Gazetelerde dergilerde—heryerde— iş değiştirmenin şirkete bağlı olmamakla ilişkilendirildiğini gösteren yazılar okuyorum. Bunlardan en son okuduğum da Hürriyet İk’daki yazı oldu.
Şirkete bağlılık, çalışanların işlerinden ve çalışma ortamlarından tatmin olduğu sürece mümkün. Ne var ki, şirketler en mükemmel şartları bile sunsalar, insanların gereksinimleri, gelişme süreçleri, motivasyonları farklı. Arayış içinde olmak, farklı imkanları değerlendirmek işe yada şirkete bağlı olunmadığını göstermiyor. Aksine, şirketler nasıl “kendileri için” en iyi olanı seçip uyguluyorsa, çalışanlar da aynı şeyi yapıyor. Hepsi o.
Üstelik bağlı değil bağımlı çalışanlar ordusuyla donanıp, işletme ömrünü kısaltmak istemeyen şirketler, kişilere gelişme özgürlüğünü verenlerdir.
Her 3-6 ayda bir iş değiştirenlerden değilseniz, iş değiştirmek herkes için faydalı. İş dünyası henüz buna alışmadıysa, hala çalışanlarının 30 sene boyunca ve hatta ilk çalışma yerlerinden emekli olana kadar aynı şirkette kalmalarını istiyorsa, silkelenmenin zamanıdır! İş değiştirmek sizin yeteneklerinizi kullanmanıza imkan vermeyen ortamlarda körelmenizi engeller, heyecanınızı ayakta tutmanızı ve başarılarınıza başarı katmanızı sağlar.
Gençlerin aynı şirkete takılıp kalmasının yararlı olmadığı görüşünü savunuyorum, çünkü ne istediğimizi bulmanın ve tecrübe edinmenin en iyi yolu iş değiştirmek. Ki zaten yeni jenerasyon (Y) da aradığını bulana kadar çaba sarfediyor olduğundan, onları destekliyorum. Eskilerin aynı şirkette çalışmalarını şirkete bağlılık ya da onların ne istediğini daha iyi bilenler olarak düşünmek naivlik olur. Harvard Psikoloji profesörü Daniel Gilbert, bir şeyi deneyene kadar o işi beğenip beğenmeyeceğimizi bilemediğimizi söylüyor. Bu video’yu seyredin derim.
Üstelik globalleşen işletme yapıları arasında tek bir şirket kültüründe yetişmiş, sadece aynı ortamda büyüdüğü arkadaşlarıyla çalışmış olanların önümüzdeki yıllarda kariyerlerinde sıkışacağını düşünüyorum.
Bu bağlamda şirkete bağlılık nasıl olur diye soracak olursanız şöyle bir önerim olur:
Çalışanlara kişisel ve profesyonel anlamda gelişme ve yükselme imkanı vererek, kişinin üretkenliğini cesaretlendirmek.
Şirketinden ayrılıp yeni ufuklara yelken açmasına izin vermek. Belli bir süre sonra aynı kişiye tekrardan kollarımızı açabilme özgüvenine sahip olmak.
Kişinin şirketinden ayrılıp bir müddet sonra geri gelmek istemesi, eski çalıştığı yerin değerini daha iyi farketmesini sağlar. Gelmiyorsa, kişi kendisi için daha doğru olan ortamı bulmuş demektir.
10 Comments
Serbay (Theblognote)
Haklısınız, hem aynı iş yerinde çok uzun yıllar bulunmak belki o iş yerinde uzmanlığı artırır ama bir süre sonra çoğu şeyi görülmemeye başlanarak iş körlülüğüne kadar gidebilir diye düşünüyorum.(Sadece tahmin bunu diyebilecek kadar tecrübem yok:))
Hüseyin Güneş
Bende universiteye yerleşmeden önce bir matbaada çalışıyordum 5-6 yıl çalıştıktan sonra öğrenebilceğim son noktaya gelmiştim artık herşey rutin olmuştu benim için.(Öğrenebilceğim son nokta derken o şireketin imkanları doğrultusunda)Daha sonra bir müşterimizin refaransıyla şuan Türkiyede artık basın/yayın konusunda çok iyi noktaya gelmiş bir X şirketinde işe başladım ve burda -1-sene içinde kendime bir şeyler katarken aslında en önemlisi mutlaka bir universite okumak olduğunu anladım.
