Kariyer endişeleri içerisinde temelde iki sorunla karşı karşıya kalıyoruz.
“Hangi konuda iyi olduğumu bilmiyorum” ve “Nasıl ve ne yöne adım atmam gerektiğini kestiremiyorum”.
Bu sorulara cevap bulmanın çeşitli yolları var.
Cevap ararkense dikkat etmeniz gereken önemli iki kriter var. Hızın önemli olduğu bu devirde ilk kriter “zaman” diyerek sizi düş kırıklığına uğratmak istemezdim. Yine de “zaman” neden önemli diye soracak olursanız, bunun da iki sebebi var:
Birincisi, “zamanınız” olduğunu farketmeniz, stresli günler yaşadığınızda sakinleşmenize yardımcı olur. Stres düşünmeyi ve karar almayı bloke eden bir faktör olduğundan, rahat hissetmeniz önemli. Ikincisi hayatta önemli değişimler zaman gerektiriyor. Harvard’da da okusanız, dünyanın en iyi şirketinde de çalışsanız, istekleriniz, beklentileriniz, tercihleriniz hayatla birlikte değişiyor. Bundan daha doğal ve normal birşey olamaz. Gelişmek, ilerlemek, geliştirmek ve ilerletmek isteyen her yenilikçi insanın hayatında dönem dönem yaşayacağı bir duygu ve düşünce durumu bu.
Ikinci kriter “hareket etmek”. Katıldığım tüm seminerlerde, dinlediğim her konuşmacıdan, okuduğum çoğu makalede şu sözü duyuyorum “Ne istediğini bul. Bulmadan hareket etmen mümkün değil.” Bana kalırsa bu öneri düşünülmeden verilmiş tavsiyeler listesinin başında geliyor. En azından ne istediğini bulmaya çalışanların ne istediğini bulması için önce “hareket” halinde olması gerekiyor. Yani önce hedefi bul sonra hareket et önermesi sizi paralize ediyorsa, çok haklısınız. Bazıları doğuştan ne istediğini bilir, bazıları çok erken yaşta ne istediğinden emindir, bazıları da yaşamın içinde gezerken ne istediğini bulur. Ya da yön değiştirmeye karar verir. Eğer ne istediğinizi bilmiyorsanız, hislerinize kulak verin. Fark yaratmak istiyorsanız, hissettiklerinizi harekete geçirin. Azimle, sabırla, her gün…Yapabileceğiniz bazı şeyler arasında okumak, katılımcı olmak, insanlarla konuşmak, ilgilenebileceğinizi düşündüğünüz konulara dalmak, onları denemek, düş kırıklığına uğramak, bulamıyorum diye haykırmak, bazen ümitsizliğe kapılmak ve tekrar denemek, tekrar dışarı çıkmak, aramak, araştırmak, sormak ve Boom!
Sürecinizi kısaltabileceğine inandığım çalışmalardan biri şu: elinize bir kalem ve kağıt alın, ya da wordpress.com’a girip bir blog ismi alın, herhangi bir isim olabilir. Bu noktada hangi ismi aldığınız önemli değil. Hayatta tutkulu olduğunuz, sevdiğinizi düşündüğünüz ve aklınıza “ilk” gelen konu hakkında birşeyler karalamaya bakın. Aklınıza ilk gelen konu hakkında “rahatça” konuşabilmeniz, düşünebilmeniz ya da yazabilmeniz önemli. Buna dikkat edin. Bir ay boyunca her gün az ya da çok konuşmaktan, düşünmekten, yapmaktan hoşlandığınız herhangi bir konu hakkında yazmaya devam edin.
Sizin için hayatta nelerin değerli olduğunu ve yaptığınız işte yükselirken hangi değerlerin sizin için vazgeçilmez olabileceğine gz gezdirin.
Bu süreç size kendinizle ve yeteneklerinizle ilgili çok yararlı bilgiler verecek. Deneyin. Destek isterseniz, bana yazın. Bu süreci bir profesyonelle birlikte desteklemek isterseniz buraya yorum yazabilir ya da bana direk email atabilirsiniz (fatmanur@kariyeryolculugu.com).
Size ilham vermesi için Alain De Botton’un bir konuşmasını da ekliyorum. “A Gentler, Kinder Philosophy of success”.
Not: Tüm mesajlara cevap veriyor olacağım. Genelde mesaj sayısı çok yüklü olduğu için hızlı geri dönüş yapamasamda benden en geç iki ay içerisinde mesaj alıyor olacaksınız. Ilk gelen mesajlardan başlayarak cevap yazmaya başlayacağım için önce davranan önce benimle irtibatta olur dememe gerek var mı?
11 Comments
Berkan Bağcı
İnsan, yaşadığı her günün içinde farklı şeyler isteyebiliyor. Bir gün mutlu olduğunuz bir işte başka bir gün huzursuz olabiliyorsunuz.
Farklı düşüncelerin ışığında farklı memnuniyetler yaratmak gerekiyor. Bunu da yenilikçilik anlayışıyla birleştirdiğimiz zaman ortaya güzel sonuçlar çıkabiliyor.
Sadece bir hayatımız var ve mümkün olduğunca, yapabileceğimiz şeylerin kılavuzluğunda bir şeyler başarmak gerekiyor.
tuna
ne olmak ne yapmak istediğimi biliyorum hedef tamam da:) hedefe varan birden fazla yol var hangisinden gideceğimi bir türlü karar veremiyorum.
