Ekonominin ters yüz olduğu bu dönemde olanlar hep alt kademede çalışanlara oluyormuş, en çok da iş arayan yeni üniversite mezunları iş bulamıyormuş gibi duruyor. Oysa, en alttan en üst kademeye kadar her alanda çalışan ekonomik krizin getirilerinden bir şekilde etkilenmiş durumda.
Uzun zamandır iş arayıp da CV’inize cevap dahi alamayanlardansanız, tanıdığınız eş, dost’un bile eli kolu bağlı olduğundan girişimleriniz pek de fazla sonuç vermiyorsa, işsizlik canınıza tak etti ve “neden ben” diye sorgulamalar yükseldiyse, gelin ABD’nin MBA’li üst düzey yöneticilerinin nasıl çırpındığına bir göz atalım.
Wall Street Journal, kriz arkası işinden olan— kimisi Harvard mezunu, kimisi Grup başkanı, kimi Başkan yardımcısı— bir grup üst düzey yöneticinin iş arama çabalarını online günlük olarak yayınlıyor.
Örneğin, Orbitz Worldwide’ın Pazarlama Müdürü Amanda Sundt, iş ararken tanıdıklarına, dostlarına email attığını ancak kimsenin mesajına nezaketen dahi cevap vermediğinden bahsediyor. Sundt’u deli eden noktalardan bir tanesi de bu kişilerin her 15 dakikada bir Facebook’a ne yapıyor olduklarını girmeye vakitlerinin olması ama destek arayan bir dosta cevap yazacak vakitlerinin olmaması. “Yöneticilik yıllarımda öğrendim ki bu noktaları kişisel olarak almamak gerekiyor. Hepmizin hayatı yoğun, öncelikleri farklı.’ diyor Sundt.
Kevin Hudson, ServiceMaster Bilgi İşlem şirketinin finans direktörü iken işinden çıkartılanlardan. Aylar süren iş arama girişimleri henüz sonuç vermemiş. Diyor ki ‚iş arayanların en büyük endişesi bu sürecin ne zaman sona eriyor olacağını bilmemesi’. Direktör olduğu yıllardan da örnek veren Hudson “eskiden masama gelen CV’leri uzun zaman beklettiğim olurdu. Şimdi CV’si masada bekletilen kişi benim. Bu kriz döneminde şirketlerin başvurulara geri dönüş süresi çok daha uzun zaman alıyor’ diyor.
Banta Corp’un CFO görevindeyken 2007 yılında işten çıkartılan ve hala arayış içinde olan Geoff Hbibner, sürecin kendisi için iniş çıkışlarla dolu olduğunu söylüyor. Görüşmeye gittiği şirketler tarafından “içeriden bir adayı seçtik’ ya da “aynı şehirde yaşayan bir aday tercih ediyoruz” tarzı sebeplerle geri çevrildiğini anlatıyor.
2008 Martına kadar Lehman Brothers’da Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Michael Crehan, bir yıl süren iş arama süreci sonunda finansal olarak nasıl zorlandığını ve yaşam masraflarını azaltmak için başlattığı girişimlerden bahsediyor.
Bana kalırsa hem fikir verici hem de cesaret veren bir blog yaratmış Wall Street Journal. Bu dönemde benzer süreç içerisinde olanlara hem ilham verecek hem de hislerine dostluk edecek.
İşten çıkarmaların yoğun olduğu bu dönemde bir işe sahip olanların da alması gereken önemli dersler var. Şirketler nasıl kendi çıkarları için gerekeni yapmak zorundaysa çalışanlarda ilk önce kendi kariyer hedefleri için ne gerekiyorsa o şekilde davranmak zorunda. Günün koşullarına kendini hazırlayanlar, gelişmeleri sadece takip etmekten ziyade içinde bizzat yer alanlar, her zaman daha donanımlı oluyorlar. Ancak burada da gördüğümüz gibi, bazen istediğimiz kadar network’ümüz olsun, istediğimiz kadar donanımlı olalım, durum ve şartlar hepimizi zor günlerin üstesinden gelmeye zorlayabiliyor. Şartlar zorladığında, bizde şartları zorlayacağız; tecrübelerimizi ve bilgi birikimimizi alıştığımızdan farklı kullanacağız ve bazen de eski işinizde ne yaptığınıza bakmaksızın, günü kurtarmaya çalışmaktan kaçınmayacağız. Bunu da aklımızın bir köşesinde tutalım.
23 Comments
Uğur Özmen
Aklına sağlık Fatmanur, çok güzel bir derleme…
Bugünlerde ben de, kovulduğum zamanlarda ne yaptığımdan bahsetmeyi düşünüyordum. Sloganlardan arınmış bir düşünce tarzına sahip olmadıkça, zor geçer o günler.