Yani iş değişikliği sayesinde ruhumun aslında bu işte tatmin olmadığını anladım..Yani kısacası
İş değişikliği sayesinde kendimle yüzleşme olanağı buldum ve çok doğru bir karar verdiğimi düşünüyorum..
Uğur Özmen
Eh be Hüseyin,
Bir yandan “en önemlisi mutlaka bir universite okumak olduğunu anladım” diyorsun, bir yandan da (eski yorumlarda) üniversitelerde uygulama öğretilmiyor diye şikayet ediyorsun. Artık bunun üzerine gitmeyeceğim. 🙂
Gelelim ana konuya, “İş Değiştiriyor Olmak Şirkete Bağlı Olmadığınızı Göstermez”. Bu konuda çok şey söyleyebilirim. Ne de olsa 15+ kere iş değiştirdim. (Bazıları zorunlu 🙂 olmuştu; bazılarını ben seçtim.)
Aynı yerde 30 yıl çalışanlar, genelde bağlı değil korkak oldukları için oradadır. Maceraya atılmak, kendilerini sınamak istememişlerdir. “Şunun şurasında emekliliğime 5 yıl kaldı” diyenleri görmüşümdür. (En uzun çalıştığım yerde, 5 seneyi geçebildim) Yani sıkılmadan sabırla geçecek bir 5 sene…
25 yıldan beri aynı bankada çalışan kişinin 15 yıldan beri çalışana “sen daha yeni geldin. Bilmezsin” dediğini de gördüm 🙂
Aynı işyerinde uzun süre çalışmak “mesleki uzmanlığı artırmaz”, iş yerindeki “iç dengeler uzmanlığını artırır”. İyi birşey midir? Bilemem. Hiç o kadar uzun kalamadım.
Hüseyin Güneş
Uğur Hocam,
O anki pisikolojik durumum öyleydi..
Biraz isyan ettim…
Fatmanur Erdogan
Ugur bey, yorumunuzu tebessümle okudum. Harikasınız!
Tuncay Tuncer
henüz kariyerimin başındayım..okuduklarım, dinlediklerim ve gözlerim bana şunu söylüyor.. işyerin ile duygusal bağlar kurma.. İnsan bu dünyaya yeni bir şeyler öğrenmek, bilmek, tanışmak için yani kendisini olabildiğince geliştirmek için geliyorsa eğer, o zaman buna uygun olarak mümkün olduğunca farklı görüşleri, farklı ortamları tadabilmeli.. 3 sene makul süre diye düşünüyorum…
engin
firmadan neden ayrıldın sorusuna makul ve tatmin edici bir cevap bulmadıktan sonra ayrılmamak lazım
Fatmanur Erdogan
@engin– “firmadan neden ayrıldın” sorusunun cevabını bulmaktan ziyade, “bu firmada kalmak beni hedeflerime yaklaştırıyor mu?” sorusuna cevap aramanın daha uygun olduğu görüşündeyim.
Fatmanur Erdogan
@Tuncay: Sana kesinlikle katılıyorum görüşlerinde. Şirketler profesyonel ortamlardır. Duygusal değil. “bottom line” için ne gerekiyorsa, o yapılır.
Emre Alagöz
Fatmanur Erdogan says:
“Harvard Psikoloji profesörü Daniel Gilbert, bir şeyi deneyene kadar o işi beğenip beğenmeyeceğimizi bilemediğimizi söylüyor.”
—
Kendini tanımak, düşünüp taşınarak değil, eylemle öğrenilir. Görevinizi yapmak için çabalayın, çok geçmeden hangi mayadan yapıldığınızı keşfedersiniz.
Johann Goethe
Görünüşe bakılırsa Goethe elini biraz daha çabuk tutmuş:)