About the author

Related Articles

21 Comments

  1. 1

    Erhan

    Fatmanur Hanim, oncelikle tum paylasimlariniz icin tesekkur ederim. Siklikla incelediginiz yaraticilik ve girisimcilik konularindan dolayi kendimi sansli hissediyorum, umarim bu alanlari surekli incelemeye devam edersiniz.

    hayal gücü (imagination)
    spontanlık (spontaneity)
    risk alabilirlik (risk taking)
    satış yetisi (salesmanship)

    Benim kafama takilan su: Dogustan girisimci bir insanda yukaridakilerin dordu birden gercekten olabiliyor mu? (Bu bir anlamda psikologa sorulacak bir soru)

    Kendimi ornek verirsem, bende dorduncusu biraz zayif. Yeni bir proje ortaya koydugum zamanlarda bu proje beni dogal olarak heyecanlandirdigi ve inandirdigi icin bu satis yetisine negatif yansiyor, zorlama, empoze eden ve elestri kabul etmeyen bir satis sekli ortaya cikiyor, cogu zaman araci kullaniyorum.

    Reply
  2. 2

    Fatmanur Erdogan

    Merhaba Erhan,

    Doğuştan girişimci bir insanda bu dört yetenek olabilirde olmayabilirde. Önemli olan, girişimi başarılı yapmak için kendinde olmayan yeteneklerin ne olduğunu bilmek ve complimentary skill setine sahip kişileri bulup onlarla çalışabilmek…

    Reply
  3. 3

    Serhat

    Merhaba Herkese,

    Girişimde yaratıcı olmak konusunda benim diyeceğim şudur ki; Girişimin başarılı olması için Hizmetin-Ürünün artık mantıktan çok öncelikle ‘ALGIya ‘ – ‘RUHa’ hitap etmelidir. Beyne zahmet vermeden gerçekleşen ve 5N1K’sını ‘hissetiren’ girişimlerin önümüzdeki yıllarda küçük yada büyük firmalarca karşımıza başarmış olarak çıkacaklarını düşünüyorum.

    Diğer taraftan, kötü deneyimler ve sonucunda oluşan korkular, etrafımızda sürekli olan Ebeveyn-Arkadaş-Öğretmen-Sevgili/Eş kişilerinin projeksiyonunda seçilen yanlış-eksik rol modellemeleri ve farkettirmeden yapıştırdıkları ‘sıradanlık post-it’leri Girişimcinin (örn. Ben) yaratıcığılını körelttiğini düşünüyorum.Bana göre buarada önemli olan ne pahasına olusa olsun vazgeçmemek.

    Bahsedilen diğer Girişim(ci) özellikleri gözümün önünde olan,farkında olduğum ama kelimelere dökemediğim ve etrafıma anlatamadığım öğeler olmuş.
    Bu güzel makale için çok tşk. FE.

    DipNot:Girişimci olmak Zor Be! 🙂

    Herkese iyi günler,
    saygılarımla.

    Reply
  4. 4

    Gökçe

    Merhaba;
    Tam da bu noktada yaratıcılığın sınırlarını zorlayan bir adamın güzel bir konuşması iyi gider diye düşündüm. İzniniz ile;
    Apple ve Pixar’ın Ceo’su Steve Jobs’ın 2005 de Stanford University’de yaptığı mezuniyet konuşması…
    Daha önce hiç izlemeyenlerin heyecan duyacağına eminim.

    Türkçe Altyazılı 2bölüm halinde:
    http://www.ktunnel.com/index.php/1010110A/54b83d534ca073dc217f26ba7b4735ed10d3c95a7799531bd2ae4cd24cefa4917b85d4915d77c65015205 (Bölüm1)
    http://www.ktunnel.com/index.php/1010110A/54b83d534ca073dc217f26ba7b4735ed10d3c95a7799531bd2ae4cd24cb1b9b414addb81784df86215205 (Bölüm2)

    İngilizce (Tamamı):
    http://www.ktunnel.com/index.php/1010110A/54b83d534ca073dc217f26ba7b4735ed10d3c95a7799531bd2ae4cd24cd8fa8c66b6c7b25b12cf7a15205

    Reply
  5. 5

    pınar

    @serhat dediklerine kesinlikle katılmıyorum. Tamamen bir pazarlamacı gibi konuşmuşsun. “duygulara itab etmeli” Burada reklam filmi yapmıyoruz. Birçok girişim ruha değil akla hitab edebiliyor. Örneğin taşımacılık. Eh işe kattığın ruh elbette önemli ama bu hayatın her döneminde zaten böyle değil miydi.

