Yaratabilmek için ruhunuzun özgür olması gerekir.
Yeni fikir yaratmak, farklı ortamlara girip, dünyaya bambaşka gözlerle bakabilmekle mümkündür. Yaratıcılık, sürekli mantığınızla düşündüğünüz dünyadan çıkıp, hayal ortamlarına dalabildiğiniz, sokaklarda öylesine dolaşabildiğiniz anlarla beslenir.
Yaratıcı insan, gücünü kendinden ve etrafında, hayatın içinde olup bitenlerden alabilendir. Yaratıcı insan, kendine güvenendir. Cesaret edebilendir. Tıpkı Köylü Ekrem kadar cesur olabilen, kendi başına muhakeme edebilen, hayatı anlamlı yaşayabilme mücadelesine girebilendir.
Köylü Ekrem şöyle başlıyor sözlerine:
“40 yaşında doğduğumu hissediyorum, şimdi de çocukluğuma doğru büyüdüğümü ve kesinlikle çocuk olarak öleceğimi söyleyebilirim.” “Gerçek okulun toprak olduğunu, tabiat olduğunu düşünüyorum.”
Her kurum yaratıcı insan aradığını söyler ama yaratıcı insana “söz” dışında pirim veren azdır.
Yaratıcı insan değişimi körükler.
Değişim kaybetmeyi de beraberinde getirdiğinden, aslında yaratıcı insan çok da takdir edilen değildir…taa ki, yarattığı şeyler daha fazla kişiler tarafından kabul edilene, beğenilene kadar. O yüzden de cesaret sahibidir yaratıcı insan, çünkü aşağılanmayı, dışlanmayı, kabul görmemeyi göz önüne alabilendir.
University of Penn profesörlerinden ayrıca Pozitif Psikoloji’nin babalarından Martin Seligman, yaratıcı kişilerin yaratıcılıklarını ortaya çıkartabilmesi içi gereken iki koşulu şöyle sıralıyor:
1- Zaman baskısı altında bırakılan bireylerin yaratıcılıkları düşüyor. Yaratıcı fikirlerinin kritize edildiği, yargılandığı ortamlar yaratıcılığı yok ediyor. Yaratıcılığı körüklemek istiyorsanız, yeniliklere, yeni fikirlere açık ortamlar oluşturun. Fikirleri öldürmeyin. Yaşatmaya ve büyümelerine izin verin. Yaratıcılığı kamçılamak isteyenler, onları mutlu hissettirecek fikirleri uygulayarak harekete geçmeyi tercih etmeliler.
2- Insanlara yaratıcı olun dediğiniz zaman, yaratıcılık başlar. Yaratıcı fikirler oluşmaya başlayınca da bu fikirleri hiçe saymak yerine, yapılmasına imkan vermek gerekir.
Türkiye’de hala bir nesil var ki, fikirden korkuyor.
Kar etmeyi herşeyin önünde sayan neslin iş dünyasından çıkmasına en fazla 10 yıl kaldı. Gelsin gelecek. Gelsin özgürlük. Gelsin yaratıcılık. Gelsin inovasyon. Gelsin katılımcı ve paylaşımcı anlayış.
En iyi fikirler, bazen hiç beklemediğiniz zamanlarda ve ortamlarda ortaya çıkar.
5 Comments
Selin
Merhaba,
Ben yaratici biri oldugum icin ise alindim. Fakat haftada 6 saat ve gunde 11 saat calismaktan enerjimi, hayata bakis acimi, yaraticiligimi, ise olan sevkimi herseyimi kaybettim. Oysa ben kendimi gelistiricektim. Gelistirdim, uluslarasi gecerliligi olan bir sertifika aldim ama keyifle degil, bir daha bunu ben kullanmam dedim.
