Türk iş dünyasının ezeli sorunudur.
Yeni fikirlerin varsa, kendine saklaman doğru olur. Düzeni bozman istenmez.
Genelde yeni fikirleri ortaya atan kişiler yenilikçidir—yani değişikliğe diğerlerinden daha açıktırlar. Hani iş dünyasında moda olan kişilik envanterleri var ya, MBTI, NEO P-R gibi… İşte bu envanterlerin ölçtükleri boyutlardan biri de “yeniliklere açıklıktır”.
Günümüzde geleneksel şirketlerin bağnaz tutumları, yeniliklere ve yenilikçi insanlara kapalı olmaları, artık yetenekli kesimi elinde tutmakta çok ama çok zorlanmalarına neden oluyor. (Bu durumun artısı da girişimciliği körükleyerek, beyaz yakalı girişimcilerin çoğalmasına etken olmasıdır.)
Hangi “marka bilinirliği yüksek” dediğiniz 50+ yaşında şirket son 10 yıl içinde bir inovasyon (yenilikçilik) ile ortaya çıktı? Bulmak için oldukça uzun düşünmeniz gerekir. Oysa son 10 yıla baktığımızda, yenilikçi ve yaratıcı işler, yenilikçi ve yaratıcı bireyler tarafından girişimci hareket ile başlıyor. Blockbusters bitti Netflix kaldı; Avis, Hertz ve tüm diğerleri durdu, Zipcar uçtu. Ve daha bir çoğu…
Hollandalı bir artist olan Daan Roosegaarte, bir gün araba üreticisi bir şirketin CEO’sundan telefon alıyor.
“Geleneksel bir şirket sahibi beni arayıp, şirketinin büyümesi için yeniliğe ihtiyacı olduğunu söyledi.”
(Düşünün yüz binlerce insan çalıştırdığınız bir şirketiniz var ama yeni fikrin çıkmasına ve gelişmesine imkan tanıyacak bir kurum kültürünüz yok! Size de çalıştığınız şirketi hatırlatıyor mu?)
“CEO’nun kapanış cümlesi “Kaça yaparsın” diye absürd bir soru oldu.” diyor Daan.
“Ona önemli olanın para değil, vizyon ve ortaya çıkacak yenilik olduğunu söyledim. Geliştirdiğimiz teknolojiyle, bu şirket, Hollanda tasarım ödülünü aldı. Bu sayede şirketin çalışanları çalıştıkları şirketle gurur duymaya başladılar. Hoşlarına gitti.”
Daan, asfalt diye baktığınız yola teknolojiyi getiriyor. Hollanda sokakları, 2013 ortasında, havalar soğuduğunda kar taneleri ile ışıklanan asfaltlara sahip olacak. Elektrikli arabaların şarj sorununa da çare getiriyor. Yolun sağ tarafında yeşil ile aydınlanmış şeritten giden araçlar, yol alırken arabalarını da şarj edebilecekler.
Daan yeniliği yaratıyor. Ama koskoca şirket ve çalışanları yeniliği yaratamıyor.
Yenilikçi insanları farklı fikirler korkutmaz.
Aksine, fikirler onları heyecanlandırır ve fikri nasıl büyütebileceklerini düşünürler.
Üzgünüm, ama iş dünyasının ciddi bir çoğunluğu yeni fikirlerden korkan yönetimlerle dolu. Inovasyon Türkiye’de neden arzulanan noktada değil diye soruyorsanız, kendimize dönüp bir bakalım. Bizi korkularımız mı yoksa tutkularımız mı yönetiyor?
İş dünyasında yeni fikirlere kapalı olmanın 2 temel sebebi var:
++ Fikir güzelse ve karşındaki bu fikri senden önce düşünemediyse, senin fikrinin hayata geçirilecek olması düşüncesi karşı tarafta bir korku yaratır. Bu korku tehdit algısından ortaya çıkar. Kişi kendinin yetersiz olduğunu düşünür. Karşındaki kişinin senden daha başarılı olduğu düşüncesi içini yakar. Özgüvensiz bireylerin tepkileri de tahmin edeceğiniz gibi kötü olur: Fikrin kötü olduğunu söylerler; fikri dinleyecek vakitleri olmadığını öne sürerler, ya da kişi hakkında karalama politikası başlatırlar. Bunların hepsi kişinin içinde bulunduğu korkuyu ve anksiyeteyi susturmak içindir. Fikri iterek kendini rahatlatır…
Bu tür bireylerin sayısı hiç de az değil!
Eğer sizde onlardan biriyseniz, acınızı dindirmek için size Edison ve öğrencisi Tesla’dan bahsetmek isterim. İçiniz biraz daha rahatlasın diye!
Tesla alternatif akımın günlük hayatımıza girmesinde önemli bir rol oynar. Ancak Edison bu fikre ve projeye karşıdır. Tesla’nın fikrinin kötü ve tehlikeli olduğuna toplumu inandırmak için, alternatif akım veren aleti idamlarda kullanılan elektrikli sandalyelerde kullanır. Ardından da PR şirketlerine bu aletin ne kadar kötü ve tehlikeli olduğunu anlatmak için para verir.
Aradan yüzyıllarda geçse, insanoğlu hayvani güdülerini pek de yontamıyor belki de…
++ Ikinci neden, koltuk kavgası.
Eminim sizler aldığınız ücretten çok memnunsunuzdur ve seneye maaşınıza zam olmazsa motivasyonunuz da düşmeyecektir. Eğer bu gruptaysanız, tebrik ediyorum, çünkü azınlığı oluşturuyorsunuz.
