kariyeryolculugu.com Günümüzde Sosyal Mecraları kullanmak bir hayat tarzı. Davranışlarımız online alışkanlıklarımızla birlikte tamamen değişti. Bu değişime direnmek pek akıl karı değil. Bu değişime sadece seyirci kalmak ve onu yazılan, çizilen, söylenenlerle anlamak, anlatmak hızla değişen bir toplumu anlamaktan gitgide uzaklaşmakla eşdeğer. Katılımcı olduğunuzda, faydalarının zararlarının çok daha üzerinde olduğunu kendiniz farkedeceksiniz.
Sosyal Mecra’lar her ne kadar bireyleri yanlızlaştırıyor dense de, yanlızlık duygularını da bir yerde azaltıyor. Türkiye en fazla Facebook’u kullandığından oradan bir örnek verecek olursak: Anlık duygu ve düşüncelerini paylaşan arkadaşlarınızın sayısına bir bakmanızı öneriyorum. Bir çok kullanıcı varlığının duyulması, hissedilmesi, anlaşılması ya da takdir edilmesi için bir dolu paylaşımlarda bulunuyor. Bunu bilinçli ya da bilinçsiz (anlık duygu, düşünce ve planlarını paylaşma sebebplerini tam olarak bilememe durumu) olarak yapabiliyor.
Eger kisisel ya da profesyonel iş hedeflerinizi bu mecralarda duyurma eğiliminde olanlardansanız, sizi bu 15 dakikalık videoyu seyretmeye davet ediyorum. Derek Sivers, yapılan araştırmalarda kişisel tatmin duygusunu yükseklten bu durumun hedeflerin gerçekleştirilmesinde zorlayıcı bir etken olduğunu savunuyor. Beynin söyleneni “yapılmış, bitmiş, olmuş” olarak görme eğilimi olduğundan hedefin gerçekleşmesini ötelediğinden bahsediyor.
Sosyal Mecralara her türlü duygu, düşünce ve hedeflerimizi aktarırken, bir kez daha düşünelim.
One Comment
Betul
Yazınızı okuduktan hemen sonra aklıma dün yakın bir arkadaşımla sosyal mecralar hakkında yaptığımız sohbet geldi.
Ciddi anlamda neredeyse hergün facebook profiline ya da twitter’ına giren, anlık durumlarını paylaşan yüzlerce insan var etrafımızda. Bu yaşanan patlamanın yani anlık duyguların, düşüncelerin normalden fazla bir şekilde paylaşmanın birçok faktöre bağlı olduğunu düşünüyorum.
Yazınızda da değindiğiniz üzere “online mecralar” bir taraftan bizi yalnızlaştırıyor gibi gözükse de bu mecralardan aradığımız ya da beklediğimiz “kişisel tatmin” düzeylerini de gündeme getirmek gerekiyor. Yani aslında olayı farklı bir boyuta taşımış oluyoruz.
Yazdığınız iletinin bolca yorum alması, beğenilmesi ya da paylaşılması hem “kişisel tatmini artırıcı etkiye” sahip hem de arkadaşlarınız tarafından “takip edildiğinizi”, “onaylandığınızı” ve ambiane bir tabirle kaale alındığınızı gösteriyor. Yani online mecradaki arkadaşlar bu durumu aynen bu şekilde yorumlamakta..
Ana konu üzerine yoğunlaşırsak aslında araştırmaların standart sapmasının çok da yüksek olmadığını düşünmekteyim.
Video ve yazı için çok teşekkürler..