About the author

Related Articles

14 Comments

  1. 1

    Asli

    Peki, saygı duymadığım bir yöneticiye nasıl saygı duyabilirim ki?

    Reply
  2. 2

    Uğur Özmen

    Bu söylem doğrudur. Ünvan ÇOK ÖNEMLİdir. Bundan ötürüdür ki, kendini işe değil de ünvan’a odaklamış bir nesil söz konusu.

    Terfi edip “müdür” olduktan sonra şirketteki yer kısıtlaması nedeniyle kendisine ayrı masa verilemeyen arkadaşın masasının yanına kocaman MÜDÜR yazdığını; bir diğerinin tek bir derece daha “grade” için sinir krizlerini; bir başkasının sadece belli ünvanlardaki kişilerin çağırıldığı toplantıya davet edilmediği için istifaya niyetlendiğini; daha konuşmaya başlarken “senin ünvanın ne?” diye açılış yapanları; “size ne marka araba veriyorlar” cümlesini hakaret etmek için kullananları; “bunları Genel Müdür Sekreteri olarak söylüyorum” diye vurgulayanları…

    Yukarıdakileri kendi sitemde yazmayı düşünmüştüm ama “Kariyer Yolculuğu”na daha çok yakışıyor.

    Ben ise, on küsür yıldan beri ünvanı hiç önemsemiyorum. İş değiştirirken “projelerimi hayata geçirebilir miyim?” diye sorguluyorum; sadece “patronumun kişiliğini” irdeliyorum, ünvanlara aldırmıyorum.

    Reply
  3. 3

    Fatmanur Erdogan

    Merhaba Uğur bey,

    Sanırım ünvanını hazmedememiş kişiler hayatın her noktasında bulunuyor. Ama yorumlarınız her seferinde beni hem gülümsetiyor hem de düşündürüyor. 🙂

    Bir sonraki yazımı ‘yönetici olmak’ üzerine kurgulamayı düşünüyordum. Nasıl yönetici olmayı ne okulda ne de MBA sıralarında öğrenmediğimiz, sadece fonksiyonel adamlar olarak yetiştirilip, sonra da yönetici olmaya hak kazandığımız yanılgısına düştüğümüz…

    Son paragrafınıza da katılıyorum. Başarılı insanlar ünvan elde etmek için hareket edenler değildir ama bu ünvanın önemsiz olduğunu göstermiyor.

    Reply
  4. 4

    Eren Kumcuoğlu

    Bir junior olarak ben de ünvanı önemsemiyorum. Sanırım uzun bir süre daha önemsemeyeceğim, zira benim için de önemli olan şey kafamdaki şeyleri kendi fikirlerim olarak uygulayabilmek.
    Demek istediğim, kendi parlak fikrimi müdüre satarak onun yapmasını bekleyerek değil de, kendi fikrimi kendim uygulamak isterim. Şirket kültürü benim için daha önemli. Tecrübem doğrultusunda iletişim müdürü ya da marka iletişim sorumlusu olarak ta belli hacimde fayda sağlayabileceğimden, bana ünvan verilmesinden çok zincirlerimi kırmaya teşvik etmeleri daha başarılı sonuç verecek gibi duruyor.

    “sizinle aynı işi yapanların sizden daha eğitimsiz yada tecrübesiz olmasına odaklanmaktansa, kendi bilgi ve tecrübelerinizle elde ettiğiniz ve edebileceğiniz başarılara odaklanmanız”
    Bunu bold yazmak lazım bence.
    Bir çok insan malesef bu tip düşüncelere saplantı derecesinde takılıyor. Ben burada bir şey sorayım, bu tip düşüncelere odaklanan kişilerde bir şeyler eksik değil midir? Sürekli başkalarının açıklarını görmekten bahsediyorum…
    Kendi başarılarına odaklanan insanlar bir süre sonra (aynı kurumda olmasa bile) zaten yetersiz-eğitimsiz gördüğü kişilerin üzerine çıkacak fırsatı bulacaklardır.