    Reply
  6. 6

    Erhan

    Teknoloji Holding Yonetim Kurulu Baskani’ndan bir girisimcilik oykusu… Ben gercekten etkilendim.

    http://www.teknoloji.com/girisim_oykusu.htm

    Reply
  7. 7

    Eğitişim Kariyer

    Fatmanur Hanım, tespitleriniz doğru. Bu durumda tanıdığım birçok girişimci gibi büyük bir çoğunluğun sonu dahiler ile aynı, ya gerçekten dünyaya fayda sağlayacak bir iş başarıyorlar, ya da hiçbir şey yapamiyorlar. Bu işin ortası olmuyor, diğerleri gibi 9-5 hayatı da sürdüremiyorlar.

    Reply
  8. 8

    Serhat

    Merhaba Pınar,

    @Pınar:
    “duygulara itab etmeli” Burada reklam filmi yapmıyoruz.”
    Burada derken? Çocukca. Anlaşılan o ki yorumun (tepkisel olarak) aceleye gelmiş. Neyse…

    Girişimciliğin sonunda sunulan Hizmet/Ürün (özellikle yerel olarak) kitlesini yakalamalıdır,elbette.
    Konuyla ilgili olarak bahsedilen özelliklerden ‘yaratıcılık’ maddesi için; Yaratıcılık (imkansız da olsa) kimsenin sıradanlığında, taklidine kalmayan ve bütüne hitap eden bir yapıda olmalıdır. Yani ben markete “herşeyiyle yeni” olarak çıkan bir ürün-hizmet arasında duygusal bir bağ kuramıyorsam eminim ki bu ürünü de yerine geçecek bir şey olacak. Yani bu ürün bana ne mesaj veriyor yahu? (İş) Hayatımın neresinde?

    Hea daha önceden yapılmış, denenmiş tutmamış bir daha veya kopyalanmış bir Girişimcilik’de ne kadar yaratıcılık vardır o tartışılır.

    Ayrıca, Girişimcilik de yaratıcılık için en zor öğenin evrenselden yerel değerlere değil, yerel değerlerden evrensel değerlere hitap etmenin olduğunu düşünüyorum. Bakın “fark” yaratmak için, ürünle/hizmetle siz özelsiniz mesajını vermek için kişinin duygularına/ruhuna hitap edilmeli bence. Mantık çerçevesinden bakalırsa bu müşterinin/kitlenin işine veya ünvanına yönelik olabilir.

    Bu konuda örnek aldığız yazıları paylaşırsanız sevinirim.

    Saygılarımla,

    Reply
  9. 9

    Erhan

    Bu arada, Sir Ken Robinson’un kendisi gibi gülüsü de orjinal 🙂

    Reply
  10. 10

    Serhat

    Evet :D, Aslında topluluk önünde “nasıl konuşma yapılır” a da mükemmel bir örnek-bir ders. Sıkıcı olmadan pırlanta bilgiler vermek, konuklarının uyumaması esprilerle canlı tutmak, kahkaları zamanında ve uygun tonla bitirip asıl konudan mesaj kopmamak, konuları 1-1ne gizlice bağlamak.
    Defalarca izlediğim,örnek aldığım bir konuşma. TED’in diğer alanlardaki konuşmalarını da takip etmenizi “şiddetle” tavsiye ederim. Hatta bunun için bir iphone uygulaması bile var.

    Reply
  11. 11

    Serhat

    @FE Hanım, şöyle bir isteğim olacak;
    Makaledeki video gibi \”topluluk önünde nasıl konuşulması\” gerektiğini kabaca anlatan bir yazıyı müsait zamanınızda yayınlabilir yada örnek bir bağlantıyı paylaşabilir misiniz?

