Sosyal mecraları kullanmanın en temel psikolojik sebebi bireylerin “bağ kurma” ve yaratılan bu “bağı kuvvetlendirme” ihtiyacıdır. Sosyal Medya stratejilerinin temelinde “bağ kurma ve kurulan bağları kuvvetlendirme”nin yer alması bu sebeple kaçınılmazdır.
Photo:SocialGarden
Dijital stratejilerin temelinde, ticari amaçlar bulunur. Müşterilerin sorunlarını çözmek, onlara daha fazla fayda yaratan çözümler sunmak (mobil veya aplikasyonlar gibi) ya da ürün ve hizmetlere ulaşımın kolaylaşması bunlardan birkaçı.
Dijital Stratejileri kurgularken, dijital + sosyal stratejilerin bir uyum içerisinde ilerlemesi esastır. Bu iki konsept arasındaki farkı iyi anlamadığımızda, aralarında sinerji yaratmamız mümkün olmayacağı için doğru strateji ile ilerlemek mümkün olmaz.
Harvard Business School Profesörlerinden Mikolaj Jan Piskorski dijital stratejilerin başarısının sosyal stratejilerin başarısına bağlı olduğunu söyler. Piskorski’nin bir diğer tesbiti de sosyal mecralardaki bireylerin şirketlerle değil kişilerle bağ kurma ihtiyacı olduğudur.
Piskorski’nin araştırmasının bu sonucunu önemsiyorum, çünkü ister istemez bana şunu düşündürüyor: Madem bireyler kurumlarla bağ kurma derdinde değil, sosyal mecralarda bulunan kurumsal hesaplar kişileştirilmedikçe başarılı olmasını bekleyemeyiz. Yani kurumu oluşturan çalışanların bu mecralarda aktif rol alması gerek şarttır.
Günümüz kurum kültürlerinin bağnaz tutumları çalışanlarını sosyal mecraları kullanmak konusunda cesaretlendirmek ve çalışanlara bu mecraları daha iyi kullanmaları için yardımcı olmak [yani çalışanlarla bağ kurmalarını teşvik etmek] yerine, çalışanları kurallar ve yasalarla tehdit ederek korkutmayı tercih ediyor.
Sosyal Medya, kurallar zinciri değildir. Sosyal Mecralarda aktif olmayan yöneticilerin Sosyal Medya politikaları kurmasına izin vermek, tıp okumayan kişiye ameliyat yaptırmaktan farksızdır.
Şirketinizde Sosyal Mecralarda aktif ve başarılı olan çalışanları dinlemeniz, onların oluşturacakları organik sistemlere öncelik vermeniz daha faydalıdır. Y kuşağı ile nasıl çalışırım diye zorlanan yöneticiler için de onları anlamalarını sağlayacak iyi bir imkandır. Eğitime para vereceğinize, Y kuşağından bazı şeyleri dinleyip, öğrenmeyi deneyebiliriz, denemeliyiz.
MIT Sloan Management ve Capgemini Consulting dijital stratejilerin şart olduğunu ama çalışanların dijital süreçleri karmaşık ve yavaş bulduğunun altını çiziyor. Dijital stratejileri başarıyla uygulayan şirket liderleri:
(1) Vizyonu paylaşıyor
(2) Yol haritasını oluşturuyor ve “acil” yapılması gerektiği “hissini” yaratıyorbekliyor
(3) Organizasyonun her kademesine uygulama yetkisi veriyor
(4) Başarıyla uygulanması için ödül sistemleri kurguluyor
Harvard Profesörü Piskorski’nin 60 şirket üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu başarılı bir sosyal medya stratejisi geliştirenlerin 4 tip sosyal soruna odaklandığını görüyoruz.
