Hayatımın hiç bir döneminde doktor olmayı düşünmedim.
Çocukken “Büyüyünce ne olmak istersin?” diye sorduklarında ‘henüz bilmiyorum’ cevabını verirdim. Daha çocuk yaşlardan itibaren ‘geleceği’ düşünmeyi yani yarına odaklanmayı öğreniyoruz. Öyle ki daha hayat hakkında fazla bir şey bilmeden bir seçim yapmamız bekleniyor bizden…
Dünyaya ciddi anlamda açılmaya üniversite yıllarımda başladım. Her gittiğim ülkede yeni fikirler, farklı kişilikler, değişik hayatlar ve ilginç hikayelerle karşılaştım. Üniversitede kapitalizm üzerine yazdığım bir arguman’ın artık ateşli savunucusu değildim. Işletme fakültesindeki tezimi Japon Yönetim Sistemleri üzerine hazırlarken, dünyayı keşfetmekten ne kadar büyük haz aldığımı birkez daha farkettim.
Norveç’in fyord’ları hep çekmiştir beni. İş hayatıma dünya’nın en büyük petrokimya şirketlerinden bir tanesinde “Market Researcher” göreviyle başladım. Araştırma alanlarım Uruguay, Paraguay ve İsrail oldu. 13 kişiden oluşan departmanda aynı ülkeden iki kişi yoktu. Yeni dostlarım nezaket olsun diye benimle İngilizce konuşmuyorlardı yani. Ortak bir dile ihtiyaç vardı…İşte bu grup harikaydı.
İskandinavya’nın soğuklarına ara verip, Uzakdoğu’nun nemli sıcaklarına doğru yol almak isteğim, buradaki kültürleri anlamak ihtiyacımla birleşti. Hayat beni Norveç’ten Singapur’a sürükledi. Orada ilk önce bir Çinli, Koreli, Taiwan’lı, Singapurlu, Endonezyalı ve Malezyalıyı birbirinden nasıl ayırt edebileceğimi öğrendim. İsimler konusunda fazla sorun yoktu. Çoğu “Kim yada Lim”di zaten. Üstelik isimlerini söylemekten önce kartvizitlerini uzatıyorlardı. Uluslararası bir şirkette “Marketing Executive” olarak Hintli bir CEO ve Hong Kong’lu bir Pazarlama Direktörü ile çalıştım. 3 ırkın bir arada yaşadığı bu toplumda mücadele vermeyi gerçek anlamda öğrendim. Japonlar ile Çinliler arasındaki yönetim farklılıklarını ve Çinliler ile Türkler arasındaki benzerlikleri gördüm.
Biraz daha büyük oynamanın ve belki de okyanus’da surf yapmanın zamanı gelmişti. Kaliforniya bana kollarını açtı. Kendimi Amerika’nın en önemli ve en büyük Macintosh konferansı olan Mac Summit Konferansının organizasyonunda buldum. İlk olarak Apple Inc’in bir zamanlar CMO’su olan Guy Kawasaki’ye merhaba dedim. Dreamworks stüdyolarının yapımcıları, Dana Ashley gibi tasarım ve teknoloji dehalarının arasındaydım bir anda. O zamanlar bu gibi insanlarla tanışmanın öyle zor olmadığını bilmiyordum. Kumsalda otururken yanınızda Google.com’un kurucusunun bağdaş kurup sohbet etmeye başlayabileceği fikri pek yakın gelmiyordu. Oysa Tom Peters, Sergio Zyman, John Gray, Don Pepper, Martha Roggers, George Stephanapolis, Michael Douglas, Stephen Hawkins gibi alanında isim yapmış başarılı isimlerle bir araya gelmenin o kadar da ulaşılmaz olmadığını gördüm.
Singapur’da Internet’le haşır neşir olmanın sadece üst düzey yöneticilere ait olduğu bir ortamdan, “teknoloji hepimiz içindir” diyen açık bir anlayışa yolculuktu Amerika’daki hayatım. Kaliforniya’nın “Internet Boom” adı verilen dönemine ayak basmamla yeni bir öğrenim süreci de böylece başlamış oldu.
Oldukça başarılı geçen bir organizasyonun arkasından yeni bir iş teklifine ve okyanus kenarında, 365 günü güneşli olan bir hayata evet dedim. “International Marketing Manager” göreviyle dünyanın dört bir yanında ve çok çeşitli kültürlerle reklam ve pazarlama stratejileri geliştirmek muhteşem bir deneyimdi. Internet’in doğuş yeri olan üniversitelerden biri olan University of California’da aldığım pazarlama eğitimimin içeriğini de etrafımdaki insanların ve iş dünyasının etkisiyle e-commerce, web design ve graphic design olarak genişlettim.
