Mimar bir anne “ingiliz dili ve edebiyatı” okumak isteyen kızına “Ne var yani, öğretmen mi olacaksın?” diyerek kızını öğretmen olmaktan ve istediği bölümde okuma fikrinden caydırdı. Mimar anneye göre öğretmenlik statüsü düşük, kızının toplumda itibar sahibi olabileceği bir meslek değildi. Zengin olabileceği bir meslek hiç değildi. Orta sınıf bir ailesi olan mimarın üst sınıfa geçebilme hırsı pek kuvvetliydi.
Orta ve orta üst sınıf ailelerde meslek seçimi büyük bir meseledir. Cünkü kaybedecekleri ve korumaları gereken çok şey vardır. Yapılan çalışmalar da özellikle üst orta sınıfta olanların statü endişelerinin diğerlerine nazaran çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Sir Ken Robinson’ın eğitim ve yaratıcılık alanında görüşlerini bilenler, eğitim sistemimiz ve değerlerimizi gelişmeye değil toptan dönüştürmeye ihtiyacımız olduğunu bilir. 15 yıl önce yukarıda bizzat şahit olduğum mimar anne’nin diyaloğuna benzer bir hikayeyi Ken Robinson’un muhteşem sunumunu dinleyerek hatırlayalım.
Günümüzde insanları “marka olmak” için eğitir olduk. Kendini gelecek nesilleri yetiştirmekle sorumlu hissedenler, “marka nasıl olunur” eğitimleri vermenin bir şekilde faydalı olduğunu düşünüyor. Bu konuda ki düşüncelerim bu profesyonellerden farklılaşıyor. Marka olmaktan önce insan olmayı, meşhur olmaktan önce etik değerlere sahip birer birey olmayı, zengin olmadan önce dürüst ve faydalı bir insan olabilmeyi de önermeyi tercih edeceğimiz günlerin geliyor olmasını ümid ediyorum. Başarı, ün, ünvan, zenginlik, bireyin kendi alanında yapacağı disiplinli çabalarının bir sonucudur…
Oğretmen olmanın tercih edilmediği ama her anne babanın çocuğunu en iyi öğretmenlerin eline bırakmayı tercih ederek, bu uğurda tonlarca fiyat ödemeyi göze aldığı bir çağda ne kadım bir tezattır hayatımız…
Subat ayında yapılan TedxReset’in ayakta alkışlanan tek konuşmacısı, Hacı Ormanoğlu oldu. O bir öğretmen. Coğumuzun artık çocuğumuza önermediği o mesleğe güç katan, gururla öğretmen olmaktan haz duyan bir toplum gönüllüsü Hacı Ormanoğlu. Elazığ’da yaptığı çalışmalar ve Goncalar Solmasın ismini verdiği dernek sayesinde 100’ün üzerinde çocuğa kitap okumayı ve mahalle arkadaşlığını aşılayan Ormanoğlu, elinde ki imkanların azlığından yakınmadan, kaynakları doğru amaçlar için kullanabilen bir öğretmen. Oğrencilerine resim yapmayı öğretebilmek için televizyon’dan resim derslerini dinleyerek öğrenmiş ve çocuklara öğretmiş bir öğretmen.
Siz sıradan saydığınız bir işi sıradışı yapabiliyor musunuz?
Kısaca Hacı Ormanoğlu’nu bir seyredelim.
Hacı Ormanoğlu gibi bir öğretmen mi olmak istersiniz? Mimar olmuş ama hayata at gözlüklerle bakan bir anne mi?
Fark Yaratmaktan bahsedip duruyoruz sürekli. Sirketler “fark yarat ya da öl” diyor. Bireyler “farklı olmak” için bir dolu takla atıyor. Oysa ben Hacı Ormanoğlu’nun TedxReset’de ki konuşmasında gördüm ki farklı olmak için takla atmaya gerek yok. Gereken, insan olduğumuzu hatırlamak, insanı ve hayatı sevmek, bildiğimizi paylaşmak ve içinde yaşadığımız topluma fayda yaratabilmek… Ve bunları yaparken, ünlü olmak, zengin olmak kaygısı taşımaksızın hareket edebilmek….
7 Comments
Sinan Ardaç
Etkileyici. Ilham verici. Düşündürücü. Sürükleyici.
Engin
Değer sistemi çökmüş toplumlar yükselebilir mi? Para kazanmanın herşeyden önemli kabul edildiği bir toplumda Hacı Ormanoğulları çoğalabilir mi?
Eda
gerçekten hayatta yaptığı işi küçümseyip yada bir mimar, öğretmen, mühendis yada vasıflı bir sıfatı olmadığı için burun kıvırılan insanların gelecekte ne zengin olduğunu bizzat görüp duyuyoruz.
farklı olmaki fark yaratmak insanın düşünce özgürlüğü ile ilgilidir diye düşünüyorum.
kerem
Doğrunun gerçekle birleştiği yerde, tüm gülümseyerek dimdik duruyor Hacı Ormanoğlu Hoca.. nasıl oluyorda unutabiliyoruz biz samimiyeti, gayret etmeyi, başaracağımıza inanmayı ve önce sevmekle başlanması gerektiğini…
Paylaşımın için teşekkürler Fatmanur…
Tam unutmak üzereyken tuttun beni…
kerem
Doğrunun gerçekle birleştiği yerde, gülümseyerek dimdik duruyor Hacı Ormanoğlu Hoca.. nasıl oluyorda unutabiliyoruz biz samimiyeti, gayret etmeyi, başaracağımıza inanmayı ve önce sevmekle başlanması gerektiğini…
Paylaşımın için teşekkürler Fatmanur…
Tam unutmak üzereyken tuttun beni…
Kadir Burnaz
Şahane bir yazı. Sonuç kısmı ise tam anlamıyla “birçok şeyin sebebini, sonucunu” ortaya koyuyor. Kendimizin ve etrafımızın hayatını daha güzel yapabiliriz, yapmalıyız…
Sevgiler…
Emir Rıfat Işık
Son günlerde okuduğum en etkili yazıların başında geliyor. Teşekkürler.