İş dünyasının bir dolu çalışanı günümüzde teknolojiyi takip etmekte zorlanıyor. Email kullanamayan çalışanlardan tutunda teknoloji gençler içindir diyen zihniyetlere rastlamak mümkün.
Hayatımın en önemli insanlarından biri 78 yaşında. Kendisi teknolojiyi 20’liklerden daha iyi takip ediyor ve kullanıyor. Teknik servis’lerin çözemediği konuları kendisi çözümleyebiliyor. Üstelik kendisi bir girişimci, işletme ve hukuk eğitimi almış biri. Yani, bilgisayar mühendisi ya da teknik bir geçmişi yok.
Öğrenmenin yaşı var mıdır sorusuna en iyi cevap bu örnektir diye düşünüyorum. Öğrenme, yaşa bakmaz. Değişimde yaşa bakmaz. Her insan değişebilir. Her insan öğrenebilir. Sadece tek bir gerek şart var. Değişmeyi ve öğrenmeyi istemek.
Her görüşümüzün, düşüncemizin ve davranışımızın değişmesi gerekmiyor elbet. Her insanın hayatta bir duruşu var. Bu duruş-büyütmek ve geliştirmek istediğimiz duruş- bize hangi konularda değişmek, hangi konularda gelişmek istediğimizi gösteriyor.
Kişisel bir gözlemim var benim. Bu güne kadar kim değişime çok açık olduğunu söylediyse, değişimi getirmek istediğini söylediyse, kendi istediği yönde değişim olduğu sürece değişime açık olduklarını gözlemledim. Yani belki de her birimiz değişime biraz kapalıyız, kendi isteklerimiz olmadığı sürece. Bana çocukları hatırlatıyor bu durum… Şeker isteyip annesi almadığında ağlayan çocuklar hesabıyız her birimiz.
Alain de Botton’un bu konuşmasını tekrar tekrar izleyin, bu blogdaki açıklama yazısını okuyun…ta ki her cümlesini gerçekten anlayana, özümseyene kadar.
6 Comments
Nihat Solmaz
Öğrenmenin yaşı yok ama, öğrenme isteğinin yaşı var galiba.
Öğrenme isteğinin, büyük oranda ihtiyaçtan kaynaklandığını düşünüyorum. 18 yaşlarında bir gençle, 50 yaşlarında birinin öğrenme ihtiyacı aynı boyutta değildir.
Aslı
Öğrenmenin yaşı yoktur ve dediğiniz gibi insan hazır olduğu şeyleri öğrenmek ister. öğrenme ihtiyacı da her yaşta değişiktir. kişiden kişiye de değisir. 20sinde az öğrenen de var çok öğrenende. 70inde öğrenende öğrenmeyende.
Didier Deschamps
Cette nouvelle direction implique elle aussi un départ de Tamrirt. Vers Tin Kani la nature en impose au voyageur et le gigantisme des rochers qu’on longe en chemin est impressionnant. On y croisera de nouveau le cyprès du tassili. De là, on peut également décider de s’orienter vers un plateau de roches noires : Jabbaren. La visite des peintures polychromes permettra d’apprécier l’évolution des techniques depuis les débuts de l’art pariétal. Pendant la descente, de Jabbaren vers Akba Aroum, les yeux seront ravis de se poser sur les sables blancs de l’Erg Admer.
Une variante intéressante exigeant un saut à partir de Jabbaren, permettrait de ne pas rater les peintures rupestres de Aourhad. Un campement à Jabbaren est dans ce cas obligatoire.
Özhan
Okuyana kendini ve çevresini sorgulamasını sağlayan çok güzel bir makale.
Benim görüşüm:
İnsanlar ihtiyaç duymadığı şeyleri öğrenmek istemez. Ancak bazen öğrenmek istemediğimiz şeyleri de farkında olmadan, sadece zorunlu ihtiyaç olduğu için öğreniriz. Öyleyse öğrenme ihtiyaçtan doğar. Öğrenme; insanın temel ihtiyacıdır. Öğrenmeyi bırakmak,değişime ayak uydurmamak sonu kabullenmektir. Bu şekilde son size gelmemiş, siz ona gitmiş olursunuz. Diğer yandan; eğer karşınızdaki kişi bu hayattan henüz vazgeçmemiş ve bu hayatta öğreneceği şeyleri paylaşabileceği, kendine fayda sağlayabileceği bir platform varsa, akıl sağlığı da yerindeyse öğrenme isteği ve ihtiyacı hiç bitmez. Kanımca bu durum, daha çok saygınlık ihtiyacını karşılamakla ilgilidir.
Serap Temel
Sevgili Fatmanur,
Yazilariniz ilham veriyor, dusunduruyor, sorgulatiyor. En onemlisi goruyorum ki hayatinizda “ayni” olmak icin yaratilmamissiniz. 25 yillik is yasantimda fark ettim ki sizin gibi kisiler yeniliyor, degistiriyor, gelistiriyor. Sizin gibi olmayanlar statukoyu koruyor, korumak icin caba harciyor. Size omrunuz boyunca basarili bir hayat diliyorum. Uretmeye, faydali olmaya devam edin. Sizi seviyoruz.
Serap Temel
Murat
Öğrenmenin yaşı yoktur derler ama hic bir sey öğrenmek içinde çaba göstermeyiz malesef..