En azından 2 kere sıfır noktasına dokunmuş biri olarak şunları söyleyebilirim. Yukarıda yazdıkların kadar (eminim) yazmadıkların da var. Ama yazdıkların doğru…
Eğitişim Kariyer Enstitüsü
Bu konuda yurt dışında üst düzey çalışanlar için sosyal ağlar mevcut. Türkiye’de böyle bir girişim başlatılabilir. Ayrıca bunlara ek olarak Uğur Özmen’den de bir yazı bekliyoruz.
Fatmanur Erdogan
Evet, Uğur Özmen’in yazısını bende bekliyorum. Amerika’daki bu girişimin muazzam olduğunu düşünüyorum ve büyük cesaret gerektiriyor. Buraları için sanki biraz erken gibi:)
Bülent Ken
Inanılmaz bir iş arama taktiği harbi. Biz böyle yapsak gururumuza dokunurdu:)
Aslı
Bu konuda Amerikalıların yaptığı gibi açık olmanın en büyük avantajı sosyal basıdan uzak olabilmek. Aynı zamanda bu kadar göz önünde olup da 1 yıl kadar iş bulamıyor olmaları da ilginç. Acaba onlara avantaj mı dezavantaj mı?
Erhan
Herhangi bir mantıklı insan, hangi ülkeden olursa olsun krizden bir ders çıkartır, kendine mantıklı bir yol çizebilir. Ama Amerika gibi ölümüne para ve kariyer hırsının olduğu bir ülkede “mantıklı birisi bile” Wall Street Journal blogu gibi 10 tane olsun yine de sağduyulu davranıcaktır. Bu sağduyu ise yine hırslı ve açgözlü olmaktır. Krizin yan etkilerinin görüldüğü ülkeler topluluğu düşünüldüğünde bu Amerika’ya az bile, fakat krize rağmen Amerika’da mantalitenin değişmiyecek olması uzun vadede gelecek krizlerle yine bu diğer ülkeleri kısırdöngüsel olarak etkileyecek. Ta ki başka bir süper güç egemen oluncaya kadar. Bunun olmaması için Obama’nın mottosunu gerçekleştirmesi lazım… Change – tabi neye change dedi ayrı konu…
Asli
@erhan ne kadar sert düşüncelerin var. Ekonomik krizler hayatın bir döngüsü ve gayet doğal. Madem Amerika bu kadar kötü işler yapıyor, tüm dünya o ne yaparsa neden aynısını yapıyor o zaman? Her olan işte kabağı başkalarına patlatmak doğru değil.
Erhan
Asli, bu döngüye insanlar alıştırılmış, sen de alışmışsın.
Neden mi Amerika bu işleri yapıyor da tüm dünya aynısını yapıyor? Wall Street’de bir kitapçıya gir.
arzu pınar
işsizken iş aramak zor gerçekten de. yüzüne sanki nasıl böyle bir durum olabilir ifadesiyle bakanlar ve hayatı aralıksız koşuşturmacadan görenler maalesef çoğunlukla. güzel olanı, insanı halden anlar kılıyor. bence dostlar birbirine yardımcı olsa ve iş dünyası da bu yeni kavramla tanışsa iyi olacak. bugün biri birine el uzatır, yarın öteki ötekine. aslında anadolu kültüründe de bu vardı ama rekabet ve hep bana ağır bastı son yıllarda. hangisinin doğru olduğunu da ekonomi gösteriyor aslında, yüzyılın krizini oluşturdu bu mantık.
Fatmanur Erdogan
Aslı çok güzel bir noktaya temas etmişsin. İş sahibi olanlar da bir dönem iş arayan ve önlerine birilerinin kapı araldığı için işi olan kişiler…bunu hatırlamak ve mümkün olduğunca destek olabilmeyi hatırlamak önemli…
Serhat Sine - serhat-sine.com/blog
Merhaba,
Makaledeki örnek kişileri okudukça üzülsem mi sevinsem mi derken arada kaldım durdum. Neden derseniz, Şubat’ın son cumasında tıpkı Akbank vakasına benzer bir şekilde şirketimin Kanada’da bulunan Yönetim Kurulu ile şirketin sahibi aynı zamanda CEO’su ile süregelen anlaşmazlıklardan ötürü Türkiye ofisi bir anda kapatılma kararı alındı ! Yani tıpkı ben de onlar gibi işsiz kaldım. 2-3 makale öncesinde bahsettiğime benzer şekilde; “Haberler pek olumlu değil Serhat” ile başlayan görüşmenin sonunda Türkiye ofisinde büyüklerim dahil topluca bütün çalışanların işine son verildi. Krize, bu kararı alanlara, kendime Kimseye kızgın değilim. Birilerini veya bir şeyleri bahane eder gibi Suçlamıyorum da . Bu kadar basit.
