Şans “rastgele” olarak düşünüldüğünden başarılarımızın “şans eseri” olduğunun zannedilmesini sevmeyiz. Başarıyı ancak ve ancak çok çalışmamız ve akıllı olmamız sayesinde elde edebileceğimize inanmak, kendi egomuzu daha yukarılara çıkarmamızda fayda sağlar.
Ben şans faktörüne inanırım. Şansın, bilinçli yada bilinçsiz, “şansı yakalamaya hazırlıklı” olanları yakaladığını düşünürüm. Şansı “önümüze çıkan imkanları farkederek, bize maximum fayda sağlayabilecek şekilde kullanabilmemiz” olarak tanımlıyorum.
CEO’s dergisinden Şükran Tümay ve Çağrı Alkaya’nın Şubat sayısında Boston Scientific Türkiye Başkan Yardımcısı Mine Öztürk ile yaptığı röpörtajda Mine hanımın kariyer yolculuğu ilham vericiydi. Büyük bir zevkle okudum. Diyor ki “Mesleğinin zirvesinde çok başarılı insanlar şans yardımıyla bir yerlere gelmiyorlar. Çok ciddi planlama ve çalışmayla başarı geliyor”. Acaba gerçekten bu böyle mi?
Başarılı olmak için çok çalışmak önemli.
Disiplin önemli.
Konunuzda bilgili olmanız çok önemli.
Ve daha birçok şey önemli.
Ama şans. O da çok önemli!
Neden mi?
Dünyanın en zengin 249’uncu kişisi olan ve 3.5 milyar dolarlık serveti ile Türkiye’nin en zengin kişisi olan Fiba Holding’in patronu Hüsnü Özyeğin’in kariyerinin başlangıcında “şans”ının nasıl yağver gittiğini ısrarla, üstüne basa basa anlattığı konuşmasını hatırlatmak isterim. Özyeğin, Harvard Business School’dan mezun olduktan sonra, Türkiye’ye döndüğünde, Mehmet Emin Karamehmet, liseden arkadaşı olduğundan kendisine iş teklif eder. Hiç banka tecrübesi olmadan, iş dünyasına yönetim kurulu üyesi olarak atılır.
Bugün bir başka örnek vermek istiyorum.
Post it kullanmayan var mıdır acaba?
Zannetmiyorum!
Post it, özellikle çalışan insanların vazgeçilmez bir dostu gibidir adeta.
Peki, Post it nasıl ortaya çıktı biliyor musunuz?
Büyük bir planlamayla mı dersiniz?
Çok düşünüp, gecelerini gündüzlerine katan kariyer insanlarının üstün çabaları sonunda mı dersiniz?
Müthiş bir disiplin sahibi olmanın bir getirisi olduğundan mı dersiniz?
Yoksa geleceği çok iyi tahmin edebilen bireylerin bir başarısı mı dersiniz?
Cevap hiçbiri.
Çünkü, buluş tamamen şans eseri!
Yeni tür bir yapıştırıcı cinsi bulunur 3M tarafından. Bu yapıştırıcı yanlışlıkla bulunduğundan, ne işe yarayabileceği de bilinmemektedir. Buluş şans eseri olmakla birlikte, buluşu yaratmayan ama onu “işe yarar” hale getiren Art Fry’ın çabası ise yadsınamaz. 3M Fry’ın post it fikrini zar zorda olsa kabul ederek, bu ürünle günlük hayatımızı değiştirmeyi başarır.
Şans, önümüze çıkan fırsatları nasıl değerlendirdiğimizle ilgilidir. Bizi başarılı kılansa, bu imkanları görüp, farkederek bize maximum fayda sağlayacağı şekilde hareket edebilmektir. Sonuçta, elimize geçen “fırsatı” başarıya dönüştürmek kendi bilgi ve becerilerimizle mümkün olacaktır.
Kendi şansımı kendim yaratıyorum ve buna inanıyorum diyorsanız, haklı olabilirsiniz. University of Hartfordshire, Psikolojik araştırmalar departmanı başkanı Richard Wiseman “şanslı” insanların neden şanslı olduklarının nedenini bulmuş! Şansın, kısmet, karma ya da tesadüf eseri ortaya çıkmadığını ortaya koymuş. Şanslı insanların, farkında olmadan, kendi şanslarını ayaklarına getirecek şekilde düşündüklerini ve hareket ettiklerini ispat etmiş.