    “Kişilere içinde bulundukları konumlardan dolayı her zaman saygı göstermeliyiz.”
    Kiminle ve ne amaçla güç savaşı yaptığımızı sorgulamak lazım. Burada anahtar cevap bence “ego”. Yenilmemek lazım, yoksa uzun vadede komplekslerimizin kurbanı oluruz.

    Çok güzel bir yazı olmuş, gelecek yorumları merak ediyorum…

    Reply
  5. 5

    Fatmanur Erdogan

    Merhaba Eren,

    Yorumlarını okurken aklıma 2000’li yıllarda moda olan ‘evangelist’ ‘chief motivation officer’ tarzı ünvanların ortaya çıkmış olduğu geldi. Şirketler vermesede insanlar kendilerine bir ünvan seçmekten hoşlanıyorlar…bu kendi seçimleri olunca daha bir hoş oluyordu sanırım.

    Ünvan tanımlaması olmayan bir organizasyon yapısı nasıl yürür acaba? Birey için her ne kadar ünvan önemli olmasa da, organizasyonun yürümesi için ünvanlar önemli.

    Reply
  6. 6

    Murat Baydur

    Merhaba Fatmanur hnm,

    Ünvanların önemli olduğuna bende katılıyorum. Benim gördüğüm kadarıyla şirketlerde ünvanlı çalışanlara nasıl davranmamız gerektiğini de gösterdiği için! Ayrıca Uğur beyin yazdıklarını da her gün bir şekilde yaşıyoruz valla

    Reply
  7. 7

    Uğur Özmen

    Önce haksızlık etmeden bir noktayı vurgulayayım. “yöneticinizin işini kolaylaştırmak ve en iyi şekilde yapmasını sağlamak için çaba göstermelisiniz” cümlesi çok doğru. Junior’lara öğretemediğimiz bir konu… (En azından ben, bunu öğretmekte çok başarılı olduğumu iddia edemem) Bence bir nedeni de “ünvan”a odaklanılması… (Ne yaman bir çelişki bu… Hem “güç için” ünvana odaklan, hem de senden üst ünvandaki kişiye haset göster ve destek olma…)

    @ Eren:

    Haklısın. Bu tip düşüncelere odaklanan kişilerde bir şeyler eksiktir. Üst paragrafta yazdığım gibi, en azından düşünsel bütünlük eksiktir. Ayrıca başka bir sürü eksik (ya da fazla) sayabilirim.

    Feodal kültür ona “baş ol da istersen soğan başı ol” diye öğretmiştir; annesi “benim oğlum büyüyünce…” diye doldurmuştur; okulda yöneticilik konusunda onlarca şey duymuştur ama profesyonel olmamın temel kurallarını öğren(e)memiştir; güç’ün ünvanla gelen bir şey olduğunu, araba ve koltuk ile özdeşleştiğini sanmaktadır; içerisi dolu olmayınca dış görüntüye odaklanılmaktadır…

    “Kızımızı ne doktorlar, ne mühendisler istedi” cümlesi farklı mı?

    Reply
  8. 8

    Fatmanur Erdogan

    Merhaba Asli,

    Saygi duymadigin bir yoneticiye saygi duyamiyorsan, yapacak iki sey olabilir. Ya gorevini degistirip, baska bir yoneticiyle calismaya baslamak olabilir. Ama bunu yapmiyorsan, yoneticinle calismayi ve saygiyla hareket etmeyi ogrenmen gerekir gorusundeyim.

    Reply
  9. 9

    Eren Kumcuoğlu

    Fatmanur Hanım;
    Evet ünvanın olmadığı bir organizasyon yapısı gerçekten rahatsızlık verici olurdu. Mevcut organizasyon yapılarında (ne kadar organik olursa olsun) iş tanımları dahi ünvanlara göre yapılmıyor mu zaten?
    Benim bir ünvan seçme şansım olsa ben de evangelist’i seçerdim. “Brand Culture Evangelist” ya da “Sensory Branding Evangelist” gibi bir şey mesela. Ğazarlama ve iletişim odaklı kurumların bu işi iyi özümsemiş insanlara ihtiyaçları var. Ne zaman farkederler orası meçhul =)

    Uğur Bey;
    Doğru bir önerme. Üniversite’ye giren herkes kendini geleceğin CEO’su olarak görüyor, ancak o konuma nasıl geleceğini hiç düşünmüyor (ya da sistem düşünmesine izin vermiyor). Belki de temeli zayıf hayallerden önce kişisel başarıya ulaşmak için hangi yollardan geçilmesi gerektiği, yaratıcı düşünce ve başkaları için değer yaratmak gibi konular öğretilmeli.