Peki ya sonra? Haberin üzerine hemen bir kağıda eylem planımı döktüm. Hafiften bir gazeteci gibi eylem planımın 5N1K’sını çıkardım (bu yöntemin hastasıyım :P) . Hangi kanallarda iş aranacaktı? Kimler ile doğrudan, kimler ile müzakere edilerek yani etrafında dolaşarak görüşülecekti? Kartvizit defterim? Sosyal ağ sitelerinde özellikle HR gruplarındaki üyeliklerim kontrol edilmeli, geliştirilmeli ve hatta istediğim şirketin facebook’taki grubuna üye olup ordan kontak yakalamam gerekliydi. İş dünyasında aktif olarak rol alan derneklere üyelikler? Blog sayfamda “CV” im bölümünü güncelleştirmeli ve CV’im için bir bağlantı oluşturmalıydım. (Okuduğunuz bu mesajda sanal reklam uygulanmaktadır) Twitter, facebook gibi FMCG sosyal ağlarda görünür bir şekilde iş fırsatlarına açık olduğumu belirtmeliydim. İtiraf etmek gerekirse bunları yaparken “iş ararken kendini iyi satmalısın” derler ya işte gerçekten bir o..spu /köle melezi gibi hissettim. Neyse Daha “kirli” yöntemlerimi aleyhimde delil olur diye bahsetmiyorum 🙂
İyi güzel hoşta peki bu anlattıklarının makaleyle, önerilen çözümlerle ne ilgisi var diyeceksiniz? Eğer tutup da bir zamanların beyaz atlı şövalyeleri imdi fare kapanındaki peynirini kapmak için böyle oluşumlar içine girmişlerse inan ki durum çok kötüdür. Yani makaledeki örnek kişilerinin eylemlerini ve “onlar gibiler” için oluşturulan platformu okuyunca aklıma ilk gelen Fight Club ‘taki junkieler, sigara bağımlıları, obezler için yapılan grup terapisi oldu. Bu noktadan sonrası yorumsuz!
Benim yöntemlerimi eminim yukarıdakiler hayli hayli denemişlerdir. Varsın olsun WS ‘in aldığı kararın uygun olduğunu ve Türkiye için erken değil geç bile kalındığı kanaatindeyim. Sanırım bir sonraki adım How I Meet Your Mother ‘daki Barney Stinson gibi tek sayfadan oluşan klasik bir resume değil de bir video CV çekmek olacaktır. VCV
—
Yani inanamıyorum tam mezun olmuşum, işe girip çalışıcam edicem derken yüzyılın krizini gözlerimden canlı yayın yaparak izliyorum. Neyse… Thats life… Krizler her zaman olacak. Her insanın hayatında bir kere ameliyat benzeri büyük bir operasyon için hastaneye gitmesi gibi, her arabanın,uçağın bakıma girmesi gibi kısacası her şeyin kendine has döngüsü içerisinde bu başka krizler de olacaktır. Onunla, bununla, şununla, öyle veya böyle her şeyle-herkesle yaşamayı öğrenmeli. “Hayatta her şeyin bir döngüsü vardır” . Açıkçası benim bu Krizden çıkarttığım tekbir ders var o da hepimiz işin içine s.çabiliyormuşuz. Bunun için küresel ısınma gibi benzeri konularda dahil.
Saygılarımla,
Serhat SINE
Aslı
@erhan, benim birşeye alıştığım yok. Lütfen suçlama yaparak konuşmaktan vazgeçermisin. Alışsam da bu beni ilgilendirir. Bu konuyla alakası yok. Ayrıca konuyla ilgili yorum yapmak ya da konuyu anlamak için wall street kitapçısı bulmama gerek yok.
@serhan, çok üzgünüm olanlar için. yabancı şirketlerde çalışan bazı arkadaşlarım da benzer korkuları yaşıyor şu an. Ayrıca fight club çok güzel mesajlar veriyor ama insanlık bu mesajları alıyor “ay ne kadar doğru” diyor sonra bildiği gibi yaşamaya devam ediyor.
Cihan
Merhaba, ben ekonomist olarak çalıştım bir dönem. Diyorum ki, krizler normal ve doğaldır. Sistemlerle alakası yoktur. Her sistem belli dönemlerde ekonomileri krize sokar. Fazla dert etmemek lazım, krizden az etkiyle çikmaya bakmak lazım ama ne yaparsak yapalım, etkilenmemek diye birşey yok.