    Reply
  12. 12

    Gökçe

    Merhaba;

    Bilemiyorum daha önce CRM ve CEM tanımlarını duydunuz mu?
    Müşteri deneyimi yönetimi (CEM), müşteri ilişkileri yönetimi(CRM)

    Bir girişimcisin ve bir ürün yarattın. Doğaldır ki satmak için:)
    Müşterinin bir ürün alınabilecek herhangi bir yere gelmesi/ulaşması/araması vs., o hizmeti oradan almayı tercih etmesine neden olan herhangi bir kişiye/fiyata/olaya/reklama bağlı olabilir.
    Ancak temelde sunduğumuz bir ürünün bir benzerini bir başka yerde de kolaylıkla bulabilir.
    Bu noktada o müşterinin bizimle etkileşimde olması tamamen duygularına bağlıdır. İşte CEM dediğimiz şey artık yeni dünyanın dikkate aldığı bir uygulama… Müşterinin sağ beynine hitap etmek,yani duygularına hitap etmek. Duygularını anlamak, ona göre davranmak… Bir şey beni sağ beynimden vurmuyorsa onu almam/kullanmam/bakmam/takmam vs vs…

    Daha uzun yazmak isterdim, mümkün olmadı şu an.
    Ancak Serhat’a katıldığımı belirtmek istedim.

    Tşk.

    Reply
  13. 13

    pınar

    @serhat – gökçe:
    Çocukça olduğumu sanmıyorum. girişimcilerin CRM gibi büyük anlam yüklü kelimelerle uğraştığını da pek sanmıyorum. Yani ben bu Hintli profesörün yazısını okudum bu yazıda verilmiş olan. Orada sizin gibi “duygular, CRM” falan fıstık gibi konularla kurumsal insanlar ilgileniyor, girişimcilerin yaklaşımları daha farklı diyor. Benim söylediklerime destek olan bir makale yani. Ben size laf atmıyorum burada. Sadece bu tip konulara girişimciler sizin baktığınız gibi bakmıyor. Hem önceki örnekte verdiğim gibi taşımacılık işi yapacak bir adam işi bağlayacağı kişiyle duygusal değil mantıksal bir diyaloğa giriyor. İşini ne zaman büyütür ve bir maerck olur, o zaman duygusal kliplerle ek müşteri almaya başlar.

    Reply
  14. 14

    Serhat

    @pınar geridönüşün en altta.

    Bana göre, Girişimci tabii ki de kuluçka döneminde CRM MRM n yapsın? Ayrıca,”ay bu CRM’e uygun olmadı aman dur şöyle yapiim CME’de olsun” demeyebilir. Girişimci herzaman o veya bu şekilde, kendine özgü yöntemleriyle oluşturduğu iş modelini bağımsızca uygulama şansına sahiptir. Ama farkında olmadan Gantt Chart da yapar, Fizibilite de yapar CRM de yapar. Kısacası farkında olmasa da yapılan her eylemin aslında literatürde yada bu işin ‘Geek’ leri için bir tanımı vardır.

    Makaleye uygun pek de net bir girişmcilik örneği sayılmasa da hala hayran olduğum bir ürün hakkında konuşmak istiyorum: iPhone !

    Bir süreliğine gözlerinizi kapatın. iPhone hakkında hiçbirşey bilmediğinizi ve 7-8 sene öncesi mobil cihazları, mp3 oynatıcıları düşünün. Bir mağazanın önünden geçerken vitrindeki cep telefonlarına öylesine bakıyorusunuz. Hepsinin üzerinde bir ekran ve bir sürü bilindik tuş takımı. Ve derken Mağazadaki satıcı vitrine bir iPhone koyuyor! N olduğunu, n işe yaradığını anlamak güç çünkü vitrindeki diğer eşyalardan tamamen farklı. Alla Alla…

    Sonra lansmanlar,kampanyalar şarkılar danslar ve iPhone markette. Açıkcası iPhone benim cep telefonuna olan bütün ‘ALGIMI’ değiştirdi. Artık cep telefonu kullanırken sabit bir tuş takımına tıklatmama basmama gerek yok “DOKUNMAM” yeterli. Olaya bak diğer, cep telefonlarıyla aynı işi farklı bir yoldan yapıyor. Hizmet aynı ama anlatım farklı. Buarada, iPhone’nun vücudumuzdaki elektrikle çalıştığını biliyor muydunuz? Bu yaratıcılık değil de, satış yetisi değil de n olabilir. Apple in bu konuda inanılmaz bir sunum çözümü var. Çözümü mantığa çok fazla vurmadan yepyeni bir deneyim yaşatıyorlar. iPhone denince aklınıza ilk gelen şey ne? Hadi söyleyin, ‘Dokunmak’ değil mi?