Bu süre içerisinde işim gereği dünyanın dört bir ucunu dolaşmaya devam ettim. Yolculuklarımda dostlarıma hikayelerimi anlattım. Dedim ki, “İnanamıyorum!…Bir iki gün önce bir beyin fırtınası yaptık bir oturumda. Bunlar şortlu ve sandaletli iş insanlarıydı. Kravat takmıyor, ceket etek giymiyorlardı. İş yerlerinde deniz koltukları vardı. Evlerinin garajlarından küçük bir bilgisayarla çalışıyorlardı. Ertesi gün fikirlerini beğenen biri çıkıyor, öyle ki fikrinize yatırım yapmak istiyorum diyordu. Bir anda bir şirket kurulup, bir grup “Angel Investor” ve “Venture Capital” sermayesi ile hayata geçiyordu… Bir sene sonra şirket 200 kişinin çalıştığı bir yer oluyordu. “Satışlar nasıl?” diyordum. “Henüz hiç satmadı.” diyorlardı. Muhteşem bir döngüydü bu. Diğer bir şirket “Satışlar çok ama kara geçemedik diyordu.” Dostum diyorum, burada hayat çok hızlı gidiyor. Öyle hızlı ki deniz, kum ve güneş olmasa bu hızda yaşamak pek mümkün olmazdı!
Bu arada öğrendiğim software programları her altı ayda bir ‘upgrade’ oluyordu. Oysa ben daha yeni öğrenmiştim bir önceki versiyonu kullanmayı! Yani daha adapte olmaya ve alışmaya zaman bile olmuyordu ki versiyon değişiyordu. Buradaki döngü, dünyanın hiç bir yerinde hissetmediğiniz kadar hızlıydı. Öyle ki eğer bu hız başınızı döndürmüyorsa, oradaki hayatın içinde olmadığınız söylenebilirdi.
Bu baş dönmesi yerini birkaç yıllık oturaklı bir e-biz dönemine bıraktı. Heyecan yerini iki kere düşünerek iş kurma ve daha tutucu yatırım yapma devresine çoktan bırakmıştı. Amerika’nın bu durgunluk döneminde, daha hareketli bir ortama atlamanın da benim için zamanı gelmişti…
Türkiye’ye döndüğümde kuralsız bir toplum düzeni ile karşılaştım. Arabayla Bodrum’a doğru yol alırken trafik kuralına uyduğum için camını şiddetle aşağı indiren bir sürücünün nazik sözlerine maruz kaldım. Haklıydı. Önemli olan toplumun oluşturduğu sistematikdi belkide. Yazılı olan kurallar değil. Kuralsız bir ortamın içerisinde oluşturulmuş bir sistem vardı. Alışılması, öğrenilmesi ve değiştirilmesi gereken.
‘Büyüyünce Ne Olmak İstersin?’ sorusunun cevabı “uluslararasılığı aşılayan bir elçi olmak” olarak ifade buldu bende.
Okura Not: Büyüyünce ne olmak istiyorsun sorusunun cevabını 2010 yılında “insanların daha iyi, daha kaliteli bir yaşam sürmesine katkıda bulunmak” olarak revize ettim.
31 Comments
pınar çağan
hem kariyer hem de hayata dair en çok faydalandığım blog.
Büşra TANRIVERDİ
Sadece faydalanabileceğiniz değil, kendinizi eğitebileceğiniz bir blog. Başarılar.
Gülşah Güven
Doğu Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaretinizden sonra, vizyonumun bütünüyle değiştiğini itiraf etmeliyim.Anlamlı önerileriniz için tekrar tekrar teşekkürler.
Gülşah Güven
Mehmet Alkan
son uc yildir bir suru sirketten bir dolu yonetici gelip seminer veriyor. sunum yapiyor. hic birinin sunumundan sizin ki kadar etkilenmedim. yaydiginiz enerjiye hayran kaldim. sadece degil ama tum katilimcilar sizden buyuk bir ilham aldi. bu yuzden tesekkur ederim. bize ilham verdiniz ve ufkumuzu genislettiniz.
saygilarimla,
filiz bahar
fatmanur hanım öncelikle sizin sıkı takipçilerinizdenim.NAsıl takip etmeyeyimki..:)Sizin gibi hem kariyerinizin doruk noktasında hem de hayatın.Hayatın diyorum çünkü her anın tadını her şekilde çıkabiliyorsunuz.En hayran olduğum noktada bu..Tebriikleeer…Yazılarınızın devamını bekliyoruz….
semra öztekin
merhabalar Fatmanur hanım ben yeni takipçinizim.isterdim ki sizleri daha erken farketmiş olsaydım… Hayatta dair görüşleriniz ve kariyeniz örnek alacagım.Çok başarılı iş kadınısınız kariyerim için sizi kendime örnek alacağım.sizleri seviyorumm..