Türkiye gibi “emerging market” olarak ifade edilen bir ülkede maaş bir numaralı motivatördür. Hiyerarşinin kuvvetli olduğu ve paranın sadece ünvan atlamakla mümkün olduğu ülkemizde, ünvan peşinden koşmak bu yüzdendir. Yetenek bazlı hareket sınırlıdır. Çünkü bir yerde bu hiyerarşik sistem bireyi köreltir.
Bazılarımız, koltuğu kaptığımızda sıcak tutmayı severiz. Aynı kedi gibiyizdir. Kıvrılır ve kıpırdamadan oturmayı seçeriz. Birisi yeni fikirlerle bize dokunursa, patilerimizi gösteririz.
Yeni fikirlere, yeniliklere ve farklılıklara karşı tutumumuz, özgüvenimizle ilgilidir.
Yeni fikirlere açık olabilmek, hayata korkuyla değil, özgüvenle yaklaşıyor olabilmek demektir.
Şirketler neden yaratamıyor, neden yenilikçi olamıyoruz diye merak ediyorsanız, yeni fikirlere yaklaşımımıza ve o fikirleri büyütmeye olan heyecanımıza (yada heyecansızlığımıza) biraz daha dikkatle yaklaşalım derim.
Öneririm: Beyaz Yakalı Girişimci, Optimist Yayınları. Fatmanur Erdoğan
Hürriyet, Zeynep Mengi’nin Beyaz Yakalı Girişimci röportajı
Statü Endişesi, Alain de Botton, Status Anxiety.
11 Comments
Selçuk
Fatmanur hanım, o Einstein değil Edison olacak sanırım. Hani şu, ampulün mucidi olan Thomas Edison.
Edison ayrıca doğru akım’ı da bulmuştu. Buna karşılık Tesla da alternatif akım’ı icat etmişti, ve Edison’un öğrencisi değil çalışanıydı. (Bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/Nikola_Tesla#Working_for_Edison)
Fikret Dadaş
Fatmanur hanım yazı herşeyiyle mükemmel, insanız bazı konularda hatalar da olabilir, ama bunu daha yapıcı belirtmekte fayda var, insanı ayıplamadan..SÖzüm meclisten dışarı
Fatmanur Erdogan
Selcuk, valla nasil Einstein yazmisim. Gecenin bir yarisi yazinca boyle oluyor. Cok sagol. Sabah sabah guldum:))
Fatmanur Erdogan
@Fikret, bundan daha yapici bir sekilde kaleme alirsan, yayinlamak isterim. selamlar,
Ergin Murat
Merhaba
Yazınızı okuyup her noktada “.” duraksadıkça yaşadıklarımı doğrulayıp devam ediyorum. Yazınız genel olarak yenilikçi insanları yöneten insanları anlatıyor. Burada bahsettiğiniz yenilikçi insanların, karşılaştıkları tavır karşısında yollarını nasıl çizebileceklerine dair önerilerinizi “para, motivasyon ve ünvan” ekseninde kaleme almanızı rica etsem 🙂
Teşekkürler
Cagdasgumus
Elinize sağlık Fatmanur hanım.Her tananki gibi çok güzel bir tesbit
Greg Koch
Part of the negative response to innovation (which equals change) is the mammalian response to fear: we are programmed to respond automatically (genetically) to fear. Innovation=change and that is initially feared my many. The automatic response is fight, flight, freeze or please. You see it in the animal world — when a predator approaches, the prey will freeze in place (freeze), assume a submitting position (please), run away (flight), or defend it itself actively (fight). In the business world you find the same responses to change. Some people complement the change regardless of how they really feel (please). Some do not know wha to do (freeze), some hide and try not to accept the change or even quit that company (flight). The rest fight the change. The fight is vocal, visible and reacted to by all. The other responses (flight, freeze, and please) are either silent on the change or promote the innovation. In summary, I think the resistance ot change/innovation is even greater than we see and read in data since all we hear of is the fight.
Fatmanur Erdogan
@Cagdas sagol. Umarim iyisindir. Epey oldu:)) selamlar…
Fatmanur Erdogan
@Greg, Thanks for your comment and taking the time to read the article. You are gonna be fluent in Turkish soon:))
To complement what you’ve said: We all want change when we initiate it but not when others do. We resist the change requested by others. We move forward only when demand is powerful and threatens us, then we have to comply. For example, sustainability is not a concept initiated by private companies. Majority of them had to respond to the demands of the public and other stakeholders. Most still don’t care much either. And the phrase “license to operate” is a testament to that fact.
When a company is small, its agile. Its entrepreneurial. When it gets much bigger, then it loses its flexibility. It becomes risk averse and wants to be around like-minded people, who are also risk averse. This is the biggest challenge corporations face in today’s world. If you want to innovate, you need to have a culture of corporate entrepreneurship.
A lack of such an environment in companies lead many successful executives such as Robin Chase to move out and have a higher impact with what they do.
Again, thanks Greg. Its always wonderful to hear from you. Cheerios,
Pingback: Mutsuzluğun Anahtarı Mükemmel Olma Çabasında Saklı | Yasin Kurt | Kişişel Web Sitesi
mega holdings başvuru
Özellikle bizim kültürümüzde yetişen bireyler daha açık fikirli daha yenilikçi olmamız gerekirken bazıları hâlâ bunu kendisinde yaşıyor ve çevresine de yaşatıyor.
Nice yeni fikirlere dualarımla.