Artık öyle bir dönemdeyiz ki herkes bir mentor ya da koç ile çalışıyor.
Bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum, çünkü bu ana kadar ki kariyerim boyunca yönetim kurulları, icra kurulları, CEO’lar ile bire bir çalıştım. Pozisyonlarım hep direk en tepe yönetimlere bağlı oldu. Ve size şunu söyleyebilirim ki, bu yüzden de mentorlarım her zaman en güçlü olanlar ve etki seviyesi en yüksek olan yöneticiler oldu. Aslında hiç bir zaman formal bir mentorluk sistemiyle yoğrulmadım.
Kurumların oluşturduğu mentorluk sistemleri bilgi edinmeniz, mentorunuzu iyi tanımanız açısından faydalıdır. Ama onun ötesine geçmez. Ötesine geçmesi, yani sizi istediğiniz noktalara getirebilmesi için mentorların sizi aktif olarak “tavsiye etmesi, önermesi, yolunuzu açması” gerekir. Yani sizi tanıtan elçiniz olması gerekir. Bunu nasıl mı yapar? Bakalım…
Gerçek anlamda liderlerle çalıştığınızda, önünüzde muazzam rol modeller oluşuyor. “Celebrity” liderlik peşinde koşan yönetim ve liderlik anlayışlarından çok farklı tutum sergiliyor gerçek liderler. Onlar, CEO’su oldukları kurumları dönüştüren, Yönetim Kurulu Başkanı oldukları şirketleri liderlik noktasına taşıyan, krizlerden başarıyla çıkabilen, kendilerine bağlı ekipleri yücelten ve güçlenmeleri için çaba sarfedenler oluyor.
Başımdan geçen deneyimlerden bir tanesini gerçek mentorluğa örnek teşkil etmesi için vermek isterim:
Büyük bir fabrika açılışı yapıyoruz. Yabancı üst düzey yöneticiler geliyor şirkete. Önemli insanlar. Etkisi güçlü olanlar. Grup içerisinde ağırlığı olanlar. Uluslararası Grubun CFO’sunun yanına yaklaşıyorum.
“Hoşgeldiniz. Nasıl geçti yolculuğunuz. Ben Fatmanur Erdoğan.”
“Oh. Siz Sayın Erdoğan’sınız.”
“Evet, ama Başbakanla henüz tanışma fırsatım olmadı”
Gülüşüyoruz.
“Sn. Erdoğan, hakkınızda çok şey duydum. Etkileyici bir geçmişiniz var. Sizi daha yakından tanımak isterim. ”
“Teşekkür ederim. Fabrika gezimizde size eşlik etmek isterim. Aynı şekilde ben de hakkınızda çok şey duydum. Biraz sohbet etmiş oluruz. Fakat, hakkımda duyduklarınızın kaynağını merak ettim.”
“CEO’nuz yaptığınız çalışmalardan sıkça bahsediyor. Açıkçası, cesaretli çalışmalara imza atıyorsunuz. Geçmişinizse, alışık olduğumuz hikayelerden çok farklı.”
İşte doğru mentorluk budur.
Mentor, size öğüt vermenin ötesinde bir fonksiyona sahiptir. Faydalı bir mentor sizi etkisi yüksek kişiler arasında çalışmalarınızla tanıtır.
Oysa, kurumsal mentorluklar, “mentorluk programımız var” demenin ötesine geçmiyor. Sizi, bölümünüzle alakasız kişilerle eşleştirirler. Sohbet edersiniz, dolu dolu öneriler alırsınız. Bilginiz olur. Bilgi faydalıdır. Ama mentorluk neden vardır? Pozisyonunuzdan yukarıda işlere imza atabilmeniz için. Fiyatınızı yükseltebilmeniz için, pozisyon atlayabilmeniz için…Yani, hedefiniz neyse ona ulaşabilmek için.
Kurumsal mentorluk programlarının içinde de bulundum. Şunu söyleyebilirim ki sistemin sunduklarının dışına çıkabilme cesaretine sahip olduğunuzda dünya size farklı alternatifler sunuyor. Hayat deneyiminiz sonsuza dek değişiyor. Bunu aklınızda tutun.
Ne zaman ki çalıştığınız kurumda etkisi yüksek ve sizi aktif olarak tanıtmayı içselleştirmiş bir yönetimle çalışırsınız, işte o zaman mentorluktan fayda kazanırsınız.