Saygılarımla…
Hatice Özbağkıran
Bu Kariyer Bloğu sayfası tesadüfen karşıma çıktı, biz buna aslında tevafuk diyoruz, çünkü artık içim içime sığmıyor birşeyler yapmam gerektiği konusunda hep bir araştırma içindeydim. Ne yapacağım nasıl yapacağım derken sizin sitenizle karşılaştım ve yazılarınızı okudukça ve bazı videoları da izledikçe içim daha da coştu. 51 yaşındayım, emekliyim ama evde oturmak hiç bana göre değil, bana o kadar cesaret verdinizki. Yazılarınızı hatta üniversitede okuyan yeğenlerime bile gönderdim.
Yüreğinize, aklınıza ve kaleminize sağlık.
Gençler beni hep umutlandırmıştır.
Sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim
gloria doors
Bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz
nilgün yetiş
müthiş bir kariyer hikayesi… hikayenizi bizimle de paylaşup ilham olduğunuz için teşekkürler Fatma Nur Hn…
Abdurrahman Tüfekçi
Gerçekten azimli ve başarılısın çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum…Cici bak kendine..
Ali Yılmaz
Merhaba Fatmanur Hanım,
Size yeni bir girişim olan İşkolig hakkında yazıyoruz.
http://www.iskolig.com altında açılan web sitemiz çalışanaların anonim olarak maaşlarını paylaşabildikleri bir platform. Global olarak başırılı örnekleri olan sitenin Türkiye’deki bir versiyonudur.
Sitede çalışanlar mevcut veya önceki işlerine dair maaş, yan hak, şirketlerine dair yorumları ve ofis ortamına dair fotoğrafları isim, soy isim ve şirket e-posta adresi vermeden paylaşabiliyorlar. Paylaşımlar kontrol edildikten sonra sitemizde maaş skalası olarak yayınlanıyor.
Ayrıca sitede işkolog (işkolig blog) adını verdiğimiz bir blog bölümü var. burada sizin de siteniz de yazdığınız gibi kariyer tavsiyelerinde bulunuyoruz.
Sitemiz çok yakın zaman içerisinde açıldı. Şu ana kadar aktif duyurusu hiç yapılmadı. Buna rağmen, tahminimizden fazla sayıda bilgi toplamayı başardık.
Sizin için de uygun olursa, işkolig’in tanıtımı konusunda blog’unuz da bir yazı paylaşma durumu olur mu diye sormak istedik? Eğer, sizin için de uygun olursa bir brief yazı da gönderebiliriz.
Ayrıca, işkolog içerisinde konuk yazar olarak yazılarınızı yayınlamamızı ve sitenize yönlendirme yapmamızı ister misiniz?
Saygılarımızla.
Halide Öztürk
Ne güzel ne samimi bir insansınız .Bizlere verdiğiniz ilham için teşekkürler.
Nursel Karasu
Merhabalar Fatma Hanım,,
Yazılarınızı okumak bana çok keyif veriyor..Bir o kadar da zamanımı boşa geçirmiş olduğumu hissettiriyor..Keşkeleri hayatımdan atma çabası içindeyken…keşkeler yine önüme çıkmaya başladı..
Gecikmeli de olsa kariyer yolculuğuma hız kazandırma kararı aldırdığınızdan dolayı size teşekkür borçluyum..
N Karasu
İK DANIŞMANI
Fuat Dipova
Merhabalar,
Yazılarınızı okumamak ve desteklememek elde değil doğrusu. Başarılarınızın devamını dilerim.
F.Dipova
Eğitim Danışmanı
B.Yılmaz
wow:) ben de bundan olmak istiyorum :)))
attila bilge
ben yaşamınızı bu yazıların çerçevesinde yaşadığınızı çok fazla düşünmüyorum süslü sözlerle sizi onura etmek isterdim yaşamınızda sadece başarılar
Fikret Dadaş
http://www.haberte.com/hayatimin-hic-bir-doneminde-doktor-olmayi-dusunmedim-makale,284.html
yazılarınız zevkle okunuyor, çok içten, dolu, akıcı ve geçlere yol gösterici..
Mert Kuyumcu
Fatmanur Hanım,
Sanırım tam anlamıyla bugün keşfettim blogunuzu. Detaylı, anlaşılır, özellikle linkleri vermekten kaçınmayan ve samimi buldum sizi.
