About the author

Related Articles

14 Comments

  1. 1

    ebru

    Gerçekler doğrunun düşmanıdır. (Don Kişot)

    Sayın Hocam,

    Yazınızda belirttiğiniz pek çok tavsiyeye katılmakla birlikte, genç bir hukukçu olarak rahatsızlık duyduğum bir hususu belirtmeden edemeyeceğim.

    Türk Hukuk Şirketleri’nin uluslararası seviyeye ulaşması BİZ GENÇ HUKUKÇULARA PEK YARAMADI. Yeni mezunların ya da 1-2 yıllık iş tecrübesi olanların hukuk dünyasında karşılaştıkları durumdan bahsediyorum: İyi üniversitelerden mezun, dil bilen ve uzmanlaşmanın önemini anlamış genç hukukçular, büyük rağbet gören hukuk şirketlerinde sadece çevirmen olarak çalışıyorlar. Bu insanlara uzun süre inisiyatif verilmiyor. Böylece “nitelikli hukukçu olmaya aday” diyebileceğimiz bu insanlar üretme kabiliyetini edinmek veya geliştirmek bir yana, bir süre sonra adeta “mankurtlaşıyor” , bir şeyler üretme isteği bile duymuyor. Burada üretmekten kastım, olayı anlama ve çözüm sunabilme yeteneği.

    Bir örnek vereyim; Büyük hukuk şirketlerinden birinde 4 yıl boyunca sadece çevirmenlik yapmış olan bir arkadaş, borca aykırılık ve haksız fiil arasındaki farkı Türkçe veya İngilizce olarak ifade edemiyordu. Bir diğeri; “çeviri yapmaya o kadar alıştım ki okuduğum gazeteyi bile anlamaya çalışmak yerine zihnimde İngilizceye çeviriyorum.” diyor.

    Dolayısıyla yazınızda belirttiğiniz “belli bir alanda uzmanlaşma”, şimdi moda olan büyük hukuk şirketlerinde çalışan genç hukukçularda “belli bir alanda İNGİLİZCE çeviri yapabilme yeteneği” olarak karşımıza çıkıyor.

    Bu tecrübeler için siz de pek çok mentor gibi “kişinin kendisini geliştirmesi çok önemli” diyebilirsiniz, ama bu durum biz genç hukukçular için “yel değirmenlerine karşı savaşmak” anlamına gelir. Üst düzeydekilerin gençlerin mesleki bilgisinden daha fazla yararlanmaları ve onları bu yönde teşvik etmeleri herhalde sadece rekabeti körükler. Ve sizin çok daha iyi bildiğiniz gibi, Rekabet kötü bir şey değildir.

    İyi dileklerimle ve Saygılarımla

    Reply
  2. 2

    Prof. Dr. Yilmaz Aslan

    Bu genç arkadaşımız, çok doğru bir noktaya değinmiş, yabancı hukuk büroları ve bazı bir iki türk büro da böyle.

    Bunun sebebi şudur; bu bürolar yurt dışından aldıkları know-how’ı olduğu gibi burada uygularlar, bunun değişmesine de izin vermezler. Böyle bir çalışma zaman alır, onların işini adeta konfeksiyon gibi düşünebiliriz.

    Bir de butik bürolar var, oralarda yaratıcılık kişisel beceriler ve bilgi birikimi, çalışkanlık ve üretkenlik çok daha ön plana çıkıyor.

    Ben mevcut durumu yazdım, bu çok iyidir vs demedim zaten. Ama durum bu, tüm sakıncalarına rağmen genç arkadaşlarımız da nedense (?) o büroları tercih ediyorlar, maaşlar dolarla diyorlar, plazalarda, daha şık ortamlarda çalışmak istiyoruz, mahkemeye gitmek istemiyoruz, danışman avukat olmak istiyoruz diyorlar. Bence adliye tozu yutmadan avukat olmak, önemli bir eksikliktir. Adliyelerin de (dava avukatlığının) önemli tecrübeler kattığını düşünüyorum.

    Reply
  3. 3

    Hasan

    Ebru Hanım
    Ben büyük hukuk şirketlerinden birinde çalışıyorum ve şikayetçi değilim. Siz galiba o bürolarda çalışamayanlardansınız. 🙂 Yeterli özelliğe ve zekaya sahip olanlar bu büroları isteyerek tercih ediyorlar ve çok memnunlar.

