İş dünyası aynı şeyi konuşuyor: İş var ama nitelikli eleman yok!
TAV İcra Kurulu Başkanı Dr. Sani Şener, Sabah gazetesine verdiği demeçte “Türkiye’de ciddi işsizlik var. Bununla birlikte yetişmiş elaman gücüne ihtiyacımız var. Bugün kendisini iyi yetiştiren gençleri büyük bir gelecek bekliyor” diyor.
Zaman gazetesinde yer alan bir başka habere göre Yiv Mühendislik firmasının Genel Müdürü Cengiz Günek de gazetelere verdikleri iş ilanlarından sonra kendilerine yüzlerce kişinin müracaat ettiğini, ancak aradıkları niteliklileri taşımadıkları için işe alamadıklarını vurguluyor.
Metro Group’a bağlı Alman hiper marketler zinciri Real Genel Müdürü Ulf Groth, ”Türkiye’de fakülte mezununun çok olduğunu, açtıkları hiper marketler için yüksek eğitimlilerin başvuruda bulunmasına rağmen, kalifiye eleman bulamadıklarını” söylüyor.
Yenibiriş.com Genel Müdürü Deniz Ceylan Kılıçoğlu, Türkiye’de yeterli sayıda nitelikli eleman yetiştirilememesinin temel nedeninin eğitim sistemi olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘Nitelikli aday, üstlenmesi gereken görevin gerektirdiği yetkinliklere sahip adaydır.’
Bu söylemleri dikkatlice okursanız, yeni mezunlara verilen mesajın ‘üniversite yıllarınız sırasında üniversitede aldığınız derslerin dışında kendinizi yetiştirin’ olduğunu göreceksiniz.
İlk önce iş bulurum, sonra kendimi geliştiririm felsefesiyle kariyer basamaklarını çıkmak bu zamanda zor iş. Görüldüğü gibi, iş bulmak zor çünkü nitelikli eleman bulunamıyor. İlk önce kendini yetiştir sonra bulduğun işte kendini geliştir. Örneğin, halkla ilişkiler bölümü mezunu olup, birkaç sene boyunca halkla ilişkiler alanında tecrübe kazandıysanız, en basitinden bir basın bülteni yazmayı bilmekle kalmayıp, dolu dolu bülten yazmış olun. Ajanslarınıza sizin yapmanız gereken işi yapmaları için pas atmayın. Kariyerinizin başlangıcındaysanız, öğrenme sürecindesiniz demektir. İş paslayarak tecrübe kazanamazsınız.
Üniversite yıllarınızda gönüllü organizasyonlarda yer alın, staj yapın. Kendinizi okuduğunuz bölüm dışındaki alanlarda da geliştirin.
Kariyerinize faydası olacağına inandığınız alanlara eğilin.
Bir yabancı dili en az ana diliniz kadar iyi öğrenin. İngilizce öğrenin demiyorum! Ana diliniz kadar iyi İngilizce konuşun ve yazın diyorum.
Tüm MS Office programlarını ileri derece kullanabilmeyi hedefleyin, Internet ve gelişen teknolojileri çok yakından takip edin. Sıkı bir teknoloji kurdu olun.
Ne varki nitelikli eleman açığı sorunu sadece Türkiye’de böyle değil. Dünya çapında bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bunun ayrıca bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Başarılı olursanız, kendinizi geliştirir ve yetiştirirseniz uluslararası alanlarda bir kariyer yapmanız mümkün olabilir.
Her ne kadar dayanağı olmasa da giderek nitelikli işgücü bulunamamasının arkasında yatan gerçeğe yönelik bir teorim var! Her şeyin rahatını ve kolayını arayan çağlarda yaşıyor olmanın bir getirisi bu belki. Özellikle Avrupa topluluğu vatandaşları için geçerli bu sözüm. ‘Nasıl daha fazla konfor’ elde ederim düşüncesi ve arayışı, daha az çalışıp daha fazla konfor ve refah sahibi olmak isteyen nesilleri ortaya çıkartıyor. Bizde, gelişen ekonomimiz ve gelir seviyemizle bu trendi yakalıyor gibiyiz. Pazar günü Ayşe Özyılmazel bir yazısında arkadaşının nasıl bir iş aradığından bahsetmiş: ‘şöyle saat 10 da gidebileceğim, 16.00 gibi çıkabileceğim bir iş olsun. Özel hayatımı yaşamama, özgür olmama imkan veren bir iş istiyorum.’ diyormuş arkadaşı. Kariyerinize bu mantıkla başlarsanız, fazla yol kat etmeniz ancak sıkı torpil ile mümkün olur görüşündeyim. Başarılı olarak değerlendirdiğim insanlarda gözlemlediğim özellikleri sıralayacak olursam: çok çalışıyor olmaları, fazla mesai yapmamaya özen göstermeleri ama gerektiğinde ek saat çalışmayı külfet olarak görmemeleri, özel hayatlarına önem vermeleri ve sosyal hayatlarının dolu olması…
Kariyer yapmak istiyorsanız her zaman çok çalışacaksınız ve çok öğreneceksiniz.
Disiplinli olacaksınız.
Hayatta bir duruşunuz olacak.
Sizi siz yapan işte bu duruşunuz olacak.
3 Comments
Anonymous
“‘Nasıl daha fazla konfor’ elde ederim düşüncesi ve arayışı, daha az çalışıp daha fazla konfor ve refah sahibi olmak isteyen nesilleri ortaya çıkartıyor. Bizde, gelişen ekonomimiz ve gelir seviyemizle bu trendi yakalıyor gibiyiz.”
Kesinlikle katılıyorum, bir sonraki adım ne olacak biliyor musunuz? Bu zamana dek kendini geliştirmeyenler bir süre sonra konforlarının sallantıda olduğunu fark ettiklerinde, bu konforlarını kaybetmemek için herşeyi yapmayı göze alacaklar ne yazık ki.
Hani avrupalının rahatına düşkün olmasını anlayabiliyorum, belirli bir süreçten geçmişler sonuçta ama Türkiye’de ki bazı insanlar avrupalılardan da rahatçı davranıyorlar hiç kendilerini geliştirmedikleri veya birşeyler üretmedikleri halde, bakalım dananın kuyruğu ne zaman kopucak.
MUSTAFA SOM
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SINI ÖĞRETMENLİĞİ MEZUNUYUM. BİR YILLIK ÖĞRETMENLİK TECRÜBEM VAR. HALEN DAHAÇALIŞIYORUM. ANKETÖRLÜK TECRÜBELERİM OLDU. ORTA DÜZEYDE İNGİLİZCEM VAR.
MUSTAFA SOM
DÜNÜ BUGÜNE EŞİT OLAN İLERLEMEYİ BIRAK GÖMÜLMEYE LAYIK OLUR. HAZIRCILIĞA ALIŞMIŞ OLAN MİLLETİMİZ BEDAVA KAZANÇ NASIL OLUR ONA ÇALIŞIYOR. GELİŞMEK DEĞİŞMEK ÖNEMLİ DEĞİL. GELEN PARA VARSA TAMAM ANLAYIŞI HAKİM. HIZLA GEŞİLİP DEĞİŞEN DÜNYADA DA BÖYLE YAŞAMAK VAR OLMAK ÇOK ZOR OLACAKTIR.