Iş dünyasının reforma, iş anlayışının günümüz şartlarıyla entegre olmaya ihtiyacı var.
Neden mi?
Cünkü sorunlara yarabandı çözümler getirmekle meşgul iş dünyasına yeni yetenekler, sürekli gelişimi körükleyen yönetimler 10 numara büyük geliyor.
Gelişimi takip edemeyenler, dünyadan bir haber ilerleyenler ve dünün bilgi ve yöntemleriyle geleceği yaratabileceğini düşünenler, bu ülkenin gelişmesinin önünde ki en önemli engellerdir.
Abartılı mı oldu dersiniz?
Türkçemizi zorla Türkçe konuşarak koruyabileceğimize inanan bir zihniyet nasıl gelişebilir? Internet Türkiye’de gelişseydi, tüm dünya Internet’e biz ne ismi verseydik, onu vermezmiydi?. O noktaya gelene kadar, başkalarının bulduğu kelimeleri ya aynen kullanarak ya da bir Türkçe tercümesi bularak hareket etmeye devam edeceğiz.
Değişimin yönünü körükleyenler artık genç beyinler. Büyüklerin yetersiz kaldıklarını hissettiren, farkettiren ve gizliden gizliye çoğunu korkutan genç beyinler.
Türkiye inovasyon’a, yeniliğe ve yenilikçiliğe seyir kalan değil, onu yönlendiren olmak istiyorsa, değişmek ve değiştirmek durumundadır. Hızın bir numara olduğu bir dönemde, değişime direnen ve değişemeyen anlayışlar, sadece bu toplumu değil ama aynı zamanda kurumların bunca yıl başarıyla sürdürdükleri serüvenlerini de geriletmekteler.
Calışan bağlılığını yaratmaya çalışanlar, çalışanların bağlılık değil, özgürlük istediklerini anlamaktan çok uzaklar.
Bağlılık değil yaratmanız gereken: Karar alabilme özgürlüğü, yaratabilme özgürlüğü, üst-ast hiyerarşi korkusuyla değil şirket çıkarlarını gözeterek güvene dayalı hareket edebilme görgüsüdür geliştirmemiz gereken.
Yaratmak, özgür düşünceyi, özgür hareketi ve cesaretlendiren davranışları şart koşar.
Umuyorum, yaratıcı beyinler ve gelişimi tercih edenler, bağımsız düşünebilme yetilerini her zaman yanlarında taşırlar. Boyun eğerek değil, inandıkları doğrultusunda yürüme cesareti göstererek ilerlerler.
Geçmişin doğruları, geleceğin gerçekleri değildir. Oyle değil mi?
Bakın, The Huffington Post’un patroniçesi 3 dakikalık konuşmasında ne kadar tatlı meydan okumuş… Hepimize değişimle barışık günler ümid ediyorum.