Henüz şirketlerin bir çoğunun e-ticaretten sınıfta kaldığını söylememiz pek de yanlış olmaz. Gözlemlediğim kadarıyla e-ticareti anlayan ve en iyi uygulayanlar gençler, genç yönetimler, ruhu genç olanlar ve trendleri takip edebilme yetisine sahip olanlar. Örneğin Nevzat Aydın bunlara güzel bir örnek. Yemeksepeti.com ile e-ticaretin dokusunu değiştirdi. Bir de geleneksel şirketlere bakalım. Örneğin Koç grubu şirketlerinden Migros’un www.kangurum.com.tr gibi ilginç bir denemesi var yıllardır dönüştürmekte geciktirdiği…
Sabah gazetesinde bugün kozmetik sektörünün Hong Kong merkezli Strawberrynet.com şirketine ateş püskürten açıklamaları var. Ateş püskürtmelerinin sebebi, şirketin Türkiye’den sipariş cirosunun Türkiye’nin toplam sektör cirosunu tek başına alt etmiş olması. Kurumsal Iletişim, yani kendi uzmanlık alanımdan konuya baktığımda, sektörün kendi kendisini bu PR çalışmasıyla ayağından vurduğunu söylemeden edemiyorum. Böyle ciddi bir hatanın yapılabilmesi akıl almıyor ama neden böyle bir PR’ın çıkmış olduğunu da çok iyi tahmin ediyorum. Şeref Oğuz’un yorumları ise tam yerinde.
Strawberrynet.com şirketini yerden yere vuran Tekin Acar, Erkul Kozmetik ve diğer sektör üyeleri belki de şuna dikkat etmeli: ithal et-sat mantığından uzaklaşmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Sektöre yatırım sadece fiziksel dükkanlarla sınırlı değil. Sanal dünya, tüm hayat döngüsünü değiştirdi. Gelecekte, daha fazla insan ofis ortamına gitmeden çalışıyor olacak. Daha fazla insan hayatını online olarak geçiriyor. Satın alma alışkanlıkları, okuma-öğrenme alışkanlıkları, arkadaş edinme, paylaşma alışkanlıkları iletişim araçları sayesinde büyük bir dönüşüm yaşadı. Türkiye’de bu dönüşümü son 5 yıldır yakalamış durumda. Birçok sektörde aynı şeyi görüyorum. Geleneksel olana bağlılıktan kurtulamama sendromu adını veriyorum buna. Sorun üst yönetimlerin gelişen teknoljilerden uzak olması, ve ona yakın olanlardan öğrenmekte direnç göstermesi olabilir mi? Yeniliklere bu derece açık bir genç kesim ile gelişen Internet teknolojilerindeki yeniliklere daha uzak olan yönetimler Türkiye’nin inovasyon atağında öne çıkmasına engel olabilir mi?
Örneğin, Türk kozmetik sektörü son 10 yılda ne geliştirdi? Ne değiştirdi? Inovasyon bu sektör içinde geçerli mi?
Kozmetik sektörü, girişimci, yeniliklerden anlayan, eğitimli ve fırsatlar için can atan bir dolu gence ulaşmayı denese fena mı olur? Strawberrynet.com gibi şirketleri yerden yere vurmaktansa onlardan daha yenilikçi ve girişimci atılımlarla dünyaya kendini göstermeyi hedef alsa nasıl olur? Örneğin, Hong Kong gazetelerinde “Tekin Acar bizi alt ediyor” haberini görselerdi acaba sevinmezler miydi?
Bakış açımız bizi ya ilerletiyor ya da deviriyor.