Wiseman, “şanslı” insanların “farklı imkanlara/opsiyonlara” daha açık bir tutum sergilediklerini ve risk almaya daha yatkın olduklarını söylüyor ve çoğu insanın etraflarındaki fırsatlara açık olmadıklarından, bu imkanları görmediklerini ifade ediyor. Şanssız olan kişilerin, rutinden yana olduklarını ve yeni deneyimlere açık olmadıklarını yaptıkları araştırmalarla kanıtlıyor.
Kariyer dediğimiz şey, önümüze çıkan fırsatları yakalayıp değerlendirebilmemizle mümkündür.
Şanslı olmanız, kendi şansınızı yaratabilmeniz ve karşınıza çıkan fırsatları farkederek yakalayabilmeniz ümidiyle.
17 Comments
Eren Kumcuoğlu
Şansla ilgili bir tartışmayı daha bu haftasonu bir yakınımla yaşadım. Kariyer konusunda “Kabul et ki şansın yaver gitti” dediğinde ona bu şansı kendimin yarattığını ifade ettim.
Şans konusundaki söylediklerine sonuna kadar katılıyorum; Bana göre eline geçen fırsatı doğru şekilde kullanmaktır şans. Yaklaşım önemli, farklı olmak önemli.
Bilmediğimiz bir şirkete öylesine atılan bir mail ardından “Sizin yazılarınızı takip ediyorum, bir gün sohbet etmek isterim” diye gelen cevabı yanıtlayarak ta kendisine şans yaratabilir insan.
Arkadaşımdan duyduğum daha çarpıcı bir örnek, junior arkadaş bir GSM şirketine görüşmeye gidiyor ve 45 dakika bekletiliyor. İçeriye çağırıldığında “Yalnızca beni burada 45 dakika bekleterek yaptığınızın çok büyük terbiyesizlik olduğunu söylemek için bekledim. Şimdi gidiyorum” diyor ve kapıyı çarpıp çıkıyor. İK bu tavırdan etkileniyor ve ihtiyaçları olan kişinin bu insan olduğunu düşünüyorlar, yeniden görüşmeye çağırmak için türlü numaralar yapıyorlar, junior önce kabul etmiyor ardından direnci kırılıyor ve işe giriyor. Arkadaşımın anlattığına göre o junior şu anda aynı şirkette orta düzey yöneticilik yapıyor.
Kolay değil, ancak bu riski alıp karakterini ortaya koymanın neler getirdiği de ortada. O kişi tepkisiz bir şekilde içeri girseydi eminim İK yüzünü bile hatırlamayacaktı.
Fırsatları değerlendirmek için de insanları şaşırtmak ve farklı olmak, farklı yaklaşımlarda bulunmak çok önemli. Şans ancak bu şekilde kullanılabilir oluyor.
Afşın Avcı
Bu şans faktörü biraz da doğru yerde, doğru zamanda bulunmakla alakalı bir şey. Aslında insanın doğasında şöyle bir şey var ki başarılı olanlar şansa inanmazken, başarısız olanların başarısızlıklarını her zaman şanssızlığa bağladıkları…
Ülkemizden bir örnek vermek gerekirse Kaan Kural, atlattığı birçok badireye ve maddi sıkıntılara rağmen doğru zamanda doğru yerde olmanın şansı ve daha doğrusu kendi şansını kendi yaratması sayesinde şu anki durumuna ulaştığını söylüyor. Bunu yaklaşık dört yıl önce kendisiyle yaptığım bir röportajda bahsettimişti ki o gün anlattıkları beni bir kişinin bu kadar şanslı olamayacağına dolayısıyla da insanın gerçekten kendi şansını kendi yarattığı düşüncesine inandırmıştı.
Fatmanur Erdogan
Eren merhaba,
Çok güzel bir örnek. Teşekkürler. Sence bu kişinin tavrı planlı ve “bak şimdi, işi kapmak için böyle bir taktik kullanacağım” diye düşündüğünden mi oldu dersin?