Belki bir daha bu kadar yuksek bir maas alamam belki bu kadar iyi olanaklar sunan bir firmada calisamam ama bir baktim ben 30 olmusum. Degisme karari aldim ve istifa ettim. Karari verdigim gun ben degistim, aydinlandim, her gun of yeni bir gun mu basliyor diyerek geldigim ofisimde nse icinde gemeye basladim. Kafamda bin bir turlu projeler, yapacagim yemekler, bisikletle gezecegim koyler vs.Calismayi dusunmuyorum ben emekli oldum. Bir arsam var, bilrikte cok guzel gunler gecirecegim bir ailem ve birlikte karar aldigim bir esim. Bizde ne varsa toprakta ar dedik, biraz enerji atmak istiyoruz, kendi urunlerimizi yetistirmek, saglikli beslenmek, aldigim nefesi hissetmek istiyorum.
Degismekten korkmayin, bir kapi kapaniyor bir kapi aciliyor. Cok iyi kazandgim bir isten ayrilmakla kaybettigim en guzel otellerde kalip, en guzel restoranlarda yemek yemeyecek olmam sadece.
Not: ben biraz gozu karayim, risk almayi seviyorum, hayatta beni mutlu edecek seyleri yapiyorum. Pisman degilim. Tam tamina 27 gunum kaldi ulkeme donuyorum.
Fatmanur Erdogan
@selin insanin farkli adim atanilmeai buyuk ozgurluk. Bir de insanin ne istedigini bulabilmesi ve zamanla isteklerin degisebilecegini gormesi onemli. Hayati tek duzelikten cikarabilmek ve yasanabilir bir dunya yaratmak icin hayatta her durumun ustesinden gelebilecegimize inanmak en buyuk ozguven olsa gerek… Tesekkurler selin.
Bülent Deniz
Köylü Ekrem alında bize şunu söylüyor. Gerçek olan topraktır.Para kariyer saygınlık gelip geçiçi şeyler aslında bir geri dönüp baktığımızda hayatımızı dört duvar arasında bitiriyoruz. Hangimiz en son bir toprakla oynadı bir ağaç’a dokundu yada yalın ayak dolaştı. Bize öğretilenler içinde yaşıyoruz.Aslında bir hapishane içindeyiz bu evrende biz farkında değiliz malesef ,İnsan olabilmektir asıl olan
Ömür Erdoğdu
Bence bu dünyada güzel olan şeyler hemen tükeniyor ve biz buna asla ama asla engel olmuyoruz.Aksine biz yaptıklarımızın iyi bir şey olduğunu sanıyor ve daha hızlı tükenmesine sebep oluyoruz.Bu nedenle ruhlarımız asla özgür olmayacak.Çünkü insanlardan sadece bir kaçı bu dünyada iyidir ve iyi şeyler yapar.Aslında çocuklar doğuştan iyidir.Büyüdüklerinde o iki yol karşılarına çıkar,iyi ve kötü.
Dünyanın 3’te 1’i yarısı iyilik yolunda ilerler diğer yarısı bazen iyilik bazen kötülük yapar.3’te 2’si ise kötülük yapar.İşte hayat bu durumdan ibaret.Eğer biz ruhumuzun özgür olmasını istiyorsak asla ama kötülüğü veya yarı kötü yarı iyiliği seçmemeliyiz.Aksine iyiliği seçmeliyiz ve ne olursa olsun iyiliği seçmeye devam etmeliyiz…
Zafer Yilmaz
Yazınızın başında çok doğru bir şekilde belirttiğiniz gibi, yaratıcılık için anahtar kelime cesarettir. Aydınlanmanın sloganı “dare to know” idi; “bilmeye cür’et et”. Hemen her yaratıcılık bir cür’et etme ihtiva eder. Özgür olmak cür’et etmedir. Çünkü bizler kendini bir takım araçlarla koruyan hep bir statükonun (din, devlet, toplumsal hiyerarşiler, gelenekler, vs) içinde dünyaya geliriz ve her yaratım ister istemez bu statükoya bir meydan okumaya dönüşür veya o şekilde algılanır. Dolayısıyla yaratıcılığa hayat veren şey cesarettir. Cür’et etmeden yaratıcı olunamaz.