Profesyonelik bir anlamda iş ve özel yaşam dengesi gerektirir.
Özel yaşamımızda gelişen olayları iş yaşantımıza taşımamaya özen gösterme disiplinini edinmemiz bizi daha profesyonel hale getiriyor. İş’teki sorunları da eve taşımamamız sanırım mutlu bir aile ortamı yaratmayı sağlıyor!`
İnsanlar duygusal varlıklar.
O zaman duygularımızı işe yansıtmamamız mümkün değil diye düşünüyor olabilirsiniz.
Haklısınız.
Özellikle hayat “dönemlerden” oluşuyor. Çok mutlu ve başarılı dönemlerimiz olduğu gibi, motivasyonumuzun düştüğü, herşeyin allak bullak olduğu dönemlerde yaşıyoruz hayatımızda.
Bunları biliyoruz da konumuz iş ortamı olduğu zaman ahkam kesen profesyoneller olarak birden bu düşüncelerimizi “unutuveriyoruz.” Beklentilerimiz işin içine giriyor. Başarı kriterlerimiz doğrultusunda çalışanların davranışlarını hemen değerlendirmeye başlıyoruz. Algılarımız, söylediklerimiz yada savunduklarımızla örtüşmemeye başlıyor. Duygusal olmak, özel hayatı iş yaşantısına yansıtıyor olmak belki kaçınılmaz ama…
…aslında algılarımızı dikkate alacak olursak, özel sorunlarımızı ne derece işimize yansıttığımızı iyi düşünmemizde fayda var.
Profesyonellik dediğimiz şey, her ne kadar sadece iş ve özel yaşam dengesi değilse de ve belki de bir yaşam biçimi olsa da algılarımız tercihlerimize yön veriyor.
İşe duyguları karıştırmamak zor ama karıştırdığınız zaman bakın neler olabiliyor:
“Ben ondan daha iyiydim. Ama adam aile problemlerini anlattı diye terfiyi o aldı.”
“Yani bekar olmak ceza mı? Kadının evde çocuğu var diye işten erken çıkıyor, sürekli onun işlerini biz yapmak zorunda kalıyoruz. Patronda buna göz yumuyor.”
“Patronu sevmiyordu Hakan’ı. İşine son verdi. Oysa zehir gibi çocuktu.”
Geçen yıl yurt dışında düzenlenen ve üst düzey yöneticilerin katıldığı bir eğitim programında, yöneticilerden biri şöyle bir yorum yaptı:
“Elemanlarımdan bir tanesi boşandı. Kadın kendini tamamen saldı. Sigarayı bıraktı ama acaip kilo almaya başladı. Morali sürekli bir iniyor bir çıkıyor. Daha fazla bu duruma dayanamıyorum. İşten çıkartmayı düşünüyorum. Bir yandan da empati kurmaya çalışıyorum ama uzarsa dayanabileceğimi sanmıyorum.”
İş ve özel hayatın birbirine girmesinin getireceği sonuçları çok net anlatan durumlara bir örnek bu.
Evet, hepimiz insanız.
Duygularımız var.
Belli bir hayat yaşıyoruz hepimiz…bazen inişli ve çıkışlı. Ne var ki profesyonel ortamlar bunu nadiren kaldırabiliyor. Kaldırsa bile hakkınızda oluşan algıları sonradan silmek çok ama çok zor oluyor.!
Dolayısıyla, iş hayatınıza özel hayatınızda ki çalkantıları mümkün olduğunca az yansıtmaya bakın. Profesyonel bir yaşam tarzını benimsemek istiyorsanız, bu önerileri yabana atmayın.
One Comment
EBRU
Sanırım özel hayatta da iş hayatında da bize destek olabilecek, derdimizi paylaşabileceğimiz birilerini bulabilmek, bu konuda işimizi kolaylaştıracaktır. Çünkü rahatsız edici duygular “anlatılmadıkça” hareketlere yansıyor.