    Reply
  4. 4

    ebru

    Hasan Bey,

    Konuyu bu kadar yüzeysel algılamayın lütfen. Ne ben bir kedi’yim ne de bu şirketler ciğer !!! Zaten mesele bu şirketlerin ciğer/mükemmel olmadığını hatırlatmak. Bu tür şirketlerde çalışmak isteyen ve bir yandan da hukukçu olmak isteyen yeni mezunlar meslek hayatlarını TAHMİN ETTİKLERİNDEN DAHA UZUN BİR SÜRE çeviri yaparak geçireceklerini unutmasınlar. Dolayısıyla daha üretken (hukukçu) olmak isteyenler için bu şirketler ideal değil. Tercihi buna göre yapmak gerekir. Ancak tercihi bilinçli yapabilmek için bir şeylerden haberdar olmak da lazım. Keşke ben de üniversite yıllarımda benim yazdıklarımı birilerinden duysaydım da, legal 500.com’da ilk sıralarda yer alan 2 büyük hukuk şirketinde çalışmasaydım.

    Çok merak ettiyseniz söyleyeyim; Ben daha özgür ve üretken olmayı tercih ettiğim için üniversitede kalmayı hedefledim. Açıkçası zeka seviyem; 5 yaşındayken götürüldüğüm Kadıköy Zeka Ölçme Merkezi resmi ölçümlerine göre “üstün zeka” seviyesinde olduğundan, “dereceyle bitirdiğim” üniversitede kalmak bana daha cazip geldi. Tercih sizin. Rahatsız olmuyorsanız devam edin. Ama daha fazlasını arayanlar için bir-iki ipucu verenlere de engel olmayın lütfen.

    Başarılar dilerim.

    Reply
  5. 5

    duygu

    Büyük şirketlerde ne kadar başarılı olunursa olunsun kendini ispat etmek çok zor

    Reply
  6. 6

    duygu

    Yılmaz Aslan kendini en iyi şekilde donatmış bir profesör olduğunu okul yıllarımdan bildiğim için ve iş dünyasında da yer aldığından bütün tavsiyelerini can kulağıyla dinlerim.

    Reply
  7. 7

    Melih Maldar

    Ben de co isterdim hukuk okumayi da 112 bin kusuruncu olunca 40 km uzagindan bile gecemedik:D:D

    Reply
  8. 8

    dilara

    merhaba ben 1.sınıf öğrencisiyim benim sorum şu:
    bildiğiniz gibi son 5-6 yıldır her sene yeni hukuk fakulteleri açılıyor ve mevcut kontenjanlar çok abartılı şekilde artırılıyor..(mesela İstanbul hukuk bu yıl tam 1230 kişi aldı, 8 yeni hukuk fak. açıldı ve seneye 4 tane daha açılacak)..şimdi bizi kaygılandıran gelecekte bunca hukukçunun arasında ne yaparız,nasıl yaparız.başka bir bölüm okuyup da işsiz kalmak var. birde hukuk fak. hemde İstanbul üniv. okuyup işsiz kalmak var. sizce bu kadar kontenjan artırımı doğru mu?

    Reply
  9. 9

    Melih

    Dilara Hanım,
    Belkide artan kontenjanlar sayesinde yerleştiniz. Yerleşmeden önce buna seviniyordunuz, yerleştikten sonrada yeriyorsunuz. Avukat değilim mühendisim kimsenin savunuculuğu peşinde değilim. Size bir mezun olarak tavsiyem üniversite yıllarınızı kendinizi geliştirme açısından yada sosyal bakımdan ileriye götürmenizdir. İşinizi iyi öğrendiğinizde kontenjan artırımlarndan kaynaklanan kalabalıktan iş bulmak için, tıpkı kaynayan havuzdan ayrılan su molekülü gibi, ayrılacaksınız. Bu devletin zirvesindeki vatandaşların kafasını yorması gereken bir konu ve aynı devletin zirvesindeki aynı kişiler vatandaşını askerini çalışanını yada öğrencisini yıllardır duymuyor. İşinize bakınız.