Mentorluk programları oluşturanlar için bu mesaj şu anlama geliyor: Program kurmakla iş bitmiyor. Programda yer alan mentorların asıl görevinin ne olduğunu onlara iyi hatırlatmalı ve etkisi düşük olanlara mentorluk verdirmemeyi denemelisiniz. Insead araştırmış ve önerilerde bulunmuş. Bu verileri uygulamaya almak iyi fikir.
Mentor arayanlar için mesajım şu anlama geliyor: Kurumunuz içerisinde mentorlarınız sadece üst noktalarda olanlar değil, etkisi yüksek olan ve sizi aktif olarak kurum ya da grup içerisinde tanıtacak kişilerden oluşmalı. Etkisi yüksek olup çalışmalarınızın duyulmasını sağlamayan, kendi ağzından bunları yaygınlaştırmayan bir mentorun size faydası yoktur.
Brene Brown, The Power of Vulnerability.
13 Comments
cemal avcu
Turkiyedekilerine mentor degil, meteor diyoruz zira ayagınızı kaydırmak yegane istegidir:) saka bir yana bahsettiginiz sirketlerde calısmak umarım bizede nasip olur, saygılar.
Fatmanur Erdogan
Meteorlar her yerde bulunur. Vahşidirler ama onlardan kaçış yok:) Malesef.
Eren Kumcuoğlu
“Gerçek anlamda liderlerle çalıştım. Öyle “celebrity” liderlik peşinde koşanlarla değil.” – İnsan lider ile “lider” arasındaki farkı gerçekten bu tip insanlarla çalışmaya başlayınca anlıyor. Laf olsun diye değil, gerçekten destekleyen, ukalalık yapmayıp insanın önünü açmak için çaba sarfeden, hataları görmezden gelmeyen ancak doğrusunu gösteren, yeni şeyler yapmak için teşvik edip cesaretlendiren ve spot altında durmaktansa işiyle anılmayı tercih eden… Eline sağlık, umarım bunu bir çok yeni mezun/tecrübesiz arkadaş okur ve bu ayrımı iyi yaparlar… =)
Sanem
Mentorluk programlari zugurt tesellisi. Bu yazi da bu yuzden cok yerinde
Duygu Özen
“Tanrılar Okulu”nda da söylendiği gibi Antagonistler vardır. Onlara nasıl davrandığın önemli ve seni başarıya götürecek asıl kişiler olduğunu unutmamak gerek. Gerçek bir liderle çalışmak kişide hem özgüveni hem de kendini bulmasında yardımcı oluyor. Herkesin bu kişilerler çalışması dileğiyle ve hepimizin birgun o konuma geldiğinde liderliğin ne olması gerektiğini unutmamız umuduyla.
Korhan Erdem
Güzel özetlemişsiniz…
Sebnem D
Benim de bir tane böyle bir mentorum olmuştu. Onun sayesinde bugün iyi bir noktadayım. Özgüven konusuna çok katılıyorum. konumunun başkası tarafından kapılacağı korkusuyla hareket etmemek. böyle mentorlar çok az. Biz böyle bir mentor olabilmek için çalışalım öyleyse…
Sebnem D
Bir şey daha söylemek istiyorum.
Hırsı yüksek olan çalışanların mentor olmasının mümkün olmadığı görüşündeyim. Hırsı yüksek olanlar bencil davranışı tercih ediyor ve kendi pozisyonunu koruma güdüsünde oluyor. Bu da benim 25 yıllık deneyimim sonucu.
hepinize başarılar
Cantürk
işi ticari boyutta ve ego boyutunda ele alan mentorluk ile işin duygusal zeka boyutundan sosyal sorumluluk açısından bakan mentorluk farklılıkları diye ayrıştırıyorum ben bunları…
Şebnem Tinli
direkt yerine direk yazanlar, işine bu kadarcık önem verenlerin bulunduğu yer beni şaşırtıyor.
“Artık öyle bir dönemdeyiz ki herkes bir mentor ya da koç ile çalışıyor. Ben şanslıyım, çünkü hayatım boyunca hep yönetim kurulları, icra kurulları, genel müdürler ile bire bir çalıştım. Pozisyonlarım hep direk en tepe…”
Fatmanur Erdogan
@ sebnem, daha az sasirmak istersen, sebep-sonuc iliskisi kurarken kullandigin mantigi daha genis bir perspektiften bakarak olusturmani oneririm.
Krystal Dopler
Many thanks for writing this. Quick question, if you wouldn’t object. Where did you grab your weblog design? I will be beginning a site and much like your websites.
Soner Eğitimci
Yazınız çok güzel bence de artık koçluk ve mentorluğun çok önemli olduğu zamanlara geldik.