    Hem biraz daha uzun dokununca okşamış olmuyor, farketmeden cihazı bir kedi-köpek gibi sevmiş olmuyor muyuz. Biraz abarttım galiba 🙂

    Gözlerinizi açın ve Apple ipod dan iPhone uzanan gelişim sürecini,birlikte kullanılan programları, aksesuar piyasasını, bu süreç içersinde rakiplerinin (?) hala ve hala “iPhone Killer” bir ürün ortaya çıkaramayışları… iPhone iyi güzel bir telefon değil, İş Telefonu değil o konulara girmeyeceğim. Anlatmak istediğim ortaya sunulan ürünün Müşteriye nasıl anlatılıp ……… bgnlere geldiği.

    Konuyu biraz dağıttığımı düşündüğüm için burada keseceğim.

    Saygılarımla,

    @Pınar: Son mesajında kime hangi konu hakkında hitap ettiğin ve cevap verdiğin karma karışık. ‘Gökçe’ rumuzla kişiyi tanımam etmem bir ortaklığım da yok. Ayrıca, sana karşı taraf olan bir ekibin üyesi değilim. Yazışmalarda benzer yada ayrı fikirlerde olabiliriz ama ayrı kişileriz. Senden ricam, cevap olarak kişiye özel ama konuyu özelleştirmeyen, makaleyle alakalı yazılar yazman.

    Reply
  15. 15

    Gökçe

    Merhaba;

    Pınar verdiğin taşımacılık örneğinde de herşeyde olduğu gibi duygusuz bir yaratıcılık düşünemiyorum.

    Şöyle ki; ne taşırsan taşı(insan,yük,eşya,kargo vs.) yaratıcı bir fikrin var ve piyasaya çıktın. İnsanlara ”Alırız, Taşırız, Bırakırız” mı dersin, yoksa ”Alırız,GÜVENLE Taşırız” mı? (Asla reklamcı olamayacağım bu berbat slogan yüzünden:))

    Bir kargo firması kargonu saat saat izleyebilmen için sms ile takip sistemi kuruyor, bir otobüs firması sana o firmayla yaptığın her seferde inanılmaz bir konfor ve hizmet sunuyor, bir nakliye firması eşyalarının güvenliği için sigorta yapıyor vs.vs.
    …ve güven, birşeyi tercih etmemize neden olan en önemli duygulardan biridir.

    Yani durum şudur ki; artık elektriği bulamayacağımıza göre yarattığımız her şey fikir/ürün/hizmet mutlak surette duygulara hitap etmelidir…diye düşünüyorum…

    Tşk.

    Reply
  16. 16

    Canan

    Girişimci bir yapıya sahip olan kişinin ben bunun farkında olduğu kanısındayım. Ruhunda mutlaka hissediyordur. Burada Pınarın dediklerine de katılıyorum, Serhat ve Gökçe’ye de. Şu açıdan katılıyorum. Güven duygusu yaratmak her iş için önemlidir. Ama fmcg işi ile taşımacılık işi farklı bir start up taktiği gerektirebilir.

    Fatmanur hanımın yazısı çok güzel bulgularla dolu. bende kendisi gibi girişimciliği bu şekilde tanımlamanın en güzeli olduğunu düşünüyorum.

    Reply
  17. 17

    Erhan

    Girisimcilik, toplumumuzun cogunluguna bakacak olursak, ulkemizde her konuda oldugu gibi kismen uygulanmakta.

    Bildigim kadariyla bir girisim icin 2 yol bulunmakta:

    1) Girisimcinin mevcut firsatlari degerlendirip bir is kurmasi. (Unutulmus ve rekabetin olmadigi nis olan bir pazar bulmak gibi)
    2) Firsatlari, yani pazarlari girisimcinin kendisinin yaratip bir is kurmasi. (Konsept, urun, hizmet yaratip, inovasyon yapmak gibi)

    Benim gozlemlerim bana ulkemizde “cogunlukla” 1.nin uygulandigini soyluyor. Bu illa bilimsel yetersizlik olarak alinmamali. Kolayci bir bakisimiz var! Ornegin hizmet veya pazarlama inovasyonunda bilim daha az konusur.

    Reply
  18. 18

    Eğitişim Kariyer Enstitüsü

    CRM konusunda Uğur Özmen’in yazılarını tavsiye ederim.

    Reply
  19. 19

    hakan

    çok farklı bir özellik gerçekten girişimcilik.

    Reply
  20. 20

    Girişimcilik

    Bana göre insanı girişimci yapan en önemli etken yaşam koşulları.

    Reply
  21. 21

    Girişimci

    Harika bir çalışma olmuş emeğinize sağlık…

    Reply

Leave a Reply to Canan Cancel Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

2018 @ Tasarım ve Kodlama Albatros ♥ Tasarım'a Aittir.