Pandemi.
İşsizlik.
Hastalıklar.
Ölüm.
Ünlü komdeyen Charlie Chaplin, “hayat uzak çekimde komedi, yakın planda trajedidir” der.
Hayatı yakın planda yaşadığımız bu dönemlerde, her birimiz farklı zorlukların üstesinden gelme çabasındayız.
Bu dönem bize yaşamın büyük bir sorumluluk olduğunu gösteriyor. Bizlerin bu zorlu zamanların üstesinden gelmemizi sağlayacak olan ruhsal ve mental güç bu sorumluluk bilincinden gelecek.
Çaresizlik ve tükenmişliğe düşmeden her günü bir gün öncesinden az da olsa daha iyi geçirmeye çalışmak güç gerektirir. O güç sorumluluktan gelir.
Sorumluluk Almak Ne Demektir?
Sorumluluk almak demek, hayatı ustaca yaşama becerisi kazanmayı istemek demektir.
Sorumluluk demek, bugün, bu ay ya da bu yıl zor olacaksa, hayatı daha da zorlaştırmamak için olgun bir insan gibi davranma çabası demektir.
Sorumluluk demek, hayatımıza giren her tür zorluğa rağmen, yaşamı iyileştirmek için motivasyona sahip olmak demektir.
Sorumluluk almamak, bugün işsiz olduğunuz için hiç bir şey yapmadan beklemek, iş bulamadığınız için kızgınlığınızın sizi daha farklı şekilde üretken ve işe yarar olmaktan alıkoymasına izin vermek demektir.
Sorumluluk almamak demek, hastalıkların olduğu bir ailede, ailenin ruhsal bütünlüğünü korumak yerine, bütünlüğü bozacak şekilde zayıf bir karakter göstermek demektir.
Sorumluluk, yaşama anlam katan tek şeydir ve günün şartlarına göre bu sorumluluk bazen az bazen orta bazense üst seviyededir.
Zorluklar Karşısında Nasıl Motive Olacağız?
Eskiden hayatı nasıl ustaca yaşamamız gerektiğine dair kimse pek birşey anlatmazdı. Eğitim programlarında bulunmazdı.
Hayat kariyerden ve iyi para kazanmaktan ibaretti. Sanki bundan ötesi bulunmazdı.
Oysa hayat sosyal ilişkilerin, kültürel gelişmenin, entellektüel çalışmaların, ruh ve akıl sağlığımızın ve aile hayatımızın bütünüdür. Yani hayat bütünseldir. Ne tek bir kariyerden ibarettir, ne evli olmaktan, ne sadece okuyor olmaktan… yani yaşam asla tek düze değildir. Yaşamı tek düze gördüğünüzde en çok değeri tek bir alana yüklersiniz. Bir gün değerin tek düzelikten değil, birbiriyle bağlantılı anlayışların, düşüncelerin, çalışmaların bütünü olduğunu görürsünüz.
Öyleyse zorluklar karşısında motive olabilmek için yaşama her daim bütünsel bakabilme becerisi geliştireceğiz. Bu süreçte 3 kaynak size faydalı olacaktır.
1- Arkadaşlarınızı ve Ailenizi İyi Seçin
Yardım istemekten veya dertleşmekten çekinmeyeceğiz.
İçinden geçtiğiniz sürecin zorluğundan bir saatliğine bile olsa ayrılıp, hoş sohbet edeceğiz.
2- Olumlu Duygular Hissedeceğiniz Ortamlar Yaratın
Her günün bir diğerinden zor olduğu bir döngüde olumlu duygular yaşamak neredeyse imkansız gibidir.
Bu yüzden olumlu duygular hissedebilmeyi denemek aktif çaba gerektirir.
Bir bardak çay içmek.
Sevdiğiniz birinin sesini duymak.
Sevdiğiniz neşeli bir parçayı dinlemek.
Odanızda kendi başınız kısa bir dans etmek.
Size verilen güzel bir hediyeye bakarak anılara dalmak.
Fotoğraf albümlerine bakmak.
Sizi ne iyi hissettiriyorsa o duyguyu yaşamak için kendinizi zorlamak. İlaç içer gibi bunu her gün yapabilmek.
3-Doğayı Seyretmek
Doğayı seyredebileceğiniz, bahçedeki çiçeklere bakıp, renklerine hayranlık duyacağınız, kuşlarla sabah konuşacağınız zamanlar yaratmak.
Tüm bunlar sizin hayata her gün biraz daha sarılarak yol almanızı sağlayacaktır.
İki seçim var. Ya çaresizlik içerisinde, çözümün olmadığını ve hiç olmayacağını düşünmek. Ya da içinde bulunduğumuz şartları değiştiremediğimiz günlerde zorlukların geçeceğini ve iyi günlerin geleceğine inanarak, bugünü daha iyi geçirmek ve yarınlara daha güçlü yol almak.
Her bir insanın yolculuğu çok farklı. Tek aslolan, şu anı nasıl yaşadığımız. İnanmıyorsanız, sevdiklerini yitirmiş arkadaşlarınızla biraz sohbet etmeyi deneyin.
Photo by Wexor Tmg