Beste
İnsanın ne yapmak istediğini anlaması uzun ve bir o kadar da zorlu bir süreç. Çoğu zaman hayatın akışı içerisinde bir yerden bir yere savruluyoruz. İnsanın kendi kendine kalıp acaba ben bunu gerçekten yapmak istiyor muyum, bu beni mutlu eder mi gibi soruları sorması gerekiyor.
En iyi ilaç çok okumak, çok görmek, çok dinlemek ve sorgulamak. Bence bu sürecin ardından insan gerçekten onu hayatta neyin mutlu edeceğini anlayabilir. Önemli olan sabırlı olup, bu durumdan kaçmak değil üstüne gitmek..
Burcu.ieu
Yazınızda bahsettiğiniz gibi bende bir blog oluşturmuştum. İlgi alanlarımı ve az da olsa bilgi birikinimleri paylaşmak amacıyla özellikle de sizin blogunuzdan etkilenerek böyle bir blog yazma girişiminde bulunmuştum zamanında. Ama gelecekte kendime nasıl hedef koyacağımı bilmediğim gibi blogumda da ne yazacağıma karar veremedim.
Bloguma yazacağım konulara bile karar veremiyorum ki geleceğime yön vereyim…
Yeni mezununların yaşadığı genel bir durum olabilir mi.
ulya
Uzun bir aradan sonra merhaba sevgili Fatmanur . Kendimi hatırlatayım; BSH Gaggenau satışdan Ulya. Bloğundan bugün facebookdan haberdar oldum, hemen girdim ve bu yazın ile karşılaştım. Hayatta tesadüf diye birşey olduğuna inanmadığım için yazıyı bugün okumamın da bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum.
Ben de uzunca bir süredir asıl yapmak istediğim şeyin ne olduğunu, beni neyin mutlu edeceğini düşünmeye başladım.
Söylediğin gibi bunun için hedef belirlemeden , içimden geldiği gibi hareket etmeye karar verdim. Hislerimi dinledim. Ve tıpkı yazında bahsettiğin gibi bir ay kadar önce bir blog oluşturdum. Sadece kim olduğumu anlamak, kendi aynamı yaratmak için. Ve ilk ayımda asıl yapmak istediğim şeyin ne olduğunu buldum, hissettim. Bundan sonra bulduğum bu ışık doğrultusunda adımlar atmaya başlayacağım, hatta başladım. İlerisi ne olur bilemiyorum ama hislerimin benim en değerli kılavuzum olduğunu biliyorum artık. Bu yazın benim için adeta bir “doğru yoldasın” mesajı oldu.
teşekkürler ve bu blogdaki paylaşımların , başarıların için tebrikler.
Fatmanur Erdogan
Sevgili Ulya,
Bunları duyduğuma çok sevindim. Bloguna bakmaya calistim ama link calismiyor. Blogun hangisi?
Fatmanur Erdogan
Merhaba Burcu.ieu,
Eger sürekli karar vermek için beklersen hareketsiz kalabilirsin. Aklına ne geliyorsa onu yaz, kısa uzun farketmez. Önemli olan süreklilik olması, çünkü bir zaman sonra daha rahat aktığını göreceksin.
Fatmanur Erdogan
@tuna, bu tatlı bir zorluk gibi duruyor…
@Beste, katılıyorum söylediklerine…
Besteren
Küçüklüğünden beri her istediği önüne altın bir tepsi ile konulmuş bir jenerasyonun ne istediğini bir çırpıda bilmesi çok da mümkün olmazdı herhalde. Hızla değişen hayat şartlarının ve zaman ilüzyonunun da etkisi yadsınamaz elbette. Zaman ve mekan yanılsamalarını bir kenara koyup, içimizdeki muhtemelen çok çok derinlere gömdüğümüz o ‘sesi’ duyacağı zamanı beklemek… Yanılsama olduğunu bildiğimize göre aslında çoktan olmuş ‘o şey’in bize mantıksal gelen çok boyutlu halinde vuku bulması. Yazının bendeki yansıması bu 🙂
Fatma Ortapınar
Merhaba Fatmanur’cuğum, kendimi çok kötü hissettiğim bir dönemde sana kısa bir mail yazmıştım.Cevap da yazmıştın.Yazmış olduğun cümleler bana hayatta olduğumu hatırlattı.Çok defa gelen mailleri okuyup yorum yapmak ve içimdeki duyguları paylaşmak istedim, yazdım sildim yazdım sildim vazgeçtim. Kendimi sanki zayıf güçsüz bir insanmışım gibi lanse edeceğimden korktum. Çalıştığım yerde mutlu değilim 41 yaşındayım 21 yıldır aynı iş yerindeyim. Ne kısaldım ne uzadım. Şimdi bu saatten sonra ne yapabilirim? Çalışmak istiyorum çünkü çalışmayı seviyorum üretken olmayı başardım diyebilmek istiyorum. Ama sanki geç kaldım. Artık 20’li yaşlarda değilim.Bana kapıların açılmayacağını biliyorum. Kendime kızıyorum öfkeleniyorum 21 yıl içerisinde korkularıma yenik düşüp cesaretimi ve içimdeki sese kulak vermeyişime kendimi geliştirmediğime kızıyorum. şimdi oturup bu sözcüklere sığınıyorum daha çok sinirleniyorum. Acaba içimdeki o ışık için sadece halen hayalmi kuruyorum. Ben hayatın bayağı bir gerisinden geliyorum sanırım. Sevgiler
melisa karan
universite tercih donemindeyim ve ne istedigimi bilmiyorum ne bunu nasil anlayabilirim bana yardimci olur musunuz