Kariyeriniz çok dikkatimi çekti ve ben de yakın zamanda yurt dışına çıkıyor olacağım. Sizinle irtibata (linkedin) geçmeyi çok isterim.
Sevgiler,
Mert
Hale ALAN
Her zaman yaşanmışlıklarla beslenmiş tecrübeler insanları zirvelere taşır. Yazılarınıza hak vermemek ve desteklememek mümkün değil. Hepsi çok faydalı. ellerinize sağlık…
Derya Özcan
Harika ifade etmişsiniz Fatmanur Hanım. Ba-yıl-dım. Bu aşıdan istiyorum ben. Sizinle tanışmak, deneyim ve bilginizden faydalanmayı da çok istiyorum. Lütfen bana yazın. Tam ihtiyacım olduğu anda çıktınız karşıma. Sevgiler, selamlar.
Nilüfer Koçyiğit
Fatmanur Hanım merhaba,
Sürekli takip ettiğim bloğunuzla ve harika yazılarınızla hep başarılı olacağınızı bilenlerdenim ve takipteyim..
Optimist Kitap‘tan çıkan “Beyaz Yakalı Girişimci (Girişimci Hayata Yumuşak Geçiş)” adlı kitabınızı en kısa zamanda alacağım ve okuduktan sonra da yorumlarımı sizinle paylaşacağım. Yazılarınızın, kitaplarınızın ve başarılarınızın devamını dilerim. Tebrik ederim kitabınızı ayrıca, ellerinize sağlık:)
Fatmanur Erdogan
Beyaz Yakali Girisimci kitabimi hem amazon hem de seslenen kitap sitesinden benim seslendirmemle okuyabilir-dinleyebilirsiniz.
http://www.seslenenkitap.com/Urun/9/Beyaz-Yakali-Girisimci
ALİ SARIKAYA
Fatmanur Hanım Merhaba…
Sizi 09.08.2014 tarihi akşamı saat 22:00 civarında TRT3 programında bir söyleşide rastgele bir TV ararken dikkatimi çeken konuşma aksanınız ile tanıma fırsatım oldu.Bana göre iyi de bir fırsat denilebilir.Sizi tanımama yardım etti.Bugün de sayfanızdayım.İnsanların kalıplaşmış hayatlarından bir nefes bile olsa dışarı çıkıp kendilerini tanımaya çalışmalarını öğrenmek için sizi takip edeceğim.Saygılarımla
Özer Yıldırım
Merhaba Fatmanur hanın,
“Beyaz Yakalı Girişimci” kitabınızı okudum. Inanınki iki gün içinde bitirdim. Bu yazıyı yazmadan 5 dak önce tamamladım. Kitabınız samimi-enerjik yazılmış. Özelliklede, sayfa sayısı ideal bir seçim olmuş. Teşekkürler…
Fatmanur Erdogan
Tesekkur ederim Ozer.
Levent San
Bu yazıyı post etmeniz için değil, bir instagram hesabınız olup olmadığını merak ettiğim için gönderiyorum
tuğçe aydemir
Henüz bugün istanbul üniversitesinde ilk defa sizi dinleme şansını yakaladım ve hemen blog adresinizden sizi araştırdım gercekten üniversite ögrencilerine ilham verecek bir başarı hikayeniz var coğu ögrencinin icinde girişimcilik ruhu olsa da cesaret icin bir kıvılcım bekliyordur ve sizin hikayeniz belki de o kıvılcımı yeniden alevlendirecek burada kendi başarınızi paylastiginiz icin cok tesekkurler bende umarım sizin gibi hedeflerimi gerceklestirebilmek icin koşacagım cabalacagim başarılarınızın devamını diliyorum
Fatmanur Erdogan
Cok sagol Tugce. Sevgiler.
Emrah UĞURLU
Bloğunuz ile araştırma içindeyken rastgeldim ve bana faydalı olabilecek konular buldum dahada bulacağıma inanıyorum teşekkür ederim
Fatmanur Erdogan
Tesekkur ederim Emre…
MELTEM ÇELENER
Bir kez konuşmasını dinledim . İçerik gerçekten çok çok başarılıydı…Zaten çok güzel Fatma Nur Erdoğan… Dünyaya gönderilmiş ‘elçi’gibi geldi Bana ..İlk izlenimlerim böyle oldu.. Şimdi blogu da takip etmeye ve yazıları da kacırmadan okumaya başladım…çok öğretici …eğitici .. yönlendirici …kısa ..öz ve net….teşekkür ederiz Fatma Nur Erdoğan…iyi ki tanıştım ……sevgilerimle