Fatmanur Erdogan
Selam Afşın,
Evet, düşünce tarzımız önümüze şansı fırlatıyor olabilir belki de…Şanslı olanlar da fırsatları değerlendirebiliyorlar bir şekilde…
Eren Kumcuoğlu
Hayır planlı olduğunu hiç sanmıyorum. Tamamen tepkisel olduğunu arkadaşım da anlatırken gayet iyi vurguladı. Zaten planlı olsa dikkat çektikten sonra işi hemen kapardı, yeniden bir görüşme için İK epeyce uğraşmış.
Zaten böyle bir eylemi bilinçli şekilde yapacak insanın oyunculuk kariyerini seçmesi daha uygun olur =)
bahar
başarıyı yakalamak için daima şans önemlidir.diyelimki başına kötü bir play geldi ve kurtulmak istiyorsun çalışarak kurtulamazsın.bu iş daima şansa bağlıdır.
dilara
başarılı olmak için daima şans birincidir.
seda
bence çalışmak daha önemli.ben ve arkadaşlarım haftaya bu konuyla ilgili münazara yapıcaz ve ben çalışmayı savunucam. mesela bi sınava girdiğinde 4 şık vardır. ve sen hiç çalışmamışsındır.doğru seçeneği bulma ihtimalin yüzde 25 dir.ama sen çalışıp onu neden yüzde yüz yapmayasın ki. eğer başarılı olmak istiyorsan çok çalışmalısın. sırf ben münazarada bu konuyu savunucam diye söylemiyorum gerçekten başarı herşeyin başlangıcıdır.istediğin kadar şanslı ol bu hiçbir işe yaramaz.bir cumhurbaşkanı bir avukat bir doktor nasıl o mesleklere sahip oluyor sanıyorsunuz şansla mı? tabiki de hayır.çalışarak
Fatmanur Erdogan
Sevgili Seda,
Çalışmadan başarılı olmak mümkün değil. Ekteki yazıyı okumanı tavsiye ederim. Hayatta herşey salt çok çalışma ile malesef mümkün değil. Sadece çok çalışmak yeter şart olsaydı hayatta belki de hiç başarısız insan kalmazdı.
http://kariyeryolculugu.com/blog/2008/12/19/basari-icin-gerekli-3-faktor/
Malcolm Gladwell’in Outliers kitabını okumanı öneririm.
seda
sevgili fatmanur her insanın düşenceleri ve fikirleri farklıdır. sen başka bvir şeyi savunursun ben başka bir şeyi savunurum. bu çok doğal. seninle benim fikrim uyuşmuyo olabilir. ama ben her zaman çalışmak diyorum ve fikirlerine saygı duyuyorum. 🙂
Fatmanur Erdogan
Evet Seda, sanırım haklısın. Çalışmanın ve öğrenmenin başarı için ayrıca şöyle bir faydası var, o da kendimizden daha farklı alanlarda da eğitimi, deneyimi, yaşamışlığı, olgunluğu vb olan insanlar bizden daha fazla bilgi birikimine sahip olabiliyorlar. Hepimiz herşeyi aynı zamanlarda öğrenmiyoruz. Farkındalık hayatın farklı dönemlerinde bizleri yakalıyor. Belki de o yüzden hata yapa yapa öğrenmeyi tercih ediyoruz.
Anıl
@seda agresifiz biraz galiba:)
seda
katılıyorum fatmanur.dediğin gibi hepimiz herşeyi aynı zamanda öğrenmiyoruz.bu yüzden her insan kendi bildiğini söyler ama kendi bildiğini de söylerken başkasının da fikirlerine saygı göstermeli değil mi? ben herkesin fikirlerine ve görüşlerine saygı duyarım.
ayrıca hiçte agresif değilim 🙂
bu sitenin sahibi sen misin fatmanur?
memeli
arkadaşlar sınıfta münazara yapacaz bize şans çıktı bize fikir verin nolursunuuuuuzzzzz
şule
yha biliomusun bizimde münazarada şans cıktı bende yardım istiyorum biraz acaele ederseniz sevinirim
Hasan
Güzel ve fazlasıyla yararlı bir yazı olmuş. Gerçekten kendime büyük dersler çıkardım. Sonraki yazılarınızı da takip etmeye çalışacağım. Teşekkürler
Fatmanur Erdogan
Teşekkürler Hasan.