Tüm şirketler üreten, yaratan ve geliştiren elemanları arıyor. Zeka testlerinden tutunda kişilik testlerine kadar her derde deva testlerden geçiyor adaylar. Bana kalırsa işe alımlarda mutlaka bakılması gereken en önemli özellikler şunlar:
Kişinin işe ve hayata olan heyecanı: heyecanını canlı tutabilenler üretkendir, ataştırandır ve en önemlisi meraklıdır. Heyecanı olmayan birinin heyecanlıymış gibi yapması da çok zordur. Bu yüzden heyecanı yüksek olanla olmayanı farketmek kolaydır. Heyecanı olan kişi fikirlerin kimden çıktığıyla uğraşmaz, fikirleri güçlendirmeye odaklanır. Heyecanı olanların içsel motivasyonları yüksektir. Yükseldikçe heyecanı düşen yöneticileri aynı koltukta tutmakla heyecanı olmayanları işe almak üretken ve yaratan bir kurum kültüründen uzaklaşmaktır. (Meditation and Brain, Richard Davidson, PHD) (Self Awareness and Personal Development) (The Art of Engagement, Jim Haudan)
Açık ve destekçi davranış: Şirketler takım oyuncusu olmalısınız diye tutturup durur. Neden takım oyunculuğu önemlidir bunu düşüne durun. Ben size daha önemli bir özellik söylemek isterim. Açık düşünce sahibi olmak insanlara, yapmak istediklerine destek olmayı gerektirir. Açık düşünceye sahip olanlar farklı yaklaşımlar ve değişimler karşılarına konduğunda tehdit edildiklerini, konumlarının sallantıda olduğunu düşünmezler. Aksine merak içerisinde öğrenmek, deneyimlemek ve katılımcı olmayı tercih eder. Şirkete ve etrafındakilere destekçidir. Motive eder, yüceltir, paylaşır, katılır, hareketi hızlandırır. (A Meeting of Mind-Richard Davidson, PhD) (Mindfullness without Meditation) (Unlocking Psychological Wealth with Robert Biswas-Diener, PhD -audio) (Neurobiology of Emotions)
Gerisi hikaye. Eğer hayata ve işinize karşı heyecanınız varsa, açık düşünce ve destek davranış gösterebiliyorsanız, en iyi şirketler sizin kıymetinizi bilir. Kültür değişimlerini de bu tür insanlar getirir.
6 Comments
Melih Maldar
Herkese merhaba,
uretmek, yaratmak, gelistirmek. Bu ucunun de birlestigi yer bence girisimcilik heyecanidir.
Ve bu heyecan sizin de dediginiz gibi Fatmanur Hanim heyecanini canli tutabilen her an yasayabilendir. Ayni sekilde heyecani olmayanin heyecanli gibi gorulmesi ornegin, Eczacibasi Holding in inovasyona, girisimcilige dair pek cok yerde demeclerini gorebiliriz. Kariyer test surusu adli staj programlari icin sartlar belli 3.ve 4. sinif ogrencisi olmak, Ingilizce bilmek. Vaka calismasi icin y.lisans ogrencisi olmak falan. Ben martta aradim dedim ki, aradiginiz sartlara sahip degilim; ancak bir ozgecmis gondereyim, stajerlige yine kabul etmeyin; fakat o testlerinizden gecmek istiyorum. Karsi taraf israrla sartlari one surerek kabul etmedi. Simdi bu nedir? Ezberci olan sistemden siyrilmis bir seyleri tersine ispatlamak isteyen birinin heyecanini girisimciligini kirmaktan baska nedir ki? Bu nedenle Eczacibasi’nin sizin de dediginiz gibi Fatmanur Hanim heyecani sifir, ama heyecanliymis gibi davaranislari olan yapmacik ve asla calismayacagim sirketler listemin 1.sirasinda 😀
Saygilarimla.
Mustafa Öztürk
İnsan heyecanını kaybettiğinde aslında birçok şeyini kaybediyor. İnsanın heyecanını kaçıran şey bence hayal kırıklığı. Bu yüzden büyük beklentiler içinde olmamalı insan.Hayal kırıklığına karşı hazırlıklı olmalı.Sonuçta hayatın da kendi içinde bir çalışma mantığı var. Bizim istediğimiz değil onun istediği oluyor. Belki farklı bir deneyim o heyecanı geri getirebilir.
Saygılar.
kamil şensoy
üreten va yaratıcıları seçecek olanların zeka düzeyleri algılamaları ne alemde acab testler her zaman doğruyu göstermeyebilir . türk şirketleri yaratıcı olamaz .bir tane özgün örnek gösterin bana.yukarıda bir yorum bunu teyid ediyor zaten bu ülkede iş bulmak bile siyaset cemaat( sadece din referanslı cemaatlerden bahsetmiyorum)rotary lions galatasaray,bogaziçi vb bunlarda cemiyet adı altın bir tür cemmmatlerdir. ayrıca eczacı başı vb gibi ilaç şirketlerinin hepsi ar-ge de sınıfta kaldıkları için yabancılarla velendiler
hayatımız ezber herşey ilüzyon….
kamil şensoy
yazım hatalarından dolayı özür
Uğur Özmen
Fatmanur Erdoğan’ın ilham veren, yön gösteren, iç açıcı, öğretici yazılarını okuyorum. Onlardan çok yararlanıyorum.
Sonra gençlerin yorumlarını okuyorum.
Yukarıdaki ve bazı diğer yazılardaki yorumları okuyunca aklıma geldi. Şunları yazdım http://ugurozmen.com/yasamin-icinden/celiskiler
Fatmanur Erdogan
Ugur Ozmen’in verdiği linki mutlaka gözden geçirin.
ben biraz alıntı yaptım
Anlamakta güçlük çekiyorum. Açıklık, iletişim, çok beceriklilik (multi-skills) diyorlar… Sonra da Internet’in getirdiği açıklığı, kolaylaştırdığı iletişimi, kendilerinde olduğunu varsaydıkları “çok becerikliliği” gözardı edip, hiyerarşide tek bir kişiye bağlı olmak isteyenler aynı gençler…
“Açıklık… Kurumlar hakkında her şeyi biliyoruz” diyorlar. Kurumlar da onlar hakkında her şeyi bilince tepki gösteriyorlar.
Değişimi savunuyorlar ama en çok da “bunlar Türkiye’de olmaz” diyorlar, “artık o dönem geçti” diyorlar.
Sosyal medya iletişiminde “epic fail” diye adlandırılan olguların arkasında (PR işleri ve ajansları ile) yine bu gençler var.
**
Hangi jenerasyona bağlı olduğumuzu yaşımız değil düşünce ve hareket şeklimiz belirler demek istiyorum.