About the author

Related Articles

8 Comments

  1. 1

    gokhan

    çok güzel, tebrikler ! çok teşekkürler ayrıca .

    Reply
  2. 2

    Serap

    Bunu düşünmemiştim hiç, çok doğru. Teşekkürler

    Reply
  3. 3

    Erhan

    Michael Jackson’ın son 15 yılda anılmamasında yeni albüm çıkaramaması bir etken tabiki, ama bence en önemli etken insanoğlunun doğasında olan nankörlüktür.

    Bir önceki yazımda belirttiğim nefis kavramı insanı birçok kötü davranışa sürüklerken, bunlarla birlikte ona nankörlüğü de aşılamaktadır. Bu noktada, “irade ve sağduyu olmaz ise” insan bencil, nankör ve günü yaşayan bir hale geliyor. Nankörlük bir tarafa, vefalı bir insan ise sağduyusu sayesinde hatırlayan, anan, sevgisini devam ettiren insandır, kısacası nefsini yenen insandır.

    Ancak Michael Jackson’ın ölümü gibi bir şok insanların sağduyusunu kullanmalarını sağlamış, o Michael’ı hatırlamayan insanlar gözyaşı seline tutulmuşlardır. Ben şahsen Michael’a hiç vefasızlık yapmadım, o benim için her zaman muhteşem bir artistti. Ben onun müziğini sevdim, onun mahekemelik durumları bunu azaltmadı. Mahkemelik durumlarından dolayı onu dışlayan veya unutan kesimde insanların başka bir eğilimini görüyoruz: şartsız sevememek.

    O insanlar Michael’ı ve müziğini kendi ahlaki değerlerinin zedelenmemesi şartıyla sevdiler, sadece Michael’ı değil, hayatlarında tüm insanları da böyle seven insanlardır bu çoğunluk. Şimdilerde ise Michael’ı devamlı dinleyen benim gibi insanların yanında onlar, MJ partilerine giderek daha vefalı bir portre çizmektedirler.

    Bu bağlamda, MJ’nın hayat hikayesini yeniden yazmak gerçekten acı bir durum. Michael her zaman Michael’dı.

    Bu, hayatın başında olan insanlar için de geçerli, onlar da bir daha yazmamamalılar bu hayat hikayesini çünkü şartlar değişir ama insan 7’de neyse 70’de de odur. İnsan yolun sonunda sahiplendiği önceki zor durumlarını, yolun başında da sahiplenirse motivasyon kazanır, pozitif bakmayı öğrenir, çünkü her kötülükte bir iyilik vardır.

    Kimse CEO olmayı beklemesin bunun için, kendini bilen, geleceği görebilen, bugünü de “bugün” sahiplenendir. Bugünü bugün sahiplenen yarın da sahiplenir ama bugünü yarın sahiplenen ise yarın kötü bir durumda yine düne nankör olacaktır ve ancak iyi bir durumda bugüne sahiplenecektir. Bu insan bukalemundan farksızdır.

    Reply
  4. 4

    Tibet

    Güzel bir analiz. Hepimiz aynı şeyi yapmıyormuyuz. Geçişi yaşamak kolay olmuyor ama

    Reply
  5. 5

    Fırat Demirel

    Gandhi der ki; Keyif zaferde değil; asıl mücadele, girişim ve çekilen ıstıraptadır. Hayat, mücadele ile tad veren ve arkamızda bıraktıklarımızla ölçülen bir hikaye bence. Ne kadar farklı olsak da mücadelemiz ve sonumuz aynı olsun. Yaşadıkça yeniden yazalım hikayemizi.. 😉

    Reply
  6. 6

    Sedat Karaoğul

    Hayat hikayelerinin yeniden yazıldığına bende inanıyorum. Günümüzde tepe yönetimlere gelen kişilerin hayatları kolay kazanılmış gibi duruyr çünkü bizler onları başarılı noktalarda bazen tanıyoruz. Geçtikleri dönemleri, çektikleri sancıları onlar kadar bilemesek bile, olmadığını düşünmek hayatı anlamamak anlamına gelir.

    Reply
  7. 7

    Eğitişim Kariyer Enstitüsü

    Fırat Bey, çok güzel bir örnek vermişsiniz. Çok teşekkürler paylaşım için.

    Reply
  8. 8

    Yücel

    Fatmanur hanım,

    Bu yazı öyle zamanlı düştü ki reader’ıma. Hayat hikayemizi hayatımızla birlikte yazıyoruz, nasıl yazdığımıza dikkat etmeliyiz ve günün zorluklarının geçicek olduğuna inanmalıyız, hepimiz.

    Hepimiz aynıyız. Bu paragraf beni mahfetti:)

    Reply

Leave a Reply to Tibet Cancel Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

2018 @ Tasarım ve Kodlama Albatros ♥ Tasarım'a Aittir.