Erhan
Aslı dedin ki bana: “@erhan ne kadar sert düşüncelerin var.” – kendi düşünceni söyledin. Ben de “sen de alışmışsın” derken kendi düşüncemi söyledim, suçlamadım seni. Bence biraz sakin olmalısın sohbete girmeden.
Şunu da unutma ki, bir konu hakkında ahkam kesmeden önce bir background ının olması gerekir, bunun için de okumak iyidir, öğrenmek, bilmek, sebepleri ve sonuçları anlamak. Wall Street’de bir kitapçı dedim, çünkü ülkemiz kitapçılarında bulunmayan şeyler var oralardaki kitapçılarda. Onları oku, gel, sonra senle tartışalım.
Uğur Özmen
Fatmanur,
Söz verdiğim yazının ilk bölümünü yazdım.
http://ugurozmen.com/blog/is-hayati/kovulma-ertesi
Uğur Özmen
ABD’de, sanal dünyalar konferansında idim.
Oyun şirketlerinin (eski) baş mühendisleri, baş tasarımcıları iş arıyordu. Ellerinde CV ile geziyorlardı (daha bir kaç ay önce ayda 15.000 dolar alan adamlar)
Uğur Özmen
Yazının ikinci bölümü
http://ugurozmen.com/blog/is-hayati/ertesi-gun
Uğur Özmen
Ertesini yukarıda belirttim.
Bir de öncesi vardır. http://ugurozmen.com/blog/is-hayati/hastir-parasi
MobilAdam
Sindire sindire okunacak yazı ve comment listesi olmuş. elinize sağlık.
Bir kaç yorumum olacak; tamamıyla kişisel:
Sıfır noktasına hayatınızın hangi noktasında dokunduğunuz çok önemli. Ben de iki kez sıfıra indim, hatta ikincisinden tam kurtulamadım. Sosyal baskı kişi bazında görece bir kavram olsa da eğer sosyal baskılardan daha fazla etkileneceğiniz bir noktada işsiz kaldıysanız veya sıfır noktasına dokunduysanız işiniz biraz daha zor. Serhat’ın işi kapandıktan sonra yapacaklarını planlaması çok ideal, herkesin yapması gereken bir şey ve takdir edilesi. Fakat bazen hayatınızda öyle fazla değişken olur ki Serhatın yazdıklarına ek olarak o değişkenleri de gözönüne alarak planlar yapmanız gerekir. Ne yazık ki “yaş” kriteri ve yaş kriteri ile beraber gelen sorumlulukların oluşturduğu değişkenler kelimenin tam anlamıyla elinizi kolunuzu bağlayabilir. Siz daha özgür hareket edebilenlere gıpta ile bakarsınız. Olumsuz gibi görünebilir, fakat bazen gerçekler böyle. Öyle ince bir nokta var ki, insan kendini Fun with Dick and Jane veya The Pursuit of Happyness filmlerindeki gibi bir noktada hisseder. En .oktanı da onlar filmdir ve sonu iyi biter, siz uğraşırsınız bir türlü yokuş bitmez.
Bir de işinden olan gençlerin, yeni mezunların iş bulamaması durumu var. Bu yeni iş alanlarını kendileri yaratacak ve geleceği oluşturacak kişilerin yaratıcılığı patlatması anlamına gelebilir. Tabii daha öncesinde sosyal patlama olmazsa.
Fatmanur Erdogan
Merhaba Mobil Adam, dediklerinize katılıyorum. Sanırım, hayat her zaman toz pembe değil. Medya hayatların hep toz pembe olanını önümüze veriyor, bizlerde yıkıldığımızı kimselere göstermek pek istemiyoruz. Ama hayatın içindeki duygular tek değil.
Selçuk
@MobilAdam
The Pursuit of Happyness filmi “Based on a true story about a man named Christopher Gardner.”
Yani aslında gerçek hayatta da insan yeteri kadar uğraşırsa yokuşlar bitebiliyor.
Bayram Unay
Sn.Fatmanur Erdoğan
Önceleri böyle yazıları okuduğumda hep kızardım.Neden diye sorulursa “BİLMİYORUM”.Şimdi bir şirkette üst düzey yöneticiyim.Mühendis-Mimar ihtiyacım var iş ile ilgili
görüşmelerimde ve okuduğum cv lerde yazdıklarınızın ne kadar doğru olduğunu gördüm.Kesinlikle HAKLISINIZ. iFADE ÇOK ÖNEMLİ.Konuşma kelimeleri ard arda dizmek değil.Yazdıklarınız kadar yazmadıklarınızın oldugunu düşünüyorum ve yazmanızı bekliyorum.
Saygılarımla
Bayram Unay
大阪 インプラント
Great Post!! Thank you very much!