Yeni mezunların işi zor.
Üstelik birde üniversite yıllarınızı evle okul arasında mekik dokuyarak geçirdiyseniz, staj yapmadıysanız, derneklerde gönüllü çalışmalara katılmadıysanız işiniz daha da zor.
Öğrencilik döneminiz böyle geçtiyse, umarım torpiliniz vardır. O da yoksa, kolları sıvayıp nasıl bir iş görüşmesi kapabileceğinizi düşünmeye başlamanızda fayda var.
Yeni mezuna CV hazırlamak zor.
Tecrübesizseniz, iş bulmanız zor. Bu da garip bir kısır döngüdür ama bu kısır döngü senelerdir devam ediyor. Dolayısıyla yazdığınız özgeçmişin gerçekten dolu olmasını sağlamanız gerekiyor. Şirketler günde yüzlerce CV alıyorlar. Tonlarca CV arasından sizinkinin göze çarpmasını sağlamak için emek harcamanız gerekiyor.
Her ne kadar süper başarılı bir öğrenci olsanız da hazırladığınız özgeçmiş kötü yazılmış yada kötü formatlanmışsa, CV’iniz bir kutudan diğer bir kutuya okunmadan aktarılır. Buda onlarca başvuru arasından ‘acaba neden beni çağırmıyorlar’ diye yakınmanıza sebep olur.
Yeni mezun CV=Tek sayfa.
Yeni mezun bir kişinin tek sayfadan fazla söyleyecek ne sözü olabilir? Akademik bir CV hazırlamıyorsanız, CV’inizi mutlaka tek sayfa hazırlayın. Kısa bir gözucu ile bakıldığında CV’inizin dikkati çekecek nitelikte olması gerekiyor. Hemde yazdığınız her satırın bir anlamı olmalı.
Örneğin, birçok özgeçmişte tam tepede adayın TC vatandaşı olduğu bilgisi bulunuyor. Yani CV’inize bakan kişiye söylemek istediğiniz en önemli nokta bu mu demeden kendimi alamıyorum.
CV yazmak zordur.
Üzerinde düşünmek, saatler harcamak gerektirir. Neden? Çünkü yaptığınız çalışmaları efektif ve değer yaratacak şekilde kaleme almak ciddi olarak düşünmeyi ve araştırmayı gerektirir. Ayrıca laf salatası yapılmış özgeçmişler sizin kendinizi ve yaptıklarınızı ifade edemediğinizi gösterir. Şirketlerde kendini dahi anlatmayı beceremeyen kişilerle zaman harcamak istemezler.
Unutmayın bu iş de, her şey gibi bir algı yönetimi.
Öncelikleri belirleyebilmek
Başvurduğunuz işe ve pozisyona göre CV’inizdeki sıralamaları değiştirebilmelisiniz. Gerektiğinde çalıştığınız iş yerlerini öncelikli verebilir gerektiğinde akademik bilgilerinizi öne çıkartabilmelisiniz. Bunun bir standardı yok.
Hiç iş deneyiminiz yoksa, üniversitede yaptığınız projeleri ballandırmayı, elde ettiğiniz başarıları ve projelerin sonuçlarını vermeyi unutmayın. Ve lütfen CV’inizi hayat hikayenizi yazar gibi hazırlamaktan vazgeçin. Gün içinde yaptığınız işleri sıralamak yerine başvurduğunuz pozisyona uygun kelimeler seçerek başarılarınızı öne çıkartın. ‘X derneğinde seminerler organize ettim’ demek yerine ‘Organize ettiğim seminerlere 100 kişinin katılımını sağladım’ demeyi deneyin.
Yani herkesin yapabileceği şeyleri söylemek yerine sizi yaptığınız işlerde öne çıkartan noktaları vurgulayın.
İş görüşmesi kapmanızı sağlayacak en önemli doküman CV ve ön yazınızdır. Kendinize yapacağınız en büyük yatırım kendinizi pazarlamaya yarayan CV’inizi en profesyonel bir biçimde hazırlamak olacaktır. Gerisi çorap söküğü misali…
12 Comments
Filiz Arıcan
Her yazdığın konuda eminim tecrübeli tecrübesiz herkes bir şeyler buluyor kendinden.Cv hazırlamak tecrübesiz ve sadece yaşamı okul olan biri için evet çok zor.Ama öyle bir ortamda yaşıyoruz ki artık tecrüben de olsa staj da yapmış olsan (belki sadece iş hayatı ön aşaması için 1-0 önde başlanıyor) sen daha iyi bilirsin ki büyük firmalar başka şeyler de istiyor artık…
Fatmanur Erdogan
Evet çok haklısın Filiz. Rekabet her gün daha da zorlaşıyor.
Esin
Artik firmalar tecrubeli stajyerler ariyor.Hatta “call centerlara bile girmek cok zor. Bence is bulmak o firmada tanidik birileri bulmanla dogru orantili… Dogru insanlari tanimalisin. “Networking”. Bu yuzden olsa gerek hala is bulamiyorum.Kurumsal firmalar cok imkansiz. Tecrubesiz kisilere zaten tum yollar kapali.
Esin
Ayrica Insan Kaynaklari yetkililerini de elestirmeden yoluma devam edemeyecegim. Bence Turkiye’de genc nufusun hic bir onemi yok. Nasilsa nufus fazla herkes basinin caresine baksin anlayisi hakim. Sirketlerin insan kaynklari departmanini arayip is takipi yapmak istedigimde, telefon ya mesgul, ya sirket yetkilileri toplantida, ya da telesekreter beni karsiliyor. Bence bu tip tutumlar, sirketi profosyonel yapmiyor. Kurumsal imaj zedeleniyor. Ozellikle yollanan “generic” red mektuplarinin hic bir anlami yok. Nitekim bir cok firma o mektuplari bile yollamiyor. Surec davam ediyor diyor. Yani beni reddedikleri zaman ben firmaya kizarim diye mi soylemiyorlar anlamadim. Hala surec devam ediyor.Zekamla alay ediliyor, enayi yerine konuyorum adeta. Ben Insan kaynaklarinda calisanlarinin is tanimlarini merak ediyorum dogrusu. Burada bunu ifade edemeden duramadim.Boyle bir blog actiginiz icin tesekkurler.
Fatmanur Erdogan
Esin,
Söylediklerinde haklısın. Insan Kaynakları departmanlarının bu anlayısı değiştirmesi daha epey zaman alır. Şunun şurasında Türkiye’de IK sen de 10 yıl ben diyim 15 yıldır Insan Kaynakları fonksiyonunu anlamaya ve oturtmaya çalışıyor. Ayrıca IK bölümünde çalışan birçok kişinin, üst düzeyler ve headhunterlarda dahil olmak üzere yetkinlikleri çok az ve kısıtlı seviyede…
Esin
Peki mulakatlarla ilgili sorumlarim olsa acaba bana fikir verebilir misiniz?
1) mulakatta, mulakati yapan kisilerden biri sekerleme(gozleri dinlendirmek anlaminda) yapmaya baslarsa mulakata katilan (yeni mezun) kisi ne yapmalidir?ya da sen konus ben seni dinliyorum diyerek telefonla konusmaya baslarsa yeni mezun olarak tepkimiz ne olmalidir?
2)Bizden baska hangi firmalara basvurdunuz derlerse, simdi basvurdugum firmalari saysam, soru dallanip budaklaniyor ve mulakat baska yonlere dogru gidiyor. ) hic kimse aramadi desem inandiriciligi yok, yani bu sorunun cevabi ne olmalidir?
3) Ben tum mulakatlarda bu sorularla karsilasiyorum, ayrica yurtdisinda master yapip geldigim icin asagilanmadigim mulakat yok zaten. Niye dondunuz, kalasaydiniz orada orada yasam daha iyiymis diyen de var, bana doktora yapmami oneren ik’cilerde mevcut. (Kendileri ya meslek yuksek okulu mezunu ya da universite mezunu ama ben doktora yapsam daha iyiymis, akademik kariyere yelken acmisim (!).
Bilmem gercekten, hakikaten Amerika’da olup garsonluk yapmak daha iyi fikirmis gibi geliyor bazan. Yukaridaki soru cevaplarina fikir verebilirseniz cok sevinirim.
esin,
Fatmanur Erdogan
Sevgili Esin,
Cevaplarim şöyle:)
1- Şekerleme yapan sevgili IK dostumuza, telefon görüşmesi bittikten sonra sorusuna cevap geçmek istediğini soyleyebilirsin.
2- Bu konuda hiç bir bilgi vermek zorunda değilsin. Vermemelisinde. “Sizin gibi alanında başarılı bir kaç şirketle daha görüşüyorum cevabı yeterli ve nettir.” Çok ısrar etmeyecek kadar profesyonel değillerse, şirket ismi vermeyi uygun görmüyorum ve anlayışla karşılayacağınızı tahmin ediyorum diyebilirsin.
3- Doktora yapmanı tavsiye edenlere “Evet, bunu bende düşündüm. Ancak akademik bir kariyer istemediğime karar verdim.” diyebilirsin. Eğer ileride PhD düşünüyorsan, bunu belirtebilirsin.
Seni işe alacak olan IK uzmanı değil, bölüm yöneticisidir. IK’lar çürük elmaları süzgeçten geçirmek için var. Dolayısıyla süzgeçe takılmamaya bak. Şirketleri IK uzmanlarının tavırlarına bakarak değerlendirmemeni öneririm, çünkü oldukça amatörce süreçleri var bir dolu şirketin. Amacın IK barajını atlamak olsun. Özgüvenini yüksek tutmaya çalış. Asıl senin için önemli olan seni işe alacak yöneticiyle kanınızın uyuşup uyuşmaması. Eğer görüşmede anlaşamayacağın bir yönetici ile görüşmeye girdiğini düşünürsen, süreci diplomatik olarak sonuna kadar götür ama son kararını iyi düşün. Bir işte en önemli faktörlerden biri, birlikte çalışacağın yönetici/ler ile çalışıp çalışamayacağındır. Yolun başındaysan, bu daha az önem taşıyan bir husus olabilir. Deneyimin arttıkça, bu konu senin için daha fazla önem taşıyacaktır.
Esin
Cok tesekkurler,
Kucakliyorum sizi:)
Ahmet Demir
Merhaba
İnternette yeni mezunlar hakkındaki yazıları okurken sitenize denk geldim ve birkaç cümle yazmak istedim. Krizin mağdurları aslında düşük gelirli kişiler ile yeni mezunlar oldu. Bir anda bıçakla kesilmişçesine yeni mezun ilanları kaldırıldı. Şu an pekçok genç harıl harıl iş arıyorlar. Daha meslek hayatlarının ilkbaharında yaşanılan bu stres üzülerek söylemek gerekirse gençleri yurtdışı alternatiflerine yöneltmekte, bununla bağlı olarak beyin göçü olayı yeniden gündeme gelmektedir. Bugün gençlere sırtını dönen iş dünyası acaba bundan 5-6 yıl sonra kimlerle yola devam edecek? Bugünün mezunları ile değil mi? O günler geldiğinde muhtemelen piyasada nitelikli eleman sıkıntısı yaşanacak. Çünkü bu gidişle gençler daha uzun süre iş hayatına giremeyecek ve piyasa tecrübesi edinemeyecek. Burada umduğunu bulamayıp yurtdışı alternatiflerini değerlendiren NİTELİKLİ genç nüfus ise belki de çoktan bu ülkeyi terk etmiş olacak. 2001 krizinden sonra piyasada nitelikli eleman bulunamıyordu. Sanırım ileriki yıllarda da aynı sorun daha da şiddetli olarak başgösterecek.
Herkese teşekkürler.
esin
Zaten Turkiye’de nitelikli genc nufus arayan yok maalesef. Universite mezunu da cok, bu yuzden ben ulkenin bu konuda zorluk cekecegini dusunmuyorum.Boyle giderse nufus Hindistan’a yetisir yakin bir gelecekte… Sirketlerin ise alacaklari kisileri zaten onceden belirledigini,(genel mudur referansi, tanidik, esitler icinden tanidik olan, etc. diger insanlari da basvurular cok olsun adil gozuksun diye yaptigini bile dusunuyorum.Is basvurularinin cogu da reklam amacli. Bence Turkiye’de meslek lisesi mezunuysan, cok para kazanirsin.Is bulmak cok daha kolay. Benim gozlemim bu.
Fatmanur Erdogan
Merhaba Ahmet,
Eğer bir ülkenin sistemi, yetenekli insan gücünü koruyamıyorsa, yetenekli insanları bağlamaz bu durum. Dünyanın her yerinde iş bulabilirler. Bu arada Türkiye’de aranan yeteneklere sahip işgücü zaten bulunamıyor, bu da olayın diğer bir tarafı…Bu yüzden benim önerim gençlerin bu dönemlerini çok iyi değerlendirmelerinin şart olduğudur.
Fatmanur Erdogan
Esin, güzel bir noktaya değinmişsin bence.
Türkiye’deki şirketlerde temel bir sorun var. O da kariyer gelişiminin sadece dikey olabileceği yönünde yaratılmış ünvan sistemleri, çalışma sistemleri ve anlayışları.
Keşke daha çok meslek edinebilsek; meslek lisesi mezunu olmak, kendini alanında geliştirmek, kendi işini yapmaya cesaretli nesiller yetiştirsek, çok güzel olurdu.