Aşağıdaki şu 4 Soruna Çözüm Bulmak Gerekiyor:
1- Birbirini tanımayan kişilerin bağ kurmasına yardımcı olun
2- Birbirini tanımayan kişilerin birbirleriyle iletişime geçmesine destek olun
3- Dostların birbirleriyle irtibatta kalmasına imkan tanıyın
4- Dostların birbirleriyle bağlarını kuvvetlendirmesi için olanak sağlayın
Bu sorunlara çözüm bulurken şu ana prensiplerini hatırlayın:
- Ya maliyetleri düşür ya da
- Müşterilerin ürün/hizmetler için ödeme yapmayı kabul etmesini sağla.
Bu prensiplerin başarıya ulaşması için:
- Müşterilerin birbirleriyle bağ/ilişki kurmak-bağlarını kuvvetlendirmek ihtiyaçlarını gidermelerine yardım et
- Bu faydayı sağladığında da müşterilerin şirket adına ücretsiz bir hizmet vermeye gönüllü olmasını sağla
Yazması kolay, yapması daha zor olsa da başaranlar var.
Örneğin Starbucks.
Starbucks, önce, Digital’den sorumlu bir VP atıyor. (Yani pazarlamanın altına sıkıştırmıyor. Süreç sahibinin kim olduğu net.)
VP, Adam Brotman, önce tüm Starbucks’lara ücretsiz WI-FI hizmeti sağlıyor.
WI_FI ile bağlanan müşterilere başlangıç sayfası (landing page) ile karşılaşıyorlar.
Bu sayfada müşterilere The Economist gibi dergilerden ücretsiz içerik sağlanıyor ve buna benzer dijital içerik üretiliyor.
Starbucks, mobil ödeme sistemleri üzerinde şu an çalışmakta.
Tüm bu çalışmalar, Starbucks’ı müşteri ile farklı bir bağ kurmasına neden oluyor. Starbucks’ın hisse senetleri 2009 yılında $8 iken 2013 Temmuz’unda $73’e çıkıyor.
Böyle yani!
2 Comments
Yiğit Ahmet Kurt
Merhaba Fatmanur Hanım,
Taze bir örnek ile birlikte naçizane katkıda bulunmak istedim.
Sosyal mecraların önemi ve etkisi konusunda tüm kuşakların ortak kanaate vardığına eminim. Gücünü her geçen gün bir çok örneği ile görebiliyoruz. Dolayısıyla tüm taraflar bu güçten payına düşeni almak istiyor. Ama belirttiğiniz gibi sorun, sosyal mecralarda aktif olmayanların sosyal medya politikası yaratma noktasında ortaya çıkıyor. Buradaki (http://www.radikal.com.tr/politika/amasya_valiliginden_twitter_tepkisi_bizi_neden_takip_etmiyorsunuz-1168230) örnek mükemmel bir özet aslında. Ancak tek olmadığını biliyoruz. Çalışanlarına sosyal medya hesaplarının takip edilmesini zorunlu kılanlar içerisinde ülkenin “en kurumsal” şirketlerinden olanları da biliyorum. Hatta geçenlerde bir arkadaşım kendisine verilen hedefler içerisinde 1 haftada kurumunun sosyal mecra ürünlerinden birine en az 10 kullanıcı kazandırılması olduğunu söylediğinde karşılıklı gülüşümüz hüzün ile birleşmişti… Bir çok açıdan inanılmaz düşündürücüydü.
Bu nedenle bu yazınız çok değerli bence. Özellikle üst kuşaklara Y kuşağını kendi kuşaklarından dinlemek daha iyi gelecektir.
Selamlar,
Saygılar…
Fatmanur Erdogan
Merhabalar Ahmet,
Link için teşekkürler. En azından Amasya Valisinin takip edilmesi için birşey yapması gerektiğinin farkına vardığını tahmin ediyorum :)) Bu arada bizlere de özellikle bu yoğun ve boğucu gündemler içerisinde gülecek bir konu çıkıyor 🙂
Diğer örnek içinde teşekkürler. Düşüncecek çok şey var. Yeterki düşünelim. Kurumsal hayatlarda herşey hep acil olduğundan, düşünmeye en az vakti ayıranlar kurumsallar dersem pek yanlış olmaz sanırim…