    Reply
  10. 10

    Duygu Özen

    Yılmaz Aslan okul yıllarımdan bu yana tanıdığım hayatımda gördüğüm en zeki, en ileriyi görebilen şahsına münhasır çok değerli bir insandır. Ne dediyse harfi harfine çıkmıştır inanın bunu canı gönülden söylüyorum arkadaşlar hayatımda çok pozitif etkileri oldu. Yılmaz hocaya göre başarıya giden yol çalışmak,çalışmak ve yine çalışmak bu kuralı uygularsanız başarı size zaten kendiliğinden gelir. Kendisi de aynen bu kuralı uygulayarak rekabet hukuku alanında aranılan kişiler listesine girmeyi başarmıştır.

    Reply
  11. 11

    Av. B. Ümmühan Dondurmacı

    Sayın Hocam,
    ben İstanbul Barosu’ndan Av. B. Ümmühan Dondurmacı. 2005 yılında Marmara Üniversitesi’nden mezun oldum ve daha sonra yüksek lisans yapmak amacıyla Almanya’ya gidip orada Almanca öğrendim ve şu an Münster Üniversitesi’nde mastırıma devam etmekteyim. Uzun zamandır mastır tezimi hangi alanda yazacağımı düşünmekteyim ve bu alanın kendisi hakkında uzman kişilere ihtiyaç bulunduğu bir alan olmasını istiyorum. İnternette bu konuyla ilgili olarak görüş bildirdiğiniz bir forumda çevre hukukunu uzmanlaşma ihtiyacı bulunan dallar arasında saydığınızı okudum. Burada çevre ve imar hukukunu mu kastettiniz acaba, zira bulunduğum üniversitede bu isim altında bir kürsü bulunuyor. Eğer öyle ise veya sadece çevre hukukunu kastettiyseniz bu konuda önerebileceğiniz tez konuları nelerdir? Bu konuda Türkiye’de çalışma alanlarının geniş olduğunu düşünüyor musunuz?
    Saygılar

    Reply
  12. 12

    çağrı kaya

    ben hukuk fakültesi birinci sınıftayım acaba cir avukatın yanında çalışmaya başlasam mı?

    Reply
  13. 13

    hamit

    merhaba

    ben üniversite sınavı oturumlarında -panik atak nöbetletleri- geçirdiğm için hedeflediğim ve çok rahat gitmem gereken istanbul ve ankara gibi üniversitelere yetecek puanı tutturamadım , şimdi bir anadolu üniversitesinde hukuk okuyorum.

    ve bu siteden isyan etmek istiyorum.ankara istanbul da okuyoruz diye bu kadar ego müptezeli olmanızı anlayamıyorum.alt tarafı benim sınav anında panik atak nöbeti geçirip 120 nabızla ve aşırı terleme ile güç bela tamamlayabildiğim bir sınavda bunları yaşamadınız ve ankara istanbul’a yerleştiniz.ve şimdi siz bizi ikinci sınıf hukukçular olarak görüyorsunuz.sizi
    duyan da sanır ki bir tek siz anlıyorsuniz borçlar hukukundan ceza hukukundan şundan bundan…

    sırf sizin gibilerin egolarından imalarından nefret ettiğim için okulu bırakma noktasına geldim.
    benden tek farkınız sınav anında sağlık problemi çekmemeniz ama size göre siz memleketin en iyi hukukçuları olacaksınız çünkü istanbul ve ankara gibi elit okullarda eğitim görüyorsunuz.
    bizse -fazladan kontenjan sayasinde sözde hukuk okuyan- parya hükmünde bir güruhuz.

    Reply
  14. 14

    hukukcu

    Ben auhf 1.sinif ogrencisiyim oncelikle isyan eden hamit kardesime sesleniyorum kardes okulda800 adam var ve cok azi ego icersinde cogu okula emin ol kufrediyo(ben dahil) kendini kasma rahat ol bide hukuk ogrencisi olarak yaz tatilini nasil değerlendirebilirim tecrubeli arkadaslar paylaşın faydalanalim

    Reply

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

2018 @ Tasarım ve Kodlama Albatros ♥ Tasarım'a Aittir.