. Şarabın algısı anında yükselir ve satışların artmasını sağlar. Dolayısıyla Gary şarabı daha “ulaşılabilir” bir ürün haline getirmek ve daha büyük toplulukların rahatça dükkana girip sormasını, tatmasını ister. Üst kültür anlayışıyla şarap satan sektörün dinamiklerini kırmayı başarır. Nasıl mı?
Gary, sosyal medyayı kullanır.
Winelibrary TV’yi kurar.
Dışa dönük, konuşkan ve güvenli yapısı çok kısa bir sürede hem Gary’ı hem de dükkanını inanılmaz meşhur yapar. New York’a gidip de Gary’e uğramayan yoktur! Yılda 4 milyon dolarlık ciroya sahip şirket, Gary’nin bir video blog ile başlayan ve winelibrarytv.com’a dönüşen girişimi sayesinde yılda 50 milyon dolarlık bir işe dönüşür. Yenilikleri anlamayanlar küçümser, heyecanı olmayanlar kullanmakta gecikir. Siz hangi spektrumdasınız?
Gary’nin video blog yapma fikri “bir ilhamla başlıyor”. Saturday Night Live, ABD’nin en meşhur talk-show’larından. Kıvılcım burada başlıyor ve ateş bir daha hiç sönmüyor.
Gary’i bu derece sevilen bir kişi yapan özellikleri arasında “doğal olması”, “kim ne der düşüncelerinden arınmış olması”, “reklam kokan konuşmalar yapmaması”, “normal, hataları olan, mükemmellikten uzak yaklaşımı”.
Bakın bu video’da sattığı şarapları beğenmediğinde nasıl da rahatça ve insanı eğlendiren bir şekilde bunu direk söyleyebiliyor. Kaba değil, içten ve samimi duruyor. Episode #999!!
Sonuçta 900.000 twitter takipçisi, 450.000 facebook hayranı olan kaç kişi tanıyorsunuz?
Hayatta heyecan duyduğunuz şeyler neyse onları bulun, birlikte yükselin, yükseltin. Heyecan duyun. Heyecanınızı yok eden ortamları heyecanınıza ortak edin. Fikir almak önemlidir ama hangi fikre itibar etmek istediğinizi kendiniz seçin. Dinlemek, duymak, önemsemek her zaman fayda sağlar, ama fikrinizin tutup tutmayacağını en iyi siz bilirsiniz. Herkes sizin gördüklerinizi görmeyebilir. Öyle bir dünyadayız ki, internet dünyasından anlamayan milyonerlere “bu internet girişimim tutar mı” diye sorsanız, size cevabı “hayır” olur. Şimdi başarılı bir milyoner diye bu kişiyi dinlemek, umutlarınızı ve heyecanınızı sekteye vurdurmaktan öteye gitmez.
Önce kendinize inanın, sonra başkalarına.
Gary “muhteşem bir insan olduğumu düşünüyorum ama sıradan biri olduğumun da farkındayım” diyor. “Bu iki düşünce arasında köprü kurabildiğim için iyi iş çıkartıyorum”.
8 Comments
SINAN S. UNSAL
Teşekkürler…
Kesinlikle muhteşem güzel ve gerçek bir örnek. Evet, önce insanın kendisine inanması gerek, sonra da kimlerle bu ve benzer parlak yatırım fikirlerini konuştuğuna, kimlerden fikirler aldığına, ve bu fikir veren insanların, sizin yapacağınız iş koluna ne kadar yakın ve iş kolunun ayrıntılarını biliyor olduklarına da çok dikkat ve özen göstermek gerek…
SINAN S. UNSAL
Heyecan duymak, o heyecanı sürekli canlı tutmak, heyecan duyabileceğin bir seminer, panel ya da toplantıda bulunmaya özen göstermek, burada anlatılan örnek olaylardan ilham almak, ve bunun parlak bir fikir olarak ortaya çıkmasına izin vermek, sonra da inanarak ve çok çalışarak, planın adımlarını uygulamaya başlamak…
Tüm bunlar aslında, çalışan, üreten, sürekli ve düzenli okumayı seven, yeniliklere açık olan, işle ilgili seyahat etmeyi seven, yaptığı işi daha farklı ve daha kaliteli yapmak isteyen ve tüketicilere daha kaliteli hizmet ve ürün sunmak isteyen herkesin her zaman hatırlaması gereken bir hayat rehberi olmalı…
Binlerce teşekkürler…
Fatmanur Erdogan
Sagol Sinan, Senin de boyle biri oldugunu cok iyi biliyorum. Basarilarin bizlere ilham veriyor bilesin…
Selçuk Mıynat
“Sonuçta 900.000 twitter takipçisi, 450.000 facebook hayranı olan kaç kişi tanıyorsunuz?” cümlesini okuduktan sonra, link’e tıklayınca Gary’nin twitter hesabını göreceğimi sanmıştım 🙂
Fatmanur Erdogan
Evet, wordpress’imde bir sorun var. Koyduğum diğer videolar da çıkmadı ve linkler de çıkmamış. preview da normal gözüküyor ama bir türlü yayında çıkmıyor. :((
Murat bayar
Çok teşekkür ederim Fatmanur Hanım.. Aslinda insanin icindeki hisleri aciga cikarmasi ve kendine guvenmesi sonucunda yukselmesi icin hicbir engel olamaz. yeter ki önüne cikan her zorlugu merdiven olarak görüp bunlardan köprü yapmasini bilir. Takibinizdeyim. Fatmanur Hanım..
Mert Kuyumcu
Fatmanur Hanım,
Makaleniziçin teşekkürler. Keyif alarak okudum. İsterseniz şimdi o bahsettiğiniz videoları ekleyin. WordPress bazen böyle problemler çıkarabiliyor.
Sevgiler,
Mert
Murat BAYAR
Tekrar tekrar okuyunca gerçekten sağlam adımlala yürümek gerekiyor önemli olan başarmanın yürekte hissedilmesi zaten yaptığımız şeyin farkındalığı bir yerlerde bir anlam ifade ediyorsa hayatımızı değiştirecek şeyler olduğuna inanıyorsan olay zaten altını çizdiğimiz gibi bizi farklı boyutlara taşıyacaktır.