    Reply
  10. 10

    Pınar

    Ünvanın insana aynı zamanda güç de getirdiği bir gerçek. Tabii bu gücü doğru kullanan vaar, bir de kullanmayı beceremeyenler var. Sanırım ünvanlılardan hep şikayet edildiğine göre çoğu o gücü nasıl kullanacağını bilmiyor.

    Reply
  11. 12

    Uğur Özmen

    Ne acıdır ki, o gücü doğru kullanmayı bilmeyenlerin büyük çoğunluğu, bir süre önce ünvanlılardan şikayet edenlerden oluşuyor.

    Kendini doğrulayan kehanet mi acaba?

    Reply
  12. 13

    Çağdaş Gümüş

    Biraz geç oldu ama ben de sitenizdeki yazıları birkaç gündür takip ediyorum. Gerçi benim iş hayatı tecrübem henüz çift haneli rakamlara ulaşmadı ama bir şey farkettim. Organizasyonda sahip olduğumuz gücün nereden geldiği çok önemli. Bana göre 2 yoldan geliyor. Birincisi üstünüzle aranızı çok iyi tutarak, ya da işinizi hakkıyla yapıp bu gücü elde ederk. 7 sene kadar Türkiye’nin en büyük bankaların birisinin bilgi işleminde çalıştım. Oraya başladığımda üniversiteden yeni mezun olmuştum ve düşüncem işimi iyi ve zamanında yaparsam bunun görüleceği ve terfinin geleceği idi. Maalesef bunu çok geç olmasa da öğrendim. Şunu söyleyebilirim ki verilen ünvanlar üstlerle olan ilişki ile yakından ilgilidir. Tabi bunu söylerken benim sadece işimi yapan ve üstlerimle hiç ilişkisi olmayan birisi olarak düşünmeyin. Benim dediğim ilişki laf taşıma, dedikodu,şakşakçılık vs.. Ben bunu yapamazdım ve sonuçta ben de yukarıdaki 2 yoldan ikincisini seçmeye karar verdim. Bu yolda da ne yapılması gerekiyorsa yapacağım. Ünvanın önemine gelince, bazıları için ne kadar hayati öneme sahip olduğunu komik bir anımı paylaşarak anlatmak istiyorum. Yukarıda bahsettiğim şirketimden ayrılmadan önce yeni terfiler açıklanmıştı. Daha önce bahsettiğim üstlerle ilişki konusunda çok başarılı olan arkadışımız yönetici pozisyonuna yükseldi, ama sorun yöneticilik yapacak yeterli takımın olmaması idi. Sorun şu şekilde çözüldü: daha önce yönetici olmuş ama üstleri tarafından pek başarılı bulunmayan kişinin yanına yeni yönetici olarak atandı. Yani takımın 2 yöneticis vardı ve ikisi bir masayı paylaşıyorlardı. Ben ayrılalı 9 ay oldu hala arar sorarım durum ne diye, hala aynen devam ediyormuş:). Mevcut yönetici için demek ki ünvan o kadar önemli ki bunu bile içine sindirebilmiş.

    Reply
  13. 14

    Fatmanur Erdogan

    Merhaba Çağdaş, güzel gözlemler yapmışsın. Her insan aldığı ünvanı hak etmiyor olabilir, ama o da onların sorunu sanırım.

    Reply

Leave a Reply to / Cancel Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

2018 @ Tasarım ve Kodlama Albatros ♥ Tasarım'a Aittir.