İster İcra Kurulu toplantı masaları olsun, ister proje grubu toplantıları olsun, kendi konusu olmayan işlerde sessiz kalma sendromu oldukça yaygın. Sessiz kalmanın ardında birkaç sebep yatıyor. Bunlardan biri, eğer sen benim işime balta vurursan ben de seninkine balta vururum anlayışının hakim olmasıdır. Bir diğer sebebi, kariyer güvencesi sağlamak için ete süte karışmamak, ama kendine dair bir konuda da destek bulamadığında şaşırıp kalmak.
Sessizliği bozmak bilmediğiniz bir konuda fikir atmak da değil. Örneğin teknik konularda, işe hakim olmayanların genelde yorum yapması kolay değilken, iş sosyal bilimleri ilgilendiriyorsa, genelde herkesin içgüdüsel olarak söyleyeceği bir sözü ve yorumu vardır. Sessizliği bozmak ve bilgiye dayalı olmayan yorumlarda ısrarcı olmak soruna yol açabildiğinden, veriye dayalı ya da çok güçlü bir sebebiniz olmadan sadece konuşmuş olmak için sessizliği bozmak da fayda sağlamayacaktır.
İnandığınız Konularda Sessizliği Nasıl Bozarsınız?
Grup içerisinde inandığınız, yanlış olduğunu bildiğiniz, etik olmadığını düşündüğünüz konularda konuşamamanızın ardında korkularınızın ve kaygılarınızın yattığını varsayalım. Bu korkulardan bazısı grubun hakkınızda ne düşüneceği olabilir, işinizden olmak olabilir, başkalarının ayağına basacağınızı düşündüğünüzden kişinin alanına girmek istememe olabilir. Liste uzar gider.
Hayatınızda yaptığınız işlerde ne kadar başarı ya da başarısızlık elde ettiğiniz de tüm bu korkularınızı tetikler. Başarı ve başarısızlık deneyimlerinizi beyninizde bir şekilde hesaplarsınız. Bilinçli olmasa da bilinçaltınız bunu yapar.
Daha fazla başarılı olduğunuzda, kariyerinizde de daha güçlü bir hale geldiyseniz, daha güvenli hissedersiniz. Bu durumlarda serotonin seviyeniz yükseliyor ve daha sakinleşiyorsunuz. O zaman etrafınızın daha az tehlikeli olduğunu düşünüyorsunuz.
Ama istediğiniz şeyler olmadığında, tehlike hissediyor ve bu durumları da hafızanıza kaydediyorsunuz. Eğer geçmiş deneyimlerinizde hata yaptığınız zamanlar başarılı olduğunuz zamanlardan daha fazlaysa, beyniniz bedeninizi sürekli tehlike moduna sokuyor. Bu da hareketinizi kısıtlıyor.
Geçmişinizde yaşadığınız tecrübeler sizi bu şekilde sessizliğe itiyorsa, geçmişte yaşadığınız hataların nerelerden kaynaklandığını net olarak ortaya koymak geçmişinizden kurtulup, gelecekteki davranışlarınıza özgürlük vermenizi sağlar. Net olarak diyorum çünkü üstün körü değil, konuları kendinize dürüstçe itiraf edene kadar sizi rahatsız hissettiren olayları deşmeniz gerekiyor.
Bu çalışmamı James Pennybaker’in araştırma ve uygulamalarına dayalı olarak yapıyorum. Pennybaker, bu egzersizlerin sonucunda bireylerin kısa dönemde iyi hissetmediklerini hatta çok daha kötü hissettiklerini ancak yazdıkları olumsuz hikayeyi ifade etmekte kazandıkları yetkinlik ve bilinç sayesindeuzun dönemde çok daha sağlıklı olduklarını görüyor. Bedenleri daha az kortizol üretiyor, kortizol bağışıklık sistemini baskılıyor ve daha sakin ve güvenli hissetmeye başlıyorlar.
Bir danışmanla çalışma yapabilecek noktada değilseniz, bu egzersizi kendi başınıza